Prof. Dr. Özyürek: “Deprem gerçeği çocuklara yalın bir şekilde anlatılmalı”
6 Şubatta yaşanan depremin çocukların üzerinde olumsuz etkiler bıraktığına değinen Prof. Dr. Ragıp Özyürek, depremin çocuklara yalın bir dille anlatılması gerektiğini söyledi.
Özellikle okul öncesi ve ilkokul dönemindeki çocuklara deprem gerçeğinin anlatılması ve onlarda depremin meydana getirdiği olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması için yapılması gerekenler hakkında konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ragıp Özyürek; “Deprem konusunu açıklamanızı istiyorlarsa, çok fazla ayrıntıya girmeden ve soyut kavramlar kullanmadan basit ve yalın bir şekilde anlatmalısınız” dedi.
Depremin bir doğa olayı ve yer kabuğunun hareketi olduğunu anlatıp sordukları sorulara anlaşılır, gerçekçi ve ancak kaldırabilecekleri düzeyde yanıtlar verilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özyürek; “Resim yapma, arkadaşlarla oyunlar oynama, ailece oyunlar oynama, drama etkinlikleri, dans, drama, masal anlatma, kuklalarla oynama, hamur oyunları, vb. ile çocukların kendilerini ifade etmeleri teşvik edilmeli ve güçlü yönlerinin farkına varılması sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Çocuklara temas etmek, sarılmak önemli”
Çocuklara kendisini güvende hissedebileceği, güvenli bir alan oluşturmanın önemli olduğunu belirten ve depremle ilgili gerginlik yaşayan çocukların bu durumlarının 1 ay kadar devam etmesinin normal olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özyürek; “Çocuklara, yaşadıkları bu olumsuz durumun zaman içerisinde kendiliğinden geçebileceğinin anlatılması ve kontrol duygusunu kaybedebileceğini hissetmesinin normal olduğu söylenmelidir” dedi. Ayrıca çocuklara izinsiz ya da aşırı biçimde sarılmanın uygun olmadığını ifade eden Dr. Özyürek; “Çocuklara temas etmek, onlara sarılmak ve kucaklama elbette çok önemli. Ancak bunu yaparken aşırılıklardan kaçınılmalı. Çocukların sevdikleri ile birlikte olması ve çocuklara şefkatle yaklaşılmaya çalışılmalı. ‘Korkma bu kadar, her şey düzelecek’ gibi yüzeysel olabilecek nasihatlerle çocukların avutulması da yanlış” dedi.
“Çocuğun duygularını anlatması desteklenmeli”
Çocukların olduğu ortamlarda uzunca süren elem dolu konuşmaların yapılmaması gerektiğini ifade eden Dr. Özyürek; “Çocuğun duygularını anlatması ve paylaşması desteklenmeli ve aileler bunu yaparken de zorlayıcı olmaktan kaçınmalıdır. Ayrıca acıma, fazla ilgi gösterme, duyguların irdelenmesi gibi olumsuz davranışlar sergilenmemelidir. Her insanın olumsuz bir durum karşısında vereceği tepki farklı olacaktır. Her çocuk / öğrenci kendisine özgü tepkiler verebilir. Bu sebeple çocuklar arasındaki bireysel farklılıklara saygı duyulmalıdır. Ayrıca, sohbet sırasında çocukların hızına ve isteğine uyum sağlamak önemli, çocuk depremden konuşmak istemiyorsa istediği konudan konuşmaya devam edilmeli, sessiz kalırsa da sessiz kalınması gerekir” şeklinde konuştu.
“Koruyucu aileler, örselenmiş çocuklara karşı dikkatli davranmalı”
Koruyucu aile olmak isteyenlerin de dikkat etmesi gereken önemli noktalar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özyürek; “Her şeyden önce onun sizlere ve ailenize uyum sağlama isteğine yardımcı olmalısınız. Bu açıdan yanında güven duyduğu kişilerin olması ve güvenli yerlerde bulunduğunu hissetmesi çocuk açısından önemlidir. Çocuğun yaşı ile orantılı şekilde iletişime geçmenin, güvenilir ve içten bir şekilde göz kontağı kurmak önemli ve bunu yaparken de beden dilinin de saygılı ve şefkatli olması gerekir” ifadelerini kullandı. Özyürek; “Çocuk eğer istiyorsa, geldiği yer, geçmişi, okul arkadaşları, öğretmeni, neleri sevdiği, hangi oyunları oynadıkları, oyuncakları, vb. hakkında sohbetler edilmesi yararlıdır. Ancak geldiği aile ve bölgenin kültürüne uygun davranışları, alışkanlıkları, şivesi, vb. karakteristik özelliklerine saygı duyulmalı” dedi.
“Koruyucu aile yanına yerleştirilmiş çocuklara empatiyle yaklaşılmalı”
Koruyucu aile yanına yerleştirilmiş çocuklara empatiyle yaklaşılması, onlara karşı sabırlı ve duyarlı olunması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Özyürek; “Çünkü depremlerin etkisiyle örselenmiş, ayrılmak zorunda kaldığı aile, mahalle ve okulu için yoğun biçimde endişelenmiş ve ailenizle yaşamaya başladıktan sonra yeni belirsizliklerle karşılaşmış olabilir. Koruyucu ailelerin bu konuda dikkatli davranması gereklidir” şeklinde konuştu. Özyürek son olarak, “Eğer yakınlarını kaybeden ve yas tutan çocuklara bakım vermeniz gerekiyorsa, bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşüp ortak hareket etmelisiniz” ifadelerini kullandı.