Prof. Dr. Bülent Sağlam’dan orman yangınları hakkında önemli açıklama
Prof. Dr. Bülent Sağlam’dan orman yangınları hakkında önemli açıklama
Prof. Dr. Bülent Sağlam, Türkiye’yi etkisi altına alan orman yangınları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Artan kuraklık, aşırı sıcaklar nedeniyle orman yangınlarında önümüzdeki dönemde de artış beklentisi bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Sağlam, “Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yangınların çıkış sebeplerine bakıldığında insan faktörü ilk sırada gelmekte. Ülkemizde 2020 yılı yangın verilerine göre orman yangınlarının yüzde 9’u yıldırım kaynaklı olurken kalan yüzde 91’lik kısım ise insan kaynaklı” dedi.
Türkiye’nin birçok ilinde peş peşe çıkan orman yangınlarından 107’si kontrol altına alınırken, 5’i ise hala devam ediyor. Eş zamanlı çıkan yangınlar hakkında önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bülent Sağlam, ülkenin 22,7 milyon hektarlık orman alanlarının yarısından çoğunun yangına çok hassas alanlardan oluştuğunu, bu nedenle orman yangınlarıyla her yıl karşılaşmamızın kaçınılmaz bir gerçek olduğunu ifade etti. Sağlam, yangınların çıkış sebeplerinde insan faktörünün ilk sırada geldiğini, ülkemizde 2020 yılı yangın verilerine göre orman yangınlarının yüzde 9’u yıldırım kaynaklı olurken, kalan yüzde 91 kısmının ise insan kaynaklı olduğunu belirtti.
“Ülkemizin 22,7 milyon hektarlık orman alanlarının yarısından çoğu yangına çok hassas alanlardan oluşmaktadır”
Son yıllarda orman yangınlarının insan kaynaklı olduğunu söyleyen Artvin Çoruh Üniversitesi, Orman Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Sağlam, “Orman yangınları her yıl bu zamanlarda ülkemizin ana gündemini oluşturan en önemli doğal afetlerdendir. Bu zamanlar yangınların en çok meydana geldiği dönemlerdir. Ülkemizin 22,7 milyon hektarlık orman alanlarının yarısından çoğu yangına çok hassas alanlardan oluşmaktadır. Bu nedenle orman yangınlarıyla her yıl karşılaşmamız kaçınılmaz bir gerçek durumundadır. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yangınların çıkış sebeplerine bakıldığında insan faktörü ilk sırada gelmektedir. Ülkemizde 2020 yılı yangın verilerine göre orman yangınlarının yüzde 9’u yıldırım kaynaklı olurken kalan kısmı ki yüzde 91 civarında insan kaynaklı olmaktadır. Orman yangınının başlaması için yanıcı madde, oksijen ve tutuşturucu kaynağın bir arada bulunması gerekir ki biz buna ’Yangın Üçgeni’ diyoruz. Bu üçlüden herhangi birinin eksikliği durumunda yangın devam etmez ve durur. Ancak yanıcı madde ve oksijenin ormanda bolca bulunduğunu biliyoruz. Tutuşturucu kaynağın da alanda bulunması durumunda maalesef yangınlar başlamaktadır” dedi.
"Artan kuraklık, aşırı sıcaklar nedeniyle orman yangınlarında artış beklentisi bulunmakta"
Dünyada artan orman yangınlarına dikkat çeken Sağlam, "Orman yangınlarındaki artışlar, bütün dünyada etkisi artarak görülmeye devam eden küresel iklim değişikliğinin ormanlarımız açısından en önemli sonuçlarından birisi olarak değerlendirilmelidir. Ülkemizin de içinde yer aldığı Akdeniz iklim kuşağında önümüzdeki yıllarda da artan yaz kuraklıkları, aşırı sıcaklıklar veya değişen hava şartları nedeniyle orman yangınlarında ciddi artış beklentisi bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
“Yangın hassas alanlarda başladıktan sonra ilk 15 dakika içerisinde müdahale edilebilirse söndürülmesi kolay olacaktır”
Helikopterlerin yangında etkin bir şekilde kullanıldığını belirten Sağlam, “Ülkemiz açısından baktığımızda Kızılçam ve Karaçam yapıları gereği orman yangınlarından en fazla etkilenen ağaç türlerimizdir. Bu durum örtü tabakasının nem içeriğinin yüzde 15’lerin altına düşmesine sebep olmakta ve alanı yangına hazır hale getirmektedir. Ormanda yanıcı maddelerinde yanmaya başlaması için 250 derece civarında bir ısının oluşması gerekmektedir. Bunu sağlayan bir kaynak yangının başlamasına sebep olacaktır. Yangına hassas alanlarda başladıktan sonra ilk 15 dakika içerisinde müdahale edilebilirse yangının söndürülmesi oldukça kolay olacaktır. Ancak bu sürenin aşılması durumunda yangın gelişip ilerleme eğiliminde olacaktır. Yangına hassas birçok bölgede kırıklı, dar vadili ve yamaç arazilerin olması nedeniyle harekât ve manevra kabiliyeti çok iyi olan helikopterler yangınlara ilk müdahale aşamasında en etkin hava aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Büyük yangınlarda da özellikle çok yoğun bir şekilde oluşan nokta yangınlarıyla mücadelede de helikopterler etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Bu sebeple yangın bölgelerinde yaklaşık 4 km de bir helikopterlerin su alabileceği özelliklerde toplamda 4150 adet havuz ve gölet tesis edilmiştir. Böylece gerekli su kaynağı bulunmayan veya büyük yangınlarda eksikliği hissedilebilecek alanlarda su ikmalini çok kısa süre içerisinde yapmak suretiyle her geçen saniyenin son derece önemli olduğu yangınlara müdahale imkânları artırılmıştır” diye konuştu.
“Yangına eş zamanlı olarak müdahale edebilmek çok zor bir durumdur”
107 yangının kontrol altına alındığını ifade eden Sağlam, “Orman Genel Müdürlüğü yangınla mücadele çalışmaları kapsamında 2,5-3 ton su atma kapasiteli toplam 39 adet yangın helikopteri kullanmaktadır. Yangın söndürmede kullanılan uçaklar ise helikopterlerden daha fazla su atma kapasiteleri ve daha hızlı olmaları nedeniyle öne çıkmaktadırlar. Ancak uçakların su ikmali yapacakları kaynaklar ve kırıklı arazilerde harekât kabiliyetleri kısıtlı kalmaktadır. Bu sebeple uygun alanlarda 3 adet 12 ton su atma kapasitesindeki amfibik uçak da yangın söndürme çalışmalarında kullanılmaktadır. Hava hallerindeki olağanüstü değişimler neticesinde ülkemizde son haftada 130 yangın meydana gelmiştir. Bunların birçoğu birbirine oldukça yakın alanlarda ve eş zamanlı olarak meydana gelmiştir. Yangınlar açısından böylesi aşırı hava hallerinin olduğu zamanlarda ve yangın tehlikesinin yüksek olduğu ormanlarda çıkan çok sayıda yangına eş zamanlı olarak müdahale edebilmek çok zor bir durumdur. Bu mücadelede maalesef hayatlarını kaybeden teşkilat mensuplarına ve vatandaşlarımıza Allah’dan rahmet diliyorum. Son dört gün içerisinde meydana gelen yangınların 123’ü kontrol altında 7 yangın devam ediyor. Bu yangınların tamamen söndürülmesinden sonra alanların yeniden ormanlaştırılması anayasanın 169. maddesi gereğince OGM tarafından yapılacaktır. Anayasanın amir hükmü nedeniyle bu alanların başka amaçla kullanılması söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.