Pandemi nedeniyle hastaneye gitmeyi erteleyen 40 yaşındaki Kadriye Arslan, lokal ileri evre meme kanseriyle mücadele ederken bir de korona virüse yakalandı. Arslan, hem kanseri hem korona virüsü yenerken, “Ablamı bağırsak kanserinden kaybettim, ben bu hastalığı yeneceğim dedim. Ne kemoterapi ne de korona zamanında hiçbir şekilde kendimi bırakmadım. Kanseri de korona virüsü de yendim, erken teşhis çok önemli. Kimse hastalıktan korkmasın” diye konuştu.
40 yaşındaki Kadriye Arslan, göğsünde bir kitle hissetti ancak pandemi nedeniyle hastaneye gitmeyi erteledi. Bir süre sonra Diyarbakır’da doktora giden Arslan, yapılan tahlillerin ardından meme kanseri olduğunu öğrendi. Ablasını da bağırsak kanserinden kaybeden 3 çocuk annesi kadın, meme kanseri olduğunu öğrenince büyük üzüntü yaşadı. Koltuk altı lenf bezlerine de sıçrayan kanserin tedavisini sürdürmek için İstanbul’a gelen Arslan için Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde süreç hemen başladı. Lokal ileri evre meme kanseri olan kadın, kemoterapiye başlatıldı, başarılı geçen tedavi sonrası ameliyat için hazırlıklar da tamamlandı.
Ameliyata girecekken korona virüse yakalandı
Ancak Arslan, 22 Haziran’da korona virüse yakalanınca herkes büyük bir endişe yaşadı. Doktorların yakın takibinde süreci geçiren Arslan’ın ameliyatı hastalığı atlatana kadar ertelendi. Belirtileri şiddetle yaşadığı korona virüsü yenmesinin ardından ameliyata alınan Kadriye Arslan, başarılı geçen operasyonla kanseri de yendi. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görev yapan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ebru Şen hastasının durumu hakkında bilgi verirken, Arslan da yaklaşık bir yıllık tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı. Hiçbir zaman moralini düşürmediğini ifade eden Arslan, hem kanseri hem korona virüsü yenmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
“Bu hastalığı yeneceğim dedim”
Kansere yakalandığını öğrendiği ilk an üzüntü hissettiğini ancak sonrasında kendine güvenerek bu hastalığı yenebileceğine inandığını anlatan Kadriye Arslan, “Doktorum bana ’Sana kemoterapi diyorsam bu iyi demektir’ dedi, ben artık kendimi iyi hissettim zaten orada, ablamı bağırsak kanserinden kaybettim. Hastalığı duyduğumuzda çok çok etkilendik, ailem çok korktu ve ben hepsine cesaret verdim. Hepsine ben bu hastalığı yeneceğim dedim. Diyarbakır’da da duyduğumda kötü oldum, annem ağladı ona, sen böyle yaparsan ben iyileşemem dedim. Sen güçlü olacaksın, ben güçlü olacağım biz bu hastalığı yeneceğiz, bu hastalık bizden korkacak dedim. Gerçekten de öyle oldu, hastalığı yendik. Çocuklarımı düşündüm, çocuklarım bu süreçten çok etkilendi. Küçük oldukları için süreç çok zordu. En ufak bir abdest aldığımda çocuklarımın gözleri doluyordu. Mümkün mertebe onların yanında başı açık gezemiyordum, saçlarım döküldü kaşlarıma kadar” dedi.
“Ne kemoterapi ne de korona zamanında kendimi bırakmadım”
Kanserle savaşırken koranaya yakalanmasına ilişkin konuşan Arslan, “Koronaya yakalandığımda test verdiğimde o kadar korkmadım ama testim pozitif çıktığında çok çok korktum, 24 saat kendime gelemedim. Ben koronadan mı korkuyorum dedim ondan sonra iyi olmaya başladım. Kuru öksürük ve nefes darlığı kaldı ama inşallah o da geçecek. Korona virüsü aşırı öksürükle atlattım, ateş, kemik ağrısı, çok halsizlik vardı. Ama ben koronayı dinleyip de yataklara düşmedim. Ne kemoterapi ne de korona zamanında hiçbir şekilde kendimi bırakmadım. Sağlığımı erteledim, pandemiden dolayı korkuyordum. Hastaneye gideceğim, geleceğim, çocuklarım eşim hasta olacak diye ama sonra baktım olacağı varsa olur dedim. Kanseri de korona virüsü de yendim, biz güçlü bir toplumuz. Erken teşhis çok önemli, kimse hastalıktan korkmasın hastalığını ertelemesin koronadan korkmasın” diye konuştu.
“Tam ameliyatı hazırlıkları sırasında Covid geçirdi hastamız”
Hastasının hem korona virüsü hem kanseri yenmesiyle ilgili konuşan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ebru Şen, “Kadriye Hanım bize göğsünde kitleyi fark etmiş bir şekilde geldi ve biz muayenesini yaptığımızda 4 santimlik bir kitle vardı. Aynı zamanda koltuk altı lenf bezlerine de hastalık sıçramıştı. Bu şekilde bizim lokal ileri meme kanseri dediğimiz bir dönem de teşhis ettik ve yaklaşık hastalarımızın yüzde 40’ını bu şekilde tespit ediyoruz. Özellikle Covid döneminde de bu başvuruların gecikmesiyle bu sıklık daha da arttı. İleri evre olduğu için kemoterapiyle, onkolojik tedaviyle başladık. Tedaviye çok iyi bir cevap verdi. Kütlesi, lenf bezleri küçüldü. Bunun sonucunda da ameliyatını yapabilir hale geldik. Tam ameliyatı hazırlıkları sırasında bir de Covid geçirdi hastamız, bu nedenle de uzun süre ameliyat ertelendi. O dönemde tekrar ilerleyecek mi bir taraftan artık kemoterapi almıyor, endişeleniyoruz derken her şey iyi gitti. Göğsünü koruyarak sadece o küçülmüş kitleyi alarak lenf bezlerinden bir miktar alarak tedavisini gerçekleştirmiş olduk. Şu anda hem Covid’i hem de meme kanserini atlatmış durumda, o yüzden çok mutluyuz” diye konuştu.
“Kendi kendimizi muayeneye çok önem verelim”
Şen, meme kanserinde erken teşhisin ve kadınların kendilerini takip etmesinin büyük önem taşıdığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadınlarda en sık görülen kanser meme kanseri; erken teşhis bizim için çok önemli. Her kadının kendi kendini düzenli muayene etmesini çok önemsiyoruz. Yaş arttıkça riskin azalmadığını hastalar bilsinler. Genç hastalarda da oldukça sık görülmeye başlandı. Erkeklerde de hiç görülmüyor değil, onu da söyleyelim, görülebiliyor ancak çok nadir. Kendi kendimizi muayeneye çok önem verelim.”
9420,54%0,56
34,56% 0,23
36,22% -0,03
2995,69% 1,15
4956,37% 0,00