"Su ayak izimizi kayda değer oranda iyileştirmeyi başardık"
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP26’da konuşma yapan Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Atalay Gümrah, Türkiye’nin sıcaklık ortalamalarının artışı neticesinde su kaynakları üzerindeki baskının yoğunlaştığı bir coğrafyada yer aldığına dikkat çekti. İklim değişikliğinin başlıca neticelerinden biri olan su kaynaklarının azalışı nedeniyle topluluk olarak çalışma biçimlerini değiştirdiklerini belirten Gümrah, “Su ayak izimizi kayda değer oranda iyileştirmeyi başardık” dedi.
İskoçya’nın Glasgow şehrinde 31 Ekim’de başlayan ve iki hafta sürecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) 120’ye yakın ülke lideriyle birlikte dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve 30 bine yakın katılımcı küresel ısınma konusunu tartışıyor. COP26 kapsamında TÜSİAD desteğiyle düzenlenen “Türkiye’nin Karbon Nötr Yol Haritasına İş Dünyası Perspektifinden Bakış” oturumunda konuşmacı olarak katılan Eczacıbaşı Topluluğu’nun CEO’su Atalay Gümrah da Türkiye’nin sıcaklık ortalamalarının artışı neticesinde su kaynakları üzerindeki baskının yoğunlaştığı bir coğrafyada yer aldığına dikkat çekti. Gümrah, ihracatının önemli bir bölümünü Avrupa Birliği’ne yapan Eczacıbaşı Topluluğu ve Türkiye için Yeşil Mutabakat’ın gerekliliklerini kavramak ve uyum sürecine hızlı adapte olmanın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
"Tasarruf sağlayan ürün ve hizmetler geliştirme çabasındayız"
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol’un açılış konuşmasıyla başlayan oturum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın başkanlığında, Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Atalay Gümrah, Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cevdet Alemdar, Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu, ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Yeşil Ekonomi ve İklim Hareketi Müdürü Harry Boyd-Carpenter’in katılımıyla gerçekleşti.
Oturumdaki konuşmasında topluluk olarak 2006 yılında Global Compact’ı imzaladıklarını belirten Gümrah, “O günden itibaren karbon salınımımızı düşürmek, su tüketimimizi azaltmak ve döngüsel ekonomiyi destekleyen inisiyatifleri hayata geçirmek için adımlar atıyoruz” dedi. İklim değişikliğinin başlıca neticelerinden biri olan su kaynaklarının azalışının topluluğun da çalışma biçimini değiştirmeye zorladığını belirten Gümrah, “Suyun yeniden kullanımı ve geri dönüşümü, üretim süreçlerindeki değişiklikler ve daha verimli çalışan ekipmanlara yönelik yatırımlar sayesinde su ayak izimizi kayda değer oranda iyileştirmeyi başardık” dedi.
Operasyonlarında su tüketimini azaltmaya gayret ederken, tüketiciler için de gündelik hayatta su tasarrufu yapmalarını sağlayacak ürün ve hizmetler tasarlayıp geliştirme çabası içerisinde olduklarını belirten Gümrah, “Banyo ürünleri şirketimiz Vitra, üretimden kişisel kullanıma kadar suyun korunmasını amaçlayan bütünsel bir yaklaşımı ifade eden Blue Life inisiyatifi dolayısıyla 2014 yılında Avrupa Parlamentosu Sürdürülebilirlik Ödülü’ne layık görüldü” diye konuştu.
"Karbon emisyonlarımızı azaltmak hedefimiz, yaşamsal öneme sahip"
İkinci önemli konunun fosil yakıt tüketimi ve karbon emisyonları olduğunu kaydeden Gümrah, “Grup olarak karbon ayak izimizi azaltmak, paydaşlarımıza verdiğimiz en temel sözlerden ve dünyaya karşı en önemli sorumluluklarımızdan biri” dedi. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın belirlediği hedefler doğrultusunda karbon emisyonlarını azaltmanın, topluluk için yaşamsal önemde bir hedef olduğunu vurgulayan Gümrah, bu hedef doğrultusunda birçok adım attıklarını belirtti. Enerjinin yoğun olarak kullanıldığı seramik işinde yeni fırın teknolojilerinin geliştirilmesi alanında yatırım yaptıklarını, hidrojenden enerji elde edilmesi konusuna yoğunlaştıklarını söyleyen Gümrah, “Karbon salınımımızı düşürmede daha gidecek uzun bir yolumuz var. Özellikle enerji yoğun üretime yönelik fırınlarda yenilikçi teknolojileri, hidrojenin enerji kaynağı olarak kullanımını amaçlayan çalışmaları yakından izliyoruz” diye konuştu.
Eczacıbaşı Topluluğu gibi pek çok kurumun karbon emisyonlarını azaltmak konusunda büyük çaba harcadıklarını, ancak bu çabaların etkisinin sınırlı olacağını belirten Gümrah, “Bu geçiş sürecini hızlandırmak ve karbon nötralitesine bir an önce ulaşmak için yasalar ve yönetmeliklerin, devletçe sağlanan sübvansiyonların ve uluslararası desteklerin de kurumları desteklemesi gerekir” dedi.
"Döngüsel ekonomi uygulamaları için fırsat oluşturuyoruz"
Döngüsel ekonomiler oluşturmaya yönelik iştahın artmasına da dikkat çeken Atalay Gümrah, “Döngüsel ekonomiye yönelik uygulamalarımızı tasarımdan başlayan bir süreçle ele alırken bir yandan tesislerimizdeki çıktıları yeniden değerlendirme yöntemlerini geliştirirken, diğer yandan endüstriler arası iş birlikleri ile bir endüstrinin çıktısının başka bir endüstriye girdi olmasını sağlayacak yenilikçi çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, seramiklerimizin firelerini çimento sanayinde kullanıyoruz. Temizlik kâğıdı üretiminde, kullanılmış kâğıt verimliliğini artırmaya çalışıyoruz. Kalıntı madde ilavesi ile endüstriyel mineraller için yeni formüller oluşturmaya çabalıyoruz. Tüm bunlar, kıt kaynakları daha verimli kullanmamızı sağlarken, daha az atık üretmemize de katkıda bulunuyor" dedi. Gümrah, “Dünya Ekonomik Forumu Paydaş Kapitalizmi Göstergeleri’nin raporlamalarımızda kullanımı ile çevresel, sosyal ve yönetişim değerlerimizi düzenli ölçmeye ve geliştirmeye hız kazandırıyoruz” diye konuştu.