Şeref Eroğlu: “Dünya şampiyonluğu Türk güreşinin geleneğidir”
Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu, Belgrad Dünya Güreş Şampiyonası değerlendirme toplantısında yaptığı açıklamada, “Türk güreşi bu tarihi zaferlere rağmen sancılı bir değişim sürecine girmek zorundadır. Önümüzdeki Dünya Şampiyonası veya Olimpiyatı değil, gelecek nesillerin planlamasını yapmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Ankara’da 2022 Belgrad Dünya Güreş Şampiyonası değerlendirme toplantısı düzenledi. Güreş hayatına önümüzdeki yıl son verecek şampiyon güreşçileri Olimpiyat şampiyonu olarak uğurlamak istediklerini vurgulayan Başkan Eroğlu, “2022 Dünya Şampiyonası, Türk güreşi açısından şanlı tarihimizi hatırlatan, büyük başarıların kazanıldığı bir şampiyona olarak hatırlanacaktır. Türkiye, dünya güreş tarihinde bir ilki başararak, tüm stillerde ağır sıkletleri domine etmiş ve 3 şampiyon çıkartarak yeni bir tarih yazmıştır. Bu çok anlamlı zaferle Anadolu’nun hem antik hem modern güreşin ‘ana vatanı’ olduğunu tüm dünyaya yeniden ilan ederek, dünya güreşinde yeni bir milat başlattık. Grekoromen Milli Takımı’mız 13 yıl sonra yeniden dünya şampiyonu oldu. Sporcularımız Taha Akgül 7, Rıza Kayaalp 3, Yasemin Adar 5 yıl aradan sonra altın aldı. Yeni bir şampiyon da çıkardık; Burhan Akbudak da ilk kez altın madalya aldı. Sporcularımız tam 65 yıl sonra bir dünya şampiyonasında 4 altın madalya ile ülkemizi onurlandırdı, gururlandırdı. 65 yıl öncenin şampiyonları Mehmet Kartal, Hüseyin Akbaş, Hamit Kaplan ve yeni kaybettiğimiz Mustafa Dağıstanlı ağabeylerimizi bu vesile ile şükran ve minnetle bir kez daha anıyorum. Onların bizlere bıraktığı bu büyük mirası, kutsal sancağı biz de bizden sonraki dünya şampiyonlarımıza emanet edeceğiz inşallah” dedi.
“Dünya şampiyonluğu Türk güreşinin geleneğidir ve Türk’ün olduğu her yerde atadan toruna taşınacaktır”
Türk güreşinin son dönemde aldığı başarılara açıklık getiren Başkan Eroğlu, “Şampiyonanın ilk gününden itibaren, madalyalar geldikçe artan ve şampiyona sonrası artık herkesin sormaya başladığı soru şuydu, “Türk güreşinde ne değişti” de 10 yıllardır, hatta yarım yüzyıldan fazladır gelmeyen başarılar bir anda gelmeye başladı? Türk sporunu, Türk güreşini önemseyen siz değerli dostlarımız ya da kalbi Türk’ün bayrağı ile atan spor severlerimiz, güreş severlerimiz hatta bu tarihi başarıları sizler vasıtasıyla duyan, gören tüm vatandaşlarımızın sorduğu, sorguladığı bu sorunun cevabı tarafımızdan popülist bir şekilde verilebilir ama bu benim ve yönetimdeki arkadaşlarımın tarzı değil. Eski bir dünya şampiyonu ve Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı kimliğimle sizlerin karşısında ülkeme ve milletime olan borcumu ödemek için, beni ben yapan Türk güreşinin geleceğini düşünerek bu tarihi başarının arkasına sığınmadan, bu başarının rüzgarına binip popülizim ya da siyaset yapmadan, çok açık ve net bir değerlendirme yapmak lazım. Türk güreşi bu tarihi zaferlere rağmen sancılı bir değişim sürecine girmek zorundadır. Önümüzdeki Dünya Şampiyonası veya Olimpiyatı değil, gelecek nesillerin planlamasını yapmamız gerekiyor. Kısa vadeli hedefler, popülist yaklaşımlarla geçtiğimiz son 10-15 yılı hiç verimli geçirmedik. Alt yapıları güçlendiremedik ve maalesef sürdürülebilir bir yapısal dönüşümü gerçekleştiremedik” ifadelerini kullandı.
“Federasyon başkanı olabilmek dünya şampiyonu olmaktan çok daha zor”
Türk güreşinin artık özüne döneceğinin altını çizen Eroğlu, “Göreve geleli 10 ay gibi kısa bir süre geçti. Bu süreçte pek çok kronikleşmiş sorunu çözmeye çalıştık, başardıklarımız oldu başaramadıklarımız da... Bazen kırıcı oldum, bazen biraz sert, bazen bir psikolog gibi anlayışlı. İnanın federasyon başkanı olabilmek dünya şampiyonu olmaktan çok daha zor oldu benim için Dünya şampiyonu olduğunuzda güreş ailesinin en gözde evladısınız ama başkan olunca ailenin tek ve mutlak reisisiniz. Bu konumunuz nedeniyle her sorun için herkes size bakıyor. Bugünü değerlendirebilmek ve yarını planlayabilmek için... Öncelikle Türk güreşinin yakın geçmişinin bir fotoğrafını çekmek lazım. Maalesef on yıllar önce el atılması, halledilmesi gereken ve ötelendiği ya da hasır altı edildiği için kimsenin cesaretle üzerine gidemediği, bu yüzden güreşimizin kronik hale gelmiş sorunları var. Kutuplaşmalar, iç çekişmeler, liyakatin önemsenmediği, adamcılığın öncelendiği tercihler, takım olmanın, onun bir parçası olmanın önemini unutmuş bir yapıdan hızla uzaklaşıyor, artık özümüze dönüyoruz” şeklinde konuştu.
“Fetret devri sona ermiştir”
Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte vazifelerinin sporcuların yüklerini hafifletmek olduğunu vurgulayan Eroğlu açıklamasında, “Fırsat eşitliği ve rekabetten uzak, kulüpçülüğün alt yaş gruplarından en üst Milli Takımlara kadar sirayet ettirildiği, bilimsel metotların, modern antrenman tekniklerinin yerine adam kayırmacılığın, dedikodu ve çıkar çatışmalarının içinde kaybedilmiş yıllar ve nesiller geride kalacak. Başta federasyon başkan ve yönetimlerinin, kendi hatalarını, kendi yanlışlarının üstünü birkaç sporcunun başarıları ile kapattığı, bu yükü onların sırtına yüklediği fetret devri sona ermiştir Türk güreşinde. Güreş ailesinin başında ben varım, arkamda halkımız ve güreş camiası, yanımda yönetici arkadaşlarım var. Bütün hataları, yanlışları biz sırtlarız, çözeriz. Bu bizim sorumluluğumuz ama bırakın iki üç sporcuyu, takımın her bireyinin yüklerini hafifletmektir bizim vazifemiz. Göreve gelir gelmez güreşin bir takım sporu olduğunu hatırlattık sporcu kardeşlerimize. Tüm psikolojik ve sportif ağırlığı üç takım kaptanına değil takımın tamamına dağıtmaya çalıştık ve takım olabildik” sözlerine yer verdi.
“Umutlu gelecek yolculuğumuz başlıyor”
Kendilerine destek verenlere teşekkür eden Başkan Eroğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Grekoromen ’de gelen Dünya Şampiyonluğu bunun en açık ve net göstergesidir. Şimdi sırada “aile” olabilmek var. İşte bunu da başarınca Türk güreşinin umutlu gelecek yolculuğu başlayacak. Başta arkamızda duran milyonlarca vatandaşımıza, bize güvenen güreş camiasına, kulüp başkanlarımıza, sporcularımızın aileleri ve hocalarına, ilgilerini dualarını bizden esirgemeyen devlet büyüklerimize, desteklerini esirgemeyen Gençlik ve Spor Bakanımıza, Cumhurbaşkanımıza ve de bizleri bugün burada yalnız bırakmayan siz değerli medya mensuplarımıza çok çok teşekkür ederiz. Bundan sonra sizlerle yapacağımız ilk toplantı ise tamamen Türk güreşinin gelecek 25 yılına damga vuracak, güreşin ana vatanını tüm dünyanın en tepesine konumlandıracak yapısal değişim süreci ile ilgili olacak.”