Türkiye turizmini yükseltecek öneriler
Türkiye’nin turizmde hak ettiği değeri almasına yönelik analiz yapan Ömer Niziplioğlu, bir takım önerilerini sıraladı.
Çoğunlukla Avrupalı ve Rus turistlerin tatil tercihini kullandı Türkiye’de, turizmin daha da fazla canlandıracak projeler hazırlanırken, Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu Başkanı Ömer Niziplioğlu Türkiye’nin gerek doğa gerek tarih gerekse kültür bakımından turizmde açık ara farkla birinci olmayı hak ettiğini belirterek “Petrol yok ama bu sektörü geliştirebilirsek bitmeyen bir petrol gelirine ulaşmış oluruz” dedi.
“Deniz turizmine açılmalı”
Akdeniz’de en uzun sahilin Türkiye’de olduğunu ve dünyanın en büyük 15 uzun plajı arasında 2 plajımızın yer aldığını hatırlatan Niziplioğlu, “Bunların biri 12 kilometre ile Antalya Patara’da, diğeri ise 14 kilometre ile Hatay Samandağ’da yer alıyor. Ancak ne yazık ki bu sahil şeridinde biz sadece Antalya’yı turizme açabildik diğer sahili olan Mersin , Adana , Hatay yerel turizmle kaldı. Antalya gibi turizmi açarsak ekonomik olarak kalkınma sağlanır. İşsizliğin Antalya’da ne kadar düşük olduğu ortada bu illeri turizme açmak o ilin kalkınması anlamına gelir” dedi.
Devletin bu 3 ili turizm bölgesi ilan edip yeme içme eğlenme gezme alanlarını belirleyip planlamasını yapıp yatırımcılara sunması gerektiğini belirten Niziplioğlu “1-2 otelle bu mümkün değil. 100 yıllık planlamalar yapılmalı. Eğer bu planlama daha da geç kalınırsa bu illerin bu potansiyelini kaybederiz. Fransa’daki Cannes, Nice gibi olabilme imkânı varken yazlık site veya konut ağırlıklı yerleşim olarak gelişecekler. bu tür yapılaşmanın ülkemize bir katkısı olmaz” dedi.
Niziplioğlu, Hatay’ın 3 semavi dine ev sahipliği yapmasıyla, farklı kültürden insanların bir arada yaşamasıyla 12 ay inanç ve kültür turizminde de öne çıkacağını söyledi. Niziplioğlu, “Dünyanın ilk kilisesi Antakya’dadır, Hristiyan adı ilk buradan oluşmuştur. St. Paul, Tarsus’ta doğmuştur, Noel Baba Antalya, Demrelidir, İncil’de adı geçen 7 kilisenin hepsi Anadolu’dadır, birçok aziz Anadolu’da yaşamıştır. Nerdeyse tüm medeniyetlerin ve inançları geçiş yoludur. Sayılamayacak kadar eşsiz kültür ve inanç eseri vardır” diye konuştu.
Antalya’da sahilde yer kalmayıp arka parsel arsalara doğru otel yapılırken Hatay, Mersin Adana’nın turizm bölgesi ilan edilmediği için otel yapılmadığına dikkat çeken Niziplioğlu, “Aynı şekilde Hatay’da Samandağ , Arsuz ,Karaağaç , Yayladağ, Adana’da Yumurtalık, Karataş , Mersin’de Anamur, Silifke, Erdemli, Tarsus, Gülnar, Bozyazı Aydıncık çok daha güzel turizm bölgelerine dönüştürülebilir” dedi.
“Gemi turizmine ağırlık verilmeli”
Akdeniz için cruise turizmin de düşünülmesi gerektiğini aktaran Niziplioğlu, “İsrail, Lübnan, Mısır ve Kıbrıs turları buraya da çekilmelidir. Bunun için İskenderun veya Arsuz’a bir gemi limanı yeterli. Aynı zamanda Doğu Akdeniz turu olarak ülkemize daha çok turist getirme imkânımız da olacaktır. bu sayede milyonlarca turisti Antakya ya İskenderun’a çekerek çok önemli bir kazanım sağlayabiliriz” dedi.
“Uluslararası müsabakalar yapılmalı”
Niziplioğlu ayrıca, Türkiye’nin dağcılık, rafting, kayak, sörf, yelken, paraşüt, dalgıçlık gibi spor dallarına uygun olduğunu belirterek “Bunlara standart getirip uluslararası müsabakaların düzenlendiği düzeye getirmeliyiz ve hepsini ruhsata bağlayıp denetlemeyiz” dedi.
“İstanbul’a değeri kazandırılmalı”
İstanbul 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış içinde deniz geçen iki kıtayı birleştiren birçok kültürü bünyesinde barındıran çok özel bir şehir. Niziplioğlu, buna rağmen birçok değerli eseri kaybedildiğini yeniden kazanılması için çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi. Eyüp ve Balat’taki tarihi eser sayısının İtalya’daki Floransa’dan daha çok olduğuna dikkat çeken Niziplioğlu, “O bölgeler turizm kültür sanat eğlence bölgesi ilan edilmeli mesken imarı iptal edilmelidir. Yine aynı şekilde Haliç ve Beyoğlu’nun arka sokaklarında da bu mantıkla düşünülüp hareket edilmesi gerekir” dedi.