‘Sessiz katil’ damar tıkanıklığından 15 dakika kurtulmak mümkün
‘Sessiz katil’ damar tıkanıklığından 15 dakika kurtulmak mümkün
Kalp damarlarının tıkanıklığı nedeniyle meydana gelen damar sertliği yavaş ve çoğu zaman farkına varılmadan ilerliyor. Sessiz katil olarak da adlandırılan kalp damar tıkanıklığının Koroner BT Anjiyografi (Sanal Anjiyo) ile 15-20 saniye gibi çok kısa sürede görüntülenebildiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hasan Burak İşleyen, 15 dakikalık bir işlemle hastaların sağlığına kavuşmasının mümkün olduğunu kaydetti.
Kalbi besleyen damarların plaklarla tıkanması sonucu oluşan damar sertliği nedeniyle meydana gelen kalp krizi, 3’te bir oranında ölümle sonuçlanıyor. Her hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da erken teşhis ve tedavinin hayat kurtaran en önemli adım olduğunu belirten BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hasan Burak İşleyen, kalp damarlarının 15-20 saniyede Koroner BT Anjiyografi (Sanal Anjiyo) ile görüntülenerek, ne durumda olduğunun tespit edilebildiğini belirtti. Muhtemel bir tehlikeye karşı sanal anjiyo ile gerçekleştirdikleri tedavi sayesinde hastaların 15 dakikada damar tıkanıklığından kurtulmasının mümkün olduğunu kaydeden Dr. Hasan Burak İşleyen, yapılan işlemle ilgili bilgi paylaşımında bulundu.
“Riski klasik anjiyografiye göre çok az”
Sanal anjiyo ile kalbi besleyen damarları görüntülediklerini belirten Dr. İşleyen, “Yaptığımız işlemin standart bir akciğer tomografisinden hiçbir farkı yok. Riski klasik anjiyografiye göre çok azdır. Opak miktarı standart. Böbreğin etkilenme durumu da bu sayede çok daha azdır. Radyasyon miktarı da az olduğu için bu işlem korkmayı gerektirecek işlem değil. Muhtemel bir kalp krizini engellemek için elimizdeki en iyi yöntemlerden diyebiliriz” dedi.
“Sanal anjiyoda radyasyona çok daha az maruz kalınıyor”
Damar görüntülenmesinde dikkat edilmesi gerekenleri aktaran İşleyen, “Kalbin plaklanması ya da kalbin kireçlemesi damar tıkanıklığına neden oluyor. Bunların ikisi de kalp krizini riskini arttıran etkenlerdir. Sanal anjiyo ile damarların durumuna bakarak gerekli değerlendirmeleri yapıyoruz. Amacımız hasta kalp krizi geçirmeden erken müdahalede bulunmaktır. Hastaya sanal anjiyo uygulanmasına karar verdikten sonra hastanın böbrek değerlerini kontrol ediyoruz. Eğer normal değerler aralığındaysa hastamız için sanal anjiyo işlemini planlıyoruz. Koldan standart bir damar yolu açıp, sonrasında ise hastamızı tomografi işlemine alınıyoruz. Yaklaşık bütün süreç 15 dakika sürüyor. Süreç içerisinde hastanın radyasyona maruz kaldığı süre ise yalnızca 15 saniyedir” diye konuştu.
Kalp krizi geçirilmeden önceki risk durumu değerlendiriliyor
İşlemin yapılmasını risk gruplarına göre belirlediklerini söyleyen Dr. Hasan Burak İşleyen, “Şeker, tansiyon hastalarına, belli bir yaşın üstünde olan hastalara, ailesinde ani kalp ölümü meydana gelmiş kişilere ve koroner damarlarını merak ettiğimiz hasta gruplarına bu işlemi tavsiye ediyoruz. Hastanın kalp krizi geçirmeden önceki risk durumunu değerlendiriyoruz. Eğer gerek görülürse tespit edilen tıkanıklık için balon ve stent tedavisi uyguluyoruz” şeklinde konuştu.
Kalp krizi 3’te bir oranında ölümle sonuçlanıyor
Damar tıkanıklığında erken teşhisin önemine vurgu yapan İşleyen, “Kalp hastalıklarına erken zamanda müdahale edilmezse kalp krizine kadar gidiyor. Kalp krizine dönüştüğünde ise daha vahim sonuçlar doğurabiliyor. Çünkü kalp krizi üçte bir oranında ölümle sonuçlanıyor. Hastanede dahi olunsa müdahale edilemeyen hasta gruplarımız olabiliyor. Bu nedenle kalp hastalıkları ciddiye alınması ve erken teşhis edilmesi gereken sağlık sorunlarıdır. Bu bakımdan mevcut check up programlarına dahil olunmasını öneriyorum. Hastalara tetkikler yaparak, gerekirse yürüyüş bandına çıkarıp, genel durumunu gözlemliyoruz. Gerekli görüldüğünde de Koroner BT Anjiyografi ile hastanın damarlarını görüntüleyerek, muhtemel bir kalp krizinden kaçınmış oluyoruz” ifadelerinde bulundu.
“Yan etkileri var ancak çok nadir görülüyor”
İşlemin muhtemel yan etkililerine de değinen İşleyen, “Bu işlemde en çok risk altında olan organımız böbreklerdir. İşlem öncesi ve sonrasında hastalarımıza günlük en az iki-üç litre su içmelerini tavsiye ederek, böbreklerini korumuş oluyoruz. Hastamızı gerekirse hastanede yatıyoruz. Ancak böyle bir durumla çok nadir karşılaşıyoruz. Nitekim vücudumuzda herhangi bir damar hasta olduğu zaman diğer damarların da hasta olma oranı çok yüksek. Bu nedenle kalp hastalıkları sürekli takip altında tutulması gereken hastalıklardır. Bu nedenle belirli aralıklarla kontrol edilmeli ve gerekirse de yapılan işlemler tekrarlanmalı” diyerek sözlerini sonlandı.