Tasarruf finansman akademiye girdi
Son 8 yılda yüze 854 büyüme gösteren tasarruf finansman sektörünün daha iyi anlatılması ve sektöre nitelikli personel sağlamak amacıyla üniversite işbirliğiyle araştırma ve uygulama merkezi kuruldu.
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) çatısı altındaki tasarruf finansman sektörü-üniversite işbirliği ile Tasarruf Finansman Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kurulmasına yönelik protokol imzalandı. Üniversite bünyesinde FKB’nin desteği ile kurulacak Tasarruf Finansman Araştırma ve Uygulama Merkezi; tasarruf bilincinin oluşması, ürün çeşitliliğinin artması, bilimsel araştırmaların yapılması, finansal okuryazarlığın yükselmesi için çalışmalar yürütecek.
FKB Başkanı Ali Emre Ballı, Üniversite Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, ile Tasarruf Finansman şirketlerinin ve birlik yöneticilerinin katılımı ile düzenlenen imza töreninde konuşan FKB Başkan Vekili ve Tasarruf Finansman Sektörü Başkanı Eyüp Akbal; “30 yılı aşkın süredir yüz binlerce kişinin ev, araba ve çatılı iş yeri sahibi olmasına aracılık eden Tasarruf Finansman sektörü temsilcileri olarak; üniversitesi ile yaptığımız iş birliği ile dayanışma ekonomisinin felsefesinin oluşturulması, bilimsel ve akademik çalışmaların yaygınlaştırılması konusunda önemli bir boşluğu doldurmuş olacağız” dedi.
Tasarruf Finansman Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin, dayanışmanın en iyi örneklerinden biri olan tasarruf finansman modelini hem Türkiye’de hem de yurt dışında akademik çalışmaların desteği ile anlatacağını belirten Akbal; “Merkezimizin yapacağı Ar-Ge çalışmaları ile sektörün ürün çeşitliliğine katkı sunacağız. Yine finansal okuryazarlık alanında önemli bir boşluğu dolduracağız Tasarruf finansman kavramlarının ve diğer finansal araçların hane halkına ve yatırımcılara doğru bir şekilde anlatılması toplumsal tasarruf bilincinin geliştirilmesine ve tasarruf oranlarının artmasına katkı sağlayacak. Sektörün nitelikli personel ihtiyacının karşılanması açısından da proje son derece önemli. Gerçekleştirdiğimiz üniversite iş birliğiyle akademik literatürde de yer alarak örnek bir model olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
“Deprem bölgelerimizin dönüşümünde rol almaya talibiz”
Yastık altı birikimlerin ülke ekonomisine kazandırılmasının çok önemli olduğunun altını çizen Akbal; “Hükümetimizin tasarrufların ekonomiye kazandırılması ve konut edindirme seferberliğinde, sektör olarak yer almak istiyoruz. Deprem bölgelerimiz başta olmak üzere kentsel dönüşüm projelerine yönelik ürünler geliştirilmesi de hedeflerimiz arasında. Ayrıca devlet katkılı konut edindirme, ilk evim, ilk arabam gibi teşvikli modellerin kapsamına sektör şirketlerimizin de dâhil edilmesi, sektörümüzün gelişimini hızlandıracak; vatandaşımızın konut, araba sahipliğini artıracaktır” dedi.
“Tasarruf Finansman sektörü son 8 yılda yüzde 854 oranında büyüdü”
Tasarruf Finansman sektörünün istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü ve yüksek büyüme potansiyeline sahip olduğunu da ifade eden Akbal, “2015 yıl sonu itibarıyla iki şirket, 66 şube ve 1,5 milyar TL aktif büyüklüğüne sahip olan sektör; 2021 yılında 12,3 milyar TL’ye, Aralık 2022’de 14,3 milyar TL’ye ve Haziran 2023 döneminde ise 15,6 milyar TL’ye ulaştı. Bu gelişme sektörün sekiz yılda yüzde 854 oranında büyüdüğüne işaret ediyor. Haziran 2023 döneminde toplam 433 adet şube ve 4 bin 130 kişilik bir istihdam büyüklüğüne ulaşan sektörün müşteri sayısı da 337 bin kişi olarak gerçekleşti. Tasarruf ve finansman dönemine ait sözleşme tutar toplamı ise Haziran 2023 tarihi itibariyle 106 milyar TL’ye erişti” dedi.
Akbal, pandemi ve deprem felaketi ile ortaya çıkan ekonomik daralma nedeniyle genişletici ve büyüme endeksli bir politika ihtiyacının hasıl olduğunu belirterek; “Bu süreci en iyi şekilde yöneten Hükümetimizin yeni dönem politikalarının, enflasyonla mücadele ve istikrarlı büyüme ekseninde devam etmesini önemsediğimizi belirtmek isterim. Diğer yandan seçimlerden sonra Türkiye ekonomisi rasyonel bir zemine dönerek, yurt dışı sermaye akımlarıyla önemli görüşmeler başlattı. Hükümetimizin toplumsal refahı artırmak için şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk ilkelerine referans vermesi de bizler için oldukça kıymetli. Makro finansal istikrarı önceliklendiren büyüme odaklı bir stratejisi ile Türkiye ekonomisini inşa etmenin; ülke risk priminin düşmesine ve önümüzdeki aylarda ülke notumuzun yükseltilmesine olanak sağlayacağı değerlendiriliyor” diye konuştu.