Radyo program sunucusu ve yazar Umut Öztürk, yayınlarda yaşadığı ilginç olayları anlattı. Öztürk, intihar etmek isteyen bir kadının radyo yayınına denk gelerek konuşmalarından etkilendiğini ve bu düşüncesinden vazgeçtiğini açıkladı.
Radyo program sunucusu ve yazar Umut Öztürk, hem yayınlarda yaşadığı ilginç olayları, hem de günümüz iletişim sorunlarını İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı. Öztürk, intihar etmek isteyen bir kadının bu düşüncesinden nasıl vazgeçtiğini açıkladı. Kadın intihar etmek için arabasıyla Boğaz Köprüsüne giderken radyo yayınına denk geldiğini ifade eden Umut Öztürk, "Radyo yayınıma bir hanımefendi geldi. Pastasını almış bana ben sizin dinleyiciniz değilim, hayranınız hiç değilim dedi. Bende çok bozuldum. Sonra bana Boğaz Köprüsü’ne intihar etmeye gittiğini, aracına bindiğini, canının sıkkın olduğunu, ailesiyle problem yaşadığını söyledi. Radyo yayınımda söylediğim ifadelerden etkilendiğini kim olduğumu merak etmiş ve yayına pasta alarak ziyarete gelmişti. Bazen kullandığınız tek bir kelime birisinin hikayesine öyle bir dokunuyor ki, birine öyle bir baba diyorsunuz ki öyle bir anne diyorsunuz ki bir anne babadan candan çok daha fazlası" dedi.
"Saygı her şeyin çözümü"
İyi bir iletişimin önce saygıdan geldiğini belirten Öztürk, iletişim halindeyken karşı tarafı dinlemenin ve anlamanın önemine değindi. Yatalak rahmetli dedesinin kendisinden birkaç yaş büyük olan abisine gösterdiği saygıyı da anlatan Radyocu ve Yazar Umut Öztürk, "Bizi bir araya getiren coğrafyanın kodları var. Medeniyetimizin kodları var. Biz bu kodlardan uzaklaşmaya başladıkça aramızda büyük bir uçurum oluşmaya başladı. Rahmetli dedem bir gurbetçi ailesi uzun yıllar Almanya’da kaldı. Hayatının son dönemlerinde İstanbul’a döndü. Uzun zamandır görmediği abisini gördü. Rahmetli dedem 85-90 yaşlarındaydı. Hayatının son iki yılı yarı yatalak haldeydi. Dedem yatağında uzandığında kendisinden bir kaç yaş büyük abisi odaya girdiğinde dedemin kendi yatağında doğrulma eylemi kendisinden birkaç yaş büyük abisine saygı eylemi bir fizyolojik eylemle görülüyor. Yapılan sadece yaşlı bir amcanın kendisinden birkaç yaş büyük abisine yaptığı saygı eylemi. Saygı her şeyin çözümü. Her şeyi saygıyla çözebiliriz. Sonra dinleyerek, anlamaya çalışarak. Milyonlarca insanı nasıl değiştireceğiz önce kendimizden başlayacağız. Teşekkür ederek anlamaya çalışarak iyi olanı taktir ederek" diye konuştu.
"Gerçek yaşanmış bir hayat hikayesi"
2 kitabından birinin gerçek yaşanmış hayat hikayesi olduğunu anlatan Öztürk, "Şimdi ’Umudun Zamanı’ gerçek yaşanmış bir hayat hikayesidir. Bir beyefendinin radyo dinlerken başına gelenin kurgusunu gerçek yaşanmış hikayeyi yansıttık. İkinci kitap ’Pozitif İletişim.’ Burada hem iletişim kuramlarından bahsettik hem de iletişim psikolojisinden bahsettik. Kalbimizle konuşuyoruz. Kalbimizin sesini duyuyoruz. Hani bir manevi metafor vardır. Kalp gözü açık. Aslında konuştuğumuz eylem dilimiz değil kalbimizle konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.