Eşi tarafından çocuğunun göz önünde restoranda darp edildi

İstanbul Eyüpsultan’da, boşanmak üzere olduğu kocası tarafından 6 yaşındaki çocuğunun önünde restoranda darp edilen kadın, yardım çığlığında bulundu. Darp edilen Elif Dağatar, “Bir sonraki hamlesinde belki boğazı kesilen anneler gibi olacağım” dedi.
Eyüpsultan’da yaşayan 29 yaşındaki Elif Dağatar ve 8 yıllık kocası Ertuğrul T. boşanma kararı aldı. 6 yaşındaki çocuğu Y.E.G.’yi görmek isteyen Elif Dağatar, boşanma aşamasındaki eşi ile bir alışveriş merkezinde buluştu. 34 yaşındaki Ertuğrul T., bir süre sonra Elif Dağatar’a hakaret etmeye başladı. Duyduğu hakaretler üzerine Ertuğrul T.’nin yüzüne su atan Elif Dağatar, acımasız şekilde çocuğunun yanında dövüldü. Güvenlik kameralarına yansıyan dayak anlarını sosyal medyadan paylaşan Dağatar, yardım istedi.

“Sürekli tahrik edecek kelimeler söylüyordu”
Başından geçen olayı anlatan Elif Dağatar,“Oğlum babasıyla birlikte kalıyor. Eşim oğlumu göstereceğini söyleyerek beni alışveriş merkezine çağırdı. Yanına gittik. Oturdum. Oğlumla oyunlar oynadık. Babası sürekli tahrik edecek kelimeler söylüyordu. Olabildiğince cevap vermemeye çalışıyordum. Uzun zamandır oğlumu görmüyorum. Oğlumu görmüşken tadını çıkarmaya çalıştım. Hakaret ederek masadan kalkarak üzerime gelmeye başladı. Oğluma elini uzattı. ‘Haydi gidiyoruz. Bu kadar gördüğün yeter’ dedi. 15 dakika olmuştu. Oğlumu kendime doğru çektim. Vermek istemedim. Sonra yanına doğru aldı. Bana küfür etti. Ben de bir bardak suyu yüzünü fırlattım” dedi.

“Elini kolunu sallayarak gitti”
Kamera görüntülerine yansıyan saldırıdan söz eden Dağatar, “Çocuğu arkasına aldıktan sonra hızlıca vurmaya başlıyor. Defalarca vuruyor. Kalkmama izin vermiyor. Kalksam kendimi koruyacağım belki ama sonra insanlar araya girdi. Şikayetçi oldum. Polis çağırdım. Darp raporu aldım. Karakola geldim. Orada da bize saldırmaya çalıştı. Polisler araya girdi. Sonra ifade verdi. Elini kolunu sallayarak gitti” diye konuştu.

“Seni öldüreceğim dedi”
Boşanmaya karar verdikten sonra sürekli tehdit edildiğini söyleyen Dağatar, “Bir önceki uzaklaştırma ihlalini yaptığında evimizden çıkarken yakaladım. Onda da ‘Bir dahaki geldiğimde seni öldüreceğim. Bu böyle bitmeyecek’ dedi. Yine gittim, şikayetçi oldum. Hiçbir şekilde ne zorlama hapsi ne de başka bir şey almadığı için ‘Nasılsa bana bir şey olmaz, seni bir kağıt parçası mı koruyacak’ diyordu. Dediği gibi de yaptı. Bir kağıt parçası beni koruyamadı” ifadelerini kullandı.

“Hiçbir önlem alınmıyor”
Dün tekrar polise ifade verdiğini söyleyen Dağatar, “Hiçbir önlem alınmıyor. Şu an çıkıp gelse bana istediğini yapabilir. Sonuç itibariyle kadınım. Ben o anda kendimi korumak için zarar verdim. O zaman ne olacak? Bu sefer ben içerideyim. Ben öldüm gittim. Çocuğum annesiz kaldı. Annem ve babam evlatsız kaldı. Ben bu hayattan silindim. Hiçbir şekilde önlem yok. İstediği zaman buraya geliyor. Uzaklaştırması varken de geliyordu. Bir sonuç alamıyoruz. Allah’a emanet yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

“Çocuğuma şiddet uygulamayacağının garantisi yok”
Günlük yaşamında sürekli saldırı korkusu yaşadığını anlatan Dağatar, “Arkanızdan ufak bir ses gelse dönüyorsunuz. Birisi arabayla hızlıca yanınızdan geçse içindeki o muydu, onun tanıdığı mıydı, bir şey mi yapacaktı diye düşünüyorsunuz. Gece kapının çalsa tedirgin açıyorsunuz. Hiçbir sosyal hayatınız olmuyor. Evden işe kardeşimle gidiyorum. Bir an önce ceza almasını istiyorum. Ceza alırsa belki caydırıcı olabilir. Çocuğumu göremiyorum. Öfke kontrolü olmayan bir adam. Ona şiddet uygulamayacağının garantisi yok. Çocuğumun velayetini ve babasının ceza almasını istiyorum” dedi.
“Belki boğazı kesilen anneler gibi olacağım”
Evliliğim boyunca hep darp edildiğini söyleyen Dağatar, “Bu son olmayacak. Üzerime iftira atmaya devam edecek. Bir şekilde örtbas etti. Artık herkes gerçek yüzünü gördü. Kamerada bana vuruşu çok net. Bir hayvan bir hayvana o kadar sert vurmuyordur. O kadar gözü dönmemiştir. Bir sonraki hamlesinde belki boğazı kesilen anneler gibi olacağım. Çocuğumun önünde belki öyle olacağım. Gözü döndüğünde neler yapabileceğini bilmiyorum” dedi.