Beşiktaş’ta yarın gerçekleşecek olan Divan Kurulu Başkanlık Seçimi’nde aday olan Yalçın Karadeniz, arkadaşlarının seçimi yeniden kazanacağının hissiyatını kendisine verdiklerini söyledi. Karadeniz, projelerini ise Beşiktaş yönetimine yük olmadan gerçekleştirmek istediğini ifade etti.
Beşiktaş’ta daha önce Divan Kurulu Başkanlığı yapan ancak sonrasında Fikret Orman yönetimi döneminde aldığı disiplin cezası nedeniyle aday olamayan Yalçın Karadeniz, genel kurulda kendisine verilen disiplin cezasının kaldırılması ve divan kurulu üyelerinin talebi doğrultusunda yarın yapılacak olan Divan Kurulu Başkanlık Seçimi’nde aday oldu. Karadeniz, yarın yapılacak olan seçimde Tevfik Yamantürk ve Aydoğan Cevahir ile birlikte başkanlık için yarışacak. Yalçın Karadeniz, seçim öncesinde İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Son 6 yıldır yaşananlarla ilgili olarak çok fazla konuşmak istemediğini belirterek sözlerine başlayan Karadeniz, “Geçmişi beraber yaşadık. Bunu tekrar anlatmaya gerek yok. Bizim divan üyelerimizin yoğun talebi oldu, aday olmamı arzu ettiler ve bu doğrultuda aday oldum. Onların samimi daveti nedeniyle isteklerini yerine getirmeye çalıştım. Çalışma arkadaşlarımdan bir şey rica ettim, seçimlerin doğasından kaynaklanan bir yarışma ortamı içinde, rakiplerinin birbirleriyle polemik içine girmesi doğru bir olay değildir. Bu bakımdan rakiplerle ilgili lehte ya da aleyhte bir konuşma istemiyorum dedim. Herkes kendi işini yapsın. Seçim stratejimi bunun üzerine kurdum ve uyguladım. Rakiplerimden de bu konunun tersinde bir hareket olmadı. Bazı kraldan fazla kralcıların hareketleri oldu. Beni üzen bazı konular oldu. Hiçbir Beşiktaşlı iftira atmamalı. Bir seçim uğruna bunlar yapılmamalı. Bizim 2016’daki tüzük tadil kongresinde birisi, toplantıda dönemin başkanıyla fikir birliğine vararak; ’3 kez mazeretsiz olarak toplantıya katılmayan üyelerin üyelikleri düşer’ hükmünün oylanmasını arzu ettiler. Bizim kongreler bin kişiyle başlar, sona doğru 50 kişi kalır. Bu önerge de 40-45 kişiyle kabul edildi. Bunu seçim malzemesi olarak kullandılar ve ’Yalçın Karadeniz, Rahmi Koç’u attı’ diyorlar. Ben sultan değilim, padişah değilim. Tüzük doğrultusunda hareket ettim. Siz o kararı aldınız ve bana uygulattınız. Kararın alınma safhasında da yokum, atılma safhasında yokum. Beni tek üzen husus bu olmuştur. Sonrasında bunun düzeltilmesi yönünde devrin başkanının, kararı aldığı günün akşamında ’Biz bunu düzelteceğiz’ demesine de karşı çıktım. ’Düzelteceğiz denemez, düzeltilmesi için tekrar tüzük tadil kongresi yapılması lazım’ dedim. Nitekim genel kurul kararıyla o madde tüzükten çıktı ve bütün arkadaşlarımız da geri dönmüş oldu. Bunu ben yapmışım gibi bir söylem olması beni üzdü” ifadelerini kullandı.
“Çok kaliteli bir listemiz var”
Çok önemli isimlerle Divan Kurulu Başkanlığı’na aday olduğunu söyleyen Yalçın Karadeniz, “Listemi hazırladım. Ziya Doğan, benim 1982 yılında yönetici olduğum dönemin futbolcusudur. Bize futbolcumuz olarak altyapıdan yetişti ve 2 şampiyonluk kazanmamızda önemli rol oynadı. O gün benim telefonum susmadı ve herkes; ‘İsabetli hareket ettiniz’ dedi. Teklifimi yaptığım zaman; ‘Siz benim yöneticimdiniz. Çok büyük saygım vardı. Sizin teklifiniz benim için emirdir’ diyerek kabul etti, çok mutlu oldum. Cemil Cengiz Satar, benim yöneticiliğim sırasında hentbolcuydu. 4 dönem benimle divanda çalıştı. Tecrübesi var ve divan kurulunu tanıyor. Denizcilik sektöründe önemli faaliyetler gösteren Feranuz Aşkın listemizde. Çok önemli bir isim. Levent Kulu, Beşiktaş tribünlerinin çok iyi tanıdığı bir arkadaşımız. Ersan Aksoylu uzun süre futbol oynamış ve milli olmuş bir arkadaşımız. Yorulmaz, soyadı gibi yorulmaz bir arkadaşım. Her yere koşan ve yardım eden bir isim. Seçtiğim üyeleri kimsenin tesiri altında kalmadan seçtim. Bu seçimlerde, bu gibi insanların listeye girme savaşı da olabilir ama onu bana yaşatmadılar. Çok mutluyum, gelen tepkiler çok iyi” diyerek devam etti.
“Doğru söylediğim için beni ihraç etmek istediler”
Başkan olması durumunda sorumluluk ve yetkileri doğrultusunda dengeyi çok iyi kurmaları gerektiğini dile getiren Karadeniz, “Divan üyeleri benden çok şey bekliyorlardı. Bunu biliyorum. ‘Şeyh uçmaz, müritleri uçurur’ derler. Benden çok şey bekliyorlar ancak bizim de kendimize ait sorumluluk ve yetkilerimiz var. Bu dengeyi sağlamak çok önemli. Bir de yönetim kurulu var. Beşiktaş çift başlı değildir. Beşiktaş’ın saygın bir yönetim kurulu vardır. Onlarla birlikte çalışmak gerekiyor. Biz eğer akil insanlarsak, yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır gibi çalışmamız gerekiyor. Yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarına dil uzatmadan, onları taciz etmeden bildiklerimizi anlatmalıyız. Bundan önceki başkanla da yaşanan buydu. Onlara mali tablonun kendilerinin anlattığı gibi olmadığını, denizin bittiğini anlatmaya çalıştım. Başarılı olamadım ve araya hatırlı arkadaşlarımı soktum. Beşiktaş’ın mali durumunu durduramayacağımızı anlatmaya çalıştım ve bu da yetmeyince kendi sorumluluğun içinde anlatmaya başladım. Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar misali beni ihraç etmek istediler. Ben ne yaptım da beni ihraç etmek istediler? Çeşitli yönetimlerde görev almış, 4 dönem divan başkanlığı yapmış, kısa süre de kulüp başkanlığı yapmış olan birisi olarak Beşiktaş Kulübü’nün bir bardak çayını mı içtim ben? Bunu söylerken, Beşiktaş Kulübü’ne zarar vermem anlamında söylüyorum. Yaptığım açıklamayla Beşiktaş’ın marka değerini düşürüyormuşum, bu nedenle beni ihraç etmek istiyorlar. Tüzük bana; ‘Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu’nun raporlarını incele, görüş bildir’ diyor. İnceledim. Görüş de bildirdim. Bazı kişiler; ‘Sizin Beşiktaş’ın borcunu söyleme yetkiniz yok’ diyor. Ben sadece aldığım raporu inceleyip görüş bildiriyorum. 5-6 sene sonra Mali Genel Kurul’da konuşanlar bu durumu kabul etti. Hatta ve hatta, hukukçu olmama rağmen mahkemelerde süründüğümü görenler de vardı” açıklamasını yaptı.
“Keşke ben haksız olsaydım da kulübüm zarar görmeseydi”
Disiplin cezası aldığı dönemde kulübün hukuk işleriyle ilgilenen vefat eden yönetici Şafak Mahmutyazıcıoğlu’yla ilgili de konuşan Karadeniz, “Mahkemelerde bana sıkıntı çektiren arkadaşımız Şafak Mahmutyazıcıoğlu vefat etti. Allah gani gani rahmet eylesin. Beşiktaş başkanının isteği doğrultusunda beni düzlüğe çıkarmamak için çok iyi müdafaa etti. Ama Mali Genel Kurul’a gelip; ‘Biz de hata yaparız, biz de insanız. En büyük hatamız, şu anda önümde oturan Divan Kurulu Başkanımız Yalçın Karadeniz’e çok büyük haksızlık yaptık’ dedi. Benim için bir hazine bulmaktı bu. Benim haklılığımın tesciliydi. Ama keşke ben haksız olsaydım da Beşiktaş Kulübüm bu zararı görmeseydi” diye konuştu.
“Beşiktaş’ın menfaatlerine halel getirmem”
Göreve gelmesi durumunda her zaman doğru olanı yapacağının altını çizen Yalçın Karadeniz, “Dün ne yapmışsam, bugün de aynılarını yapacağım. Beşiktaşlılık aidiyeti içinde konuşuyorum. Kötü niyetli bir adam değilim. İyi bir hukuk anlayışım vardır. Ben insanları dinlerim ve ‘bana her şeyin gerçeğini anlat. Ben gerçeğe inanırsam, seni iyi savunurum’ diyorum. Allah nasip ederse, yapacağım yeni görev de dünden farklı bir zeminde olmayacak. Dün karşılaştığım durumla, bugün karşılaşacağımı düşünmüyorum. Ben divan başkanıyken, mevcut başkan da o dönemde yönetimdeydi. Kendisiyle birçok konu hakkında konuştuk ve hep birbirimizi dinleyerek hareket ettik. Kendisi Beşiktaş’a hizmet etmek için çok efor sarf ediyor. Hepimizin oraya yardımcı olması gerekiyor diye düşünüyorum. Ama bu demek değildir ki Beşiktaş’ın menfaatlerine halel mi gelecek? Daha önce yaptığım gibi kendisine de gerekenleri söyleyeceğim. Ama kendisi dinleyen bir insan. Dün ne ise benim nezdimde, bugün de o. Değişen ise benim ona olan saygım. Artık Beşiktaş Kulübü Başkanı ve yaşça büyük dahi olsam, ceketimi iliklerim, karşısında asla saygı kurallarını bozmam. Ahmet Nur Çebi ve yönetimiyle, birbirimizi daha iyi anlayarak ilerleyeceğimize inanıyorum” dedi.
“Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras, lekesiz bir isim”
Bugüne kadar Beşiktaş’ın menfaatlerine tek bir laf ettirmeden görev yaptığını ifade ederek devam eden Yalçın Karadeniz, “‘Kubbede kalan hoş bir sada imiş’ derler. Beşiktaş’ta 38 başkan geldi geçti. Bazıları onursal başkan diye anılıyor, bazılarının ismini dahi hatırlamıyoruz. Herkes kendi hayat görüşüne, eğitim sistemine göre hizmet verir. Ama muhakkak hizmet vermeye çalışırlar. Ben de Beşiktaş’a faydalı olacak ne varsa onu yapmaya gayret edeceğim. Çoluk çocuğuma bırakacağım en büyük miras olarak da bunu görüyorum. Çocuklarım, ‘Babam divan kurulu başkanlığını, kısa süre de olsa kulüp başkanlığını, çok iyi yapmış, arkada leke bırakmadan yapmış’ dedikleri zaman, bırakacağım en büyük miras bu olacak” diye konuştu.
Projeleri olduğunu ve bunları yaparken Beşiktaş yönetimine yük olmak istemediğini söyleyen Karadeniz, “Tabii ki Beşiktaş’ı yöneten bir yönetim var. Bunlar onların yapacağı konular olsa da, bu projeleri onların yetemediği, aklına gelmediği konular. Yoksa onlar yapamıyor, ben yapacağım gibi bir durum yok. Beşiktaş’ın devasa sorunları var. Her şeye koşmazlar. Kişisel verileri koruma kanunu nedeniyle kulüp bana hazirun listesini veremedi. Ben el yordamıyla, uzun süre kulüpte kalmam dolayısıyla eksik fazla doldurmaya çalıştık. Bizim baronun bir albümü var, üzerinden atlayamazsınız. Ben de bunu gidermenin en güzel yolunun, fotoğraflı, adresli bir albüm yapmak olduğunu düşündüm. 2010’da yapmıştım bunu, sonra gündeme gelemedi. İmkan olmadı, sıra gelmedi. Bunu hemen yapacağım. Artık hazirun listesi aramak zorunda kalmayacaklar” cümlelerine yer verdi.
“Hiçbir endişem yok”
Kulübün birçok sorunla uğraştığını ve yapmak istediği projeleri, kulübe yansıtmadan gerçekleştirmek istediğinin altını çizen Yalçın Karadeniz, “Bunları yapacağım dediğimde, kulübün zaten karşılamak için zorlandığı durumlar var. Ben bunları yöneticiliğimden bu yana yaşıyorum. Ben bunları kulübe yansıtmadan yapacağım. Bunu yaparsam faydalı olacağım zaten. Aklımda olan ikinci bir husus daha var. Beşiktaş çok büyük bir camia ama bir araya gelebileceğimiz yerler yok. Eğer yönetim kurulu böyle bir düşünce içinde bir şey yaparsa, başımızın üzerinde yerleri var ama sıra gelmez. Taraftar şampiyonluk istiyor, bunun için iyi parayla alınan futbolcu lazım, kalan borçlar var. Bu mücadele içinde ben kendilerine yük olmadan bunu yapmaya gayret edeceğim. Kendime güvenim var. İnsanlar inandıkları sürece yardımını esirgemezler. Siyasi otoritenin olduğu bir ortamda, mahalli idarelerin olduğu hakim olduğu bir ortamda, belediyeler bize bir yer verebilir mi? Belki yer verecek; ‘Binayı sen yap’ diyecek. İçimdeki ideali anlatıyorum. Beşiktaş’a hizmet etmiş, bize şampiyonluklar yaşatmış insanları hayat şartları yalnız bırakabiliyor. Onları bir yere toplayacak bir yer bırakmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. İmkan sağlanırsa bunu yapacağımızı düşünüyorum. İnsanların iyi ve kötü günleri var. Bu günleri üyelere ulaştırmak için akşama kadar beklememek lazım. Başkanın bunu düşünecek vakti yok. Birisi düşünecek. Ben söyleyeceğim mesela. Kulübe bir divan sekreteryası konulabilir. Yapamazsa da biz yapacağız. Bu tarz düşüncelerim var. Bu camiaya ne yapsam azdır diyorum. 25 yıl gibi süreyle bekleyen bu donanımlı insanlar her şeye layıktır. Buna talibim. Arkamdan da teneke çalmasınlar ve ‘iyi bir insandı’ desinler istiyorum. Görüştüklerim, konuştuklarım bana seçim için güzel bir hava verdiler. Bu çalışma imkanını bana yeniden vereceklerine inanıyorum. Hiçbir endişem yok. Bu seçimi yeniden kazanacağım şeklinde bir hissiyatım var. Diğer rakiplere de başarılar diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.