Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu mamografi çektirmeyin diyenlere sert tepki
Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı dolayısıyla gerçekleşen programda konuşan Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu, “Bütün dünyada erken teşhisin en önemli başarılı yöntemi: Mamografi çektirmek. Ama Türkiye’de birkaç bilim insanı diye lanse edilen ama ilgisi olmayan insanlar ’mamografi zararlı’ diyebiliyor. Halkımızın kirli bilgilerden uzak olması lazım. Profesör, doçent olduğu zaman halkımız bu söylemlere dikkat ediyor, hangi birikimle bunu konuşuyor hiç bakmıyor. Bu bilim insanına yakışmıyor, ben yetkili makamda olsam bu arkadaşların profesörlüklerini alırım” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı" olarak belirlenen ekim ayında dünyanın dört bir yanında çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede İstanbul Üniversitesi tarafından organize edilen Rektörlük Binası’nda gerçekleşen toplantıya İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu, Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Programda erken teşhisin ve doğru tedavinin önemine dikkat çekilirken, 40 yaş ve üzerinin düzenli tarama yaptırmasının gerekliliğine dikkat çekti. Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu, mamografi taramasının zararlı olduğu yönündeki açıklamalara tepki gösterirken, tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi verdi.
“Ciddi bir farkındalık toplantısı"
Meme kanserine karşı toplumda farkındalık oluşturulması amacıyla İstanbul Üniversitesi’nin önemli çalışmalar gerçekleştirdiğine dikkat çeken ve taramanın öneminin anlaşılması gerektiğine vurgu yapan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, “Bugün burada ciddi bir farkındalık toplantısı için birlikteyiz. Kurumsal fayda anlamında da çok yararlanacağımız bir program oldu çünkü üniversitemizdeki öğrencilerimizin yüzde 53’ü kız öğrenci ve idari personelimizin yüzde 57’si kadınlardan oluşuyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ak, meme kanserinin tanı ve tedavi yöntemleriyle önüne geçilebileceğini belirtirken farkındalık programlarının sürece katkısını ifade etti.
“Bilim insanı diye lanse edilen insanlar ’mamografi zararlı’ diyebiliyorlar"
Mamografinin meme kanserinin tespitindeki rolüne dikkat çeken İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu, “Bütün dünyada erken teşhisin en önemli başarılı yöntemi; mamografi çektirmek. Mamografinin zararı şu ana kadar hiç gösterilmiş bir şey değil. Bu işi çok güzel yapan ülkelerde 100 kadından 60’ı 0’ıncı evre veya 1’inci evrede tespit ediliyor, bunların hayatı kurtuluyor. Ama Türkiye’de birkaç bilim insanı diye lanse edilen ama ilgisi olmayan, düşünsenize koskoca fakülteler, bunun faydası ve gerekliliğine inandığımız halde ’mamografi zararlı’ diyebiliyorlar. İnsanlar ’Bize zararlıymış, çektirmeyelim’ diye gelebiliyorlar. Bu noktada halkımızın kirli bilgilerden uzak olması lazım. Gerçekten mamografinin zararı yok, minimum 40 yaşında mutlaka mamografi çektirsinler. Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor. Herkese düşen sorumluluk var; lütfen kendi konusu dışında konuşanların bir geçmişini araştırsınlar. Profesör, doçent olduğu zaman halkımız bu söylemlere dikkat ediyor ama arkasında kim var, hangi birikimle bunu konuşuyor, buna hiç bakmıyor. Ben bir profesör olabilirim ama kolesterolle ilgili bir şey söyleyemem çünkü konum, alanım değil. İki tane makale okusam da böyle bir şey söyleyemem. Dolayısıyla halkımız da bu noktada kişi bir kardiyologsa meme kanseri konuşuyorsa hiç itibara almasın. Bu bilim insanına yakışmıyor, ben yetkili makamda olsam bu arkadaşların profesörlüklerini alırım, düz bir doktor olarak konuşurlarsa bu kadar etkili olmazlar. Biz de genç nüfus fazla, genç meme kanseri Avrupa’dan 3 kat fazla, dolayısıyla daha erkken duyarlılığa başlayacağız, hele ailede risk varsa daha erken bir kontrole gideceğiz. Duyarlı olursak, erken yakalarsak bu iş kesin çözülüyor” dedi.
“Angelina Jolie’den sonra kadınlarda meme aldırma akımı ortaya çıktı"
Meme kanserinin çok büyük bir grubu etkileyen kanser türlerinden olduğunu ifade ederek farkındalığa vurgu yapan İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu, “Dünyada her 8 kadından birisinde Türkiye’de her 12 kadından birisinde hayatının bir döneminde meme kanserine rastlanıyor. Özellikle Türkiye’de son 20 yılda bu oran 2 katına çıktı. Yüz binde 25’lerden 50’lere çıktı. Memenin yüzeyel bir organ olması nedeniyle erken belirtilerle yakalanabilir olması çok önemli. Biz konuda en çok mamografik taramayı öneriyoruz 40 yaş üzeri riski olmayan kadınlarda, 2 yılda bir mamografik tarama gerçekten çok önemli. Meme kanserini yakalamada elimizdeki en önemli silah bu, 20-40 yaş arasında kendi kendine muayene ön planda ancak bunu bilinçli yapmaları önemli. 2010 yıllarından sonra Angelina Jolie’nin bir genetik mutasyona sahip olması nedeniyle her iki memesini de aldırması sonucunda dünyada kadınlarda böyle bir akım ortaya çıktı. Riski olmayan kadın da bize başvurup her iki memesini aldırmak istedi. Fakat bu doğru bir yaklaşım değil, biz bu genetik kanseri yüzde 10 oranında görmekteyiz. Yüzde 70-80 meme kanserinin risk faktörleri bilinmemekte ve gerçekten riski yüksek olan, mutasyon taşıyan kadınlara bu tür ameliyatlar öneriyoruz. Eğer gereksiz yere yaptırılırsa bunun hayat kalitesini son derece negatif etkileyeceğini de vurgulamak lazım. Amerika’da 40 yaş altında yüzde 5-6 oranında meme kanserine rastlanırken ülkemizde 40 yaş altında yüzde 20 oranında meme kanseri görülmekte. Meme kanseri tanısı almış olan kadınların yüzde 20’si ülkemizde 40 yaş altı genç kadınlar” şeklinde konuştu.