Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı Ceza İnfaz Kurumlarındaki Adli Olayları Soruşturma Bürosunca hazırlanan karara göre, FETÖ/PDY'nin sözde "belediyeler imamı" olduğu iddia edilen Erkan Karaarslan, 31 Ağustos 2016 ile 11 Ağustos 2017 tarihleri arasında Hatay'da cezaevinde bulunduğu sırada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na mektup yazdı. Karaarslan, bu mektuplarında, FETÖ ile bir bağlantısı olmadığını, ihaleye fesat karıştırdığından bahisle Beylikdüzü, Sarıyer, Avcılar ve Bakırköy Belediyeleriyle ilgili tanzim edilen bilirkişi raporlarını tebliğ aldığını belirterek, soruşturmalar kapsamında asıl hedefin kendisi olmadığını, bu belediyelerde görev yapan belediye başkanları olduğunu savundu. Söz konusu belediyelere kendisi üzerinden kayyum atanmasının hedeflendiğini öne süren Karaarslan, kendisinin terörle irtibatının kurulması durumunda, dönemin belediye başkanlarının da "terörü finanse eden kişiler" konumuna düşeceğini anlattı. Karaarslan, kendisinin kasıtlı olarak tahliye edilmediğini, FETÖ üyesi olduğunu kabul etmesi için kendisine baskı yapıldığı iddialarında bulundu.
İmamoğlu, avukatı aracılığıyla Beşiktaş 14. Noterliğinden Karaarslan'a ihtarname gönderdi. İhtarnamesinde, Karaarslan'dan iddialarını destekleyen belgeleri cumhuriyet başsavcılığına bildirmesini isteyen İmamoğlu, "baskıları kabul ederek" kendisine "iftira" atılması durumunda Karaarslan hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtti.
Karaarslan, Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesince yargılandığı davanın 25 Nisan 2019 tarihli duruşmasında yaptığı savunmasında, "Yerel seçimler öncesinde cezaevine benimle görüşmeye Aydın'dan gelenler oldu. Benim bu dosyalarla ilgili olarak başta Özlem Çerçioğlu ve bazı CHP'li belediye başkanları aleyhine olmak üzere ifadelerde bulunmam karşılığında tutuklu bulunduğum dosyadan beraat edeceğime dair tehditlerde bulundular" diye konuştu.
"CHP başkanları hakkında beyanda bulunmamı istedi"
Karaarslan, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesince yargılandığı davada yaptığı savunmada ise, "14 Mart 2019'da avukat görüşü adı altında cezaevinde beni görüşmeye çıkarttılar. Avukat görüşüne girdiğimde cezaevine girmesi mümkün olmayan Aydın'da gazetecilik yapan Serhan Seyhan isimli gazeteciyi gördüm. Benimle yaptığı görüşmede başta Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu olmak üzere CHP başkanları hakkında beyanda bulunmam halinde o gün itibariyle tahliye olacağımı, aksi taktirde hüküm giyeceğimi bana beyan etmiştir" ifadelerini kullandı.
"İftira atmamı istemedi"
Söz konusu iddialar üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Serhan Seyhan ile "tespit edilecek diğer şüpheliler"den şikayetçi oldu. Soruşturma kapsamında 3 Aralık 2019'da cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alınan Karaarslan, şunları kaydetti:
"Serhan Seyhan, Ekrem İmamoğlu, Özlem Çerçioğlu veya başka herhangi bir belediye başkanına FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu yönünde veya irtibatı, iltisakı, bağlantısı bulunduğu yönünde iftira atmamı istemedi. Zaten duruşma tutanaklarındaki savunmalarımda da bu durum çok net anlaşıldı. Serhan Seyhan'ın benden talebi sadece bildiğim veya duyduğum usulsüzlük ve yolsuzlukları anlatmam yönündeydi. Bu talebi şirketimin belediyelerle çok sayıda sözleşmesi olması nedeniyle bir takım bilgilere sahip olabileceğimi düşünmesinden dolayı yaptığını tahmin ediyorum. Ancak ben bu talebi reddettim. Ancak beni 'uzun yıllar tutuklu kalabilirsin' diyerek tehdit ettiği için Serhan Seyhan'dan şikayetçiyim."
Seyhan suçlamaları kabul etmedi
Serhan Seyhan, cumhuriyet savcısına verdiği ifadede, uzun yıllar CHP'de görev aldığını, 2016 yılına kadar Aydın Belediyesinin basın ve reklam işlerinde aktif olarak görev aldığını söyledi. Erkan Karaarslan ile 2013'de tanıştığını belirten Seyhan, 7 yıldır tanıdığı Karaarslan'ı cumhuriyet başsavcılığından aldığı izin kapsamında cezaevinde ziyaret ettiğini kaydetti. Seyhan, "Bu ziyaretlerimde kesinlikle Ekrem İmamoğlu ve Özlem Çerçioğlu'na veya başka herhangi bir kimseye FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi oldukları yönünde iftira atması durumunda tutuklu bulunduğu dosyadan tahliye olacağı, hatta beraat edeceği yönünde taahhütte veya söylemde bulunmadım. Ben sadece geçmiş dönemdeki samimiyete dayalı olarak ziyaret ettim. Ben, yıllardır tutuklu kalarak sıkıntı yaşadığını ve doğruları söylemesinin her zaman için kendi yararına olduğunu söyledim. Hatta 26 Mart 2019'daki ziyaretimde Erkan'ın eşi Selma ve baldızı Çiğdem de yanımdaydı" dedi.
Cumhuriyet Savcısı Serkan Köse, soruşturmasının sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Köse, kararında, Karaarslan'ın, 3 Aralık 2019'daki ifadesinde, Seyhan'ın, İmamoğlu, Çerçioğlu veya başka herhangi bir belediye başkanına FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu yönünde veya irtibatı, iltisakı, bağlantısı bulunduğu yönünde iftira atmasını kendisinden istemediği yönünde beyanda bulunduğunu anımsattı. Kararda, şu ifadeler kullanıldı:
"Anlaşılacağı üzere Ekrem İmamoğlu, Özlem Çerçioğlu veya başka herhangi bir belediye başkanına FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği veya herhangi bir suçla ilgili iftira atması istendiğini iddia etmediği, ısrarla bu belediyelerle ilgili bildiği veya duyduğu usulsüzlük ve yolsuzlukları anlatması durumunda tahliye olacağı, beraat edeceği, aksi halde uzun yıllar tutuklu kalabileceğinin söylendiğini iddia ettiği, ancak bu beyanının Serhan Seyhan tarafından inkar edildiği ve Serhan Seyhan ile ceza infaz kurumunda yapmış olduğu ikinci görüşme tarihi olan 26 Mart 2019'dan yaklaşık 5,5 ay sonra tahliye olduğu, iddiaya konu adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs veya şantaj suçlarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, Serhan Seyhan'la yapılan görüşmelerinin yasal mevzuat çerçevesinde cumhuriyet başsavcılığının izni kapsamında gerçekleştiği, görevi kötüye kullanmaya yönelik herhangi bir eylem bulunmadığı anlaşılmakla, Serhan Seyhan ve meçhul şahıslar hakkında atılı 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma, şantaj, iftira' suçlarından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi."