Türkiye’nin birçok yerinde korona virüsüne karşı önlemler alınıyor. Kız Kulesi’nin 1800’lü yıllarda yaşanan kolera ve veba salgınlarında karantina hastanesi olarak kullanıldığı bilinirken koronavirüs salgınının hayatı etkilediği bu günlerde kısıtlama gecelerinde sessizliğe bürünen Kız Kulesi tekrar akıllara gelerek eşsiz manzarası ile büyüledi.
Çin’de ortaya çıkan ve dünyada pandemi düzeyinde salgına sebep olan korona virüs nedeniyle hem Türkiye’de hem de dünyanın farklı ülkelerinde çeşitli önlemler ve kısıtlamalar hayata geçiriliyor. İstanbul Boğazının incilerinden Kız Kulesi, korona virüs kısıtlamalarının olduğu bu günlerde tarihiyle tekrar akıllara geldi. Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan Kız Kulesi tarihin akışı içinde; ticari gemilerden vergi toplama, savunma, fener, radyo istasyonu olarak kullanılmasının yanı sıra kolera salgını ve veba salgını zamanında da karantina hastanesi olarak birçok farklı amaç için kullanıldı. Kız Kulesi de 1830-1831’de kolera salgınının şehre yayılmaması için karantina hastanesine dönüştürüldü. Daha sonra 1836- 1837’de görülen ve 20-30 bin kişinin öldüğü veba salgını sırasında hastaların bir kısmı Kız Kulesi’nde kurulan hastanede tecrit edildi. Kız Kulesi’nde tesis edilen bu hastanede uygulanan karantina ile salgının İstanbul’a yayılması önlenmiş oldu. Şimdilerde ise korona virüsün hayatı etkilediği şu zamanlarda kısıtlamalar devam ederken yalnızlığı ve sessizliğiyle bir kez daha büyüledi. Kız kulesinin eşsiz manzarası drone ile havadan görüntülendi.