“Yaz aylarıyla birlikte koronavirüs bitebilir”
Prof. Dr. Bahadır Ceylan, “Koronavirüsü gripten ayıramayız. Gribin de ağır formları zatürreye yol açıp, solunum yetmezliğiyle ölüme götürebiliyor. Ama grip aşısının koronavirüse karşı koruyuculuğu yok. Öte yandan virüsler vücut ısısının düşük olduğu insanlarda daha çabuk çoğalır. Bu nedenle yaz aylarının gelmesiyle salgının sonlanmasını bekliyoruz” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümünden Prof. Dr. Bahadır Ceylan, koronavirüsü gripten ayıramayacağımızı ancak grip aşısının da bu virüs karşısında etkisinin olmayacağını açıkladı. Prof. Dr. Ceylan, koronavirüsün çok alışkın olduğumuz ve iyi bildiğimiz bir virüs olduğuna dikkati çekerek “Daha çok Türkiye’de ve diğer ülkelerde, soğuk algınlığının ve nezle dediğimiz tablonun yüzde 10 ila 15’ini oluşturuyor. Salgın yaptığı durumlarda ise bu tablonun yüzde 30’unu oluşturuyor. Ancak şu anda gündemde olan 2019-nCov, koronavirüsün bir alt tipi ve Beta dediğimiz bir alt grubunu oluşturuyor. Öncelikle hayvanlardan insanlara ardından insanlardan insanlara bulaşıyor. Alıştığımız koronavirüsün aksine ağır zatürre vakalarına yol açıyor” ifadelerini kullandı.
“Solunum yoluyla bulaşıyor”
Türkiye’de böyle bir vaka ve alt tipte bir enfeksiyonun görülmediğine işaret eden Prof. Dr. Ceylan, virüsün bulaşmasına ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Şu anda Çin’de görülen ve Çin’e seyahat eden insanların başka ülkelere taşımasıyla Avrupa, ABD, Avustralya ve Güneydoğu Asya ülkeleri gibi bir viral enfeksiyonu oluşturuyor. Hastalığın ilk ortaya çıkış şekli, bir deniz ürününün satıldığı marketten alınan canlı bir hayvandan insana bulaştığı şeklinde. Ancak bulaştıktan sonra şimdi de insandan insana yayılmaya devam ediyor. Esas bulaşma yolu insandan insana solunum yoluyla bulaşma, öksürürken, hapşırırken ortama yayılan küçük tükürük damlacıkları sizin solunum yollarınıza ulaşıyor ve orada enfeksiyonu başlatıyor. Özet olarak hastalığın çıkış evresi hayvandan insana bulaşma yoluyla olsa da şu an ki en önemli bulaşma yolu insandan insana solunum sekresyonlarıyla bulaşma şeklidir."
“Klinik bulgularla ayırt edilemiyor”
Prof. Dr. Ceylan, virüsün bu kadar hızlı yayılmasının doğal olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Bu virüs alt tipiyle yeni karşılaşıyoruz, dolayısıyla bu hastalığa karşı bağışıklık yok. İnsanlara yeni bulaştığı için immun sistem bu virüsü tanımıyor, tanımadığı için de toplum içinde çok hızlı yayılıyor. Koronavirüs enfeksiyonunu gripten ayıramayız. Gribinde ağır formları zatürreye yol açıp, solunum yetmezliğiyle ölüme götürebiliyor. Bu nedenle gribal enfeksiyonla gelen hastaların, eğer o ülkede koronavirüs vakaları görüldüyse test edilmeleri gerekiyor. Bu virüsü diğer virüslerden ayırabilmemiz için kullanabileceğimiz tek bir yöntem var o da laboratuvar testleri. Klinik bulgularla ayıramayız. Öte yandan grip aşısının koronavirüse karşı bir koruyuculuğu yok. Grip başlı başına apayrı bir enfeksiyon ve kendine özgü bir aşısı var. Koronavirüs için yeni bir aşı geliştirilmesi gerekiyor. Ama koronavirüsle ilgili aşının geliştirilememesinde çok önemli sebepler var. Bunlar arasında virüsün antijenik yapısının sürekli değişiyor olması ve antijenik yapısı değişen virüse aşı bulmanın oldukça zor olması bulunuyor."
“Siroz, kanser, böbrek hastaları risk altında”
Bu virüsle enfekte olan herkesin hayatını kaybetmesinin pek mümkün olmadığına değinen Prof. Dr. Ceylan “Daha çok altta yatan hastalığı bulunanlar; siroz, böbrek yetmezliği, kemoterapi gören kanser hastaları, hematoloji hastaları, yaşlılar ve bu gibi komorbiditeleri olanların ölüm riski yüksek. Sağlıklı insanların bu virüsten dolayı gelişen solunum yetmezliğinden ölme ihtimali bu grup hastalara göre daha düşük. Ayrıca koronavirüsün Çin’den gelen ürün ve kargoların üzerinde taşınması, insanlara bulaşması riskinden bahsedemeyiz. Çünkü virüs çok hassas, yüzeyler üzerinde çok uzun süre bulunamıyor. Bu nedenle de bu yolla uzun vadede hayatta kalarak insanlara bulaşabileceğini pek beklemiyoruz ve bu konuda da çok endişelenmiyoruz açıkçası” dedi.
“Yazın gelmesiyle salgın bitebilir”
Prof. Dr. Ceylan, sözlerini şöyle tamamladı: “Sağlık Bakanlığının Türkiye’ye enfeksiyon sıçramaması ve yayılmamasıyla ilgili bir takım önlemleri var. Özellikle Çin’den Türkiye’ye seyahat eden insanlar 14 gün kadar karantina altında tutuluyor. Hastalık belirtileri gösterenlerden örnekler alınarak koronavirüs olup olmadığı inceleniyor. Böylece hastalığın Türkiye’ye sıçraması engellenmiş oluyor bir bakıma. Aslında şu an için Türkiye’de bir risk yok. Sağlık Bakanlığı tarafından gereken tüm önlemler alınmış durumda. Oradan gelen insanlar arasında koronavirüs taşıyan biri tespit edilirse zaten karantina altında tutulacağı ve insanlarla temasta bulunamayacağı için Türkiye açısından bir risk olacağını düşünmüyorum. Koronavirüs gibi solunum yolu virüsleri genellikle kış aylarını sever. Çünkü kış aylarında soğuk havayla temas ederiz ve vücut ısımız düşer. Bu virüsler de vücut ısısının düşük olduğu insanlarda daha çabuk çoğalır ve enfeksiyona yol açar. Bu nedenle yaz aylarının gelmesiyle beraber salgının sonlanmasını bekliyoruz.”