Meridyen Eğitim Kurumları

Av. Dilara Başkan


KADINA YÖNELİK ŞİDDET ve  AİLE İÇİ PSİKOLOJİK ŞİDDETİN HUKUKİ BOYUTU

​​​​​​​Ülkemizde kadına yönelik şiddetin görünüş biçimlerinden özellikle kadın cinayetleri, yaralama, tehdit, hakaret, cinsel saldırı, cinsel taciz veya istismar gibi eylemler kamuoyunda sık sık gündeme gelmektedir.


Kendisini farklı biçimlerde gösterebilen şiddet olgusu, günümüzde toplumsal ve bireysel olarak neredeyse her gün karşımıza çıkmaktadır. Kadınların kendi yakınları tarafından çeşitli fiillere maruz bırakılmaları aile mahremiyeti içerisinde kaldığı için insan hakları mücadelesinin de dışında bırakılmıştır.  Şiddetin, toplumun dokularında doğduğu bilinci dışarıya çıktığında, ancak “hak ihlali” tanımı yapılmıştır. İnsan hakkı ihlallerini önlemek devletin ve tüm kurum ve kuruluşlarının sorumluluk alanındadır.

Aile içi şiddetin saptanmasında, kadına yönelik şiddet olgularının teşhis edilmesi, tedavisi ve rehabilitasyonunda sağlık görevlilerinden başlayarak kolluk gücünün, hukuki yardımın ve psikologların büyük önemi ve rolleri bulunmaktadır.

Aile içi şiddete karşı Türk hukukunun yansıması;

Hukukumuzda 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunumuz bulunmaktadır.

“Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi içerisinde bulunan kadın, çocuk, aile bireylerinin ve mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere karşı şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar” düzenlenmiştir. Bu kanunda;

Aile içi şiddete maruz kalan aile bireylerinin genellikle kadınların ve çocukların korunması amacıyla, şiddet uygulayan aile bireyi hakkında alınabilecek tedbirler yer almaktadır.

Şiddet sonucunda gerekli araştırılmalar yapılarak deliller toplanmalı ve durum gerektiriyorsa mağdur Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmelidir. Bu deliller ışığında Kamu davasının açılmasının gerekli olup olmadığı araştırılır ve belirttiğimiz 6284 sayılı yasa kapsamında Koruma kararı alınması için öncelikli olarak aile mahkemesi hakimine bildirimde bulunulmalıdır.

Şiddet Mağdurları ve Şiddet Uygulayanlar hakkında Koruyucu ve Önleyici tedbir kararlarına hükmedilerek bu kararlar evden uzaklaştırma olabileceği gibi kararlarının uygulanması için Cumhuriyet Başsavcılığına, Kolluk Kuvvetlerine, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirimde bulunulmalıdır.

Kişinin şiddete uğradığını fark edip, mücadeleye erken başlaması, aile içi psikolojik şiddet ile başa çıkmanın en önemli yoludur.   Şiddet uygulayan belki kendisi bile şiddet uyguladığının farkında bile olmayabilir ve bazen sadece tarafların farkındalığı ile dahi bu aile içi şiddet önlenebilir. İlk kez hakaret ya da küçük düşürücü söz duyan, buna o an kulağını kaparsa, bu sözler bir süre sonra psikolojik şiddete dönüştüğünde önlenemez hale gelebilir. Kadına şiddet olgularında mağdur için bu süreci zorlaştırmamak adına herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli ve belirli kurallar dahilinde hareket etmelidir.

Bunlardan bir ya da birkaçını yaşıyorsanız ya da psikolojik şiddete uğruyorsanız ve eğer eşinizden veya diğer aile bireylerinden korkuyorsanız, bu bir sevgi değildir. Psikolojik şiddet, aynı fiziksel şiddetler gibi kişide derin hasarlar bırakan bir şiddet türüdür ve şiddete uğrayan tarafça asla hafife alınmaması gerekir. Bu durumun farkında olarak bir an önce önlemeye başlanmalıdır.