Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, 24 Nisan sözde ermeni soykırımı hakkında yaptığı açıklamasında, “Bu yalanla Ermeniler birbirine bağlanıyor ve dünyadan silinip gitmemek için bunu bir yaşam iksiri olarak kullanıyorlar. Ermeniler sürdürdükleri büyük yalanı terk etmelidir” dedi.
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, 24 Nisan sözde ermeni soykırımı hakkında yazılı bir açıklama yayımladı. Özte’in açıklaması şu şekilde:
“Göç sırasında da başlarına muhafız konmuş, karınları doyurulmuş, hastaları bakılmış, hatta gittikleri yerlerde ekecekleri tohumuna kadar kendilerine verilmiştir. Ermeniler bu göç tarihini; Türkler 24 nisan 1915 de Ermenilere soykırım uyguladı şeklinde dünyaya büyük yalan olarak yaymışlardır. Dünyanın pek çok ülkesinde 130 kadar bizim aleyhimize sözde soykırım anıtları dikmişlerdir. 2005 yılında Los Angelos üniversitesinde düzenledikleri bir konferans afişine akla gelmeyecek düzmece resimlerle Atatürk’ü monte etmişlerdir. Amerika’da 40 kadar eyalet ve dünyada da 30 kadar devlet bu yalana destek vermektedir. Bu ise bunları yok hükmünde saymak ve elçimizi geri çekeriz diyerek kendimizi avutmaktayız.
Halbuki; Büyük savaşta Erzurum’da bulunan Amerikan komiseri General James Guthrie Harbord ve Osmanlı devleti Alman komutanlarından Orgeneral Paul Bronsart Von Schellendorf ve o günleri yaşayan Rus ve Fransız subayların raporları tamamen Ermeni cinayet ve katliamlarını anlatmaktadır. Daha sonra Amerikan başkanlarından Reagen’in hukuk danışmanı Bruce Fein, Amerikalı bilim adamları ve yazarlar Stanfort Shaw, Justin Mccarthy, Guenter Lewy, Michael Gunter, Edward Erickson gibi bir çoğu ve Türk bilim adamları Türkkaya Ataöv, Turan Yazgan, Yusuf Halaçoğlu ve Şükrü Server Aya gibi niceleri, birinci dünya savaşı günlerinde Ermenilerin iki milyon Müslüman Türk ve Kürt’ü katlettiğini, soy kırım uyguladıklarını kanıtları ile belirtmektedirler. Bununla beraber Ermenilerin Azerbaycan topraklarında 1905 yılından itibaren katlettikleri soydaşımız yüz binlercedir. 1923 yılında Bükreş’te yapılan Ermeni kongresinde, Ermenilerin ilk başbakanı Yohannes Kaçaznuni, suçlu bizdik, Osmanlı devletine ihanet ettik demiştir. Lozan antlaşması günlerinde yine Osmanlı paşası olan Ermeni asıllı Bogos Nubar Ermeni kayıplarının göç, savaş ve hastalık sonunda üç yüz bin olduğunu itiraf etmektedir. Mecburi göç ile ilgili olarak işgal kuvvetlerinin Malta’da yargıladığı Paşa ve devlet memurlarının hiç birinin suçlu olmadığı ortaya konmuştur. Peki bu öldürüldüğü iddia edilen Ermeniler mezarlarında mı çoğalıyorlar?
Peki bugün bu büyük yalan niye? Bu yalanla Ermeniler birbirine bağlanıyor ve dünyadan silinip gitmemek için bunu bir yaşam iksiri olarak kullanıyorlar. Ermenistan’da sayıları giderek yok olan Ermeniler şunu çok iyi bilmeli ki, Ermenistan’da hayat bulmak ve geleceklerini temin etmek için Türkiye ve Azerbaycan’a muhtaçtırlar. Ermenistan’da Ermeni çocuklar halen Türk düşmanı olarak yetiştirilirken, Türkiye’de en az elli bin Ermeni hanım Türk çocuklarına dadılık etmekte ve Ermenistan ekonomisine destek olmaktadırlar. Biz barış içinde yaşamaktan yanayız. Yaşadığımız coğrafyanın kıymetini artırmak istiyorsak, Ermeniler sürdürdükleri büyük yalanı terk ederek, Türk’le el ele vermek zorundadır. Artık bunu anlamalıdırlar."