Osmanlı’dan günümüze uzanan antibakteriyel kuka tespihine talep arttı
Osmanlı’dan günümüze uzanan antibakteriyel kuka tespihine talep arttı
Osmanlı döneminde cerrahların ellerindeki hijyeni sağladığı için, mikrop ve bakterileri aldığı için kullandığı, antibakteriyel özelliği ile bilinen kuka tespihine Osmanlı’dan günümüze uzanan bir değer olma özelliği taşıyor. Kuka tespihine özellikle korona virüs pandemisi döneminde talepler artmış durumda.
Mikrop ve bakterileri öldürebilen antibakteriyel özelliğine sahip olan ve Osmanlı döneminde hekimlerin el hijyeni sağlamak amacıyla kullandığı kuka tespihine koronavirüs döneminde yoğun ilgi oluştu. Kuka tespihinin ilgi görmesinin en büyük sebebi; mikrop ve bakterileri öldürebilen doğal antibiyotik kaynağı olarak biliniyor olması. Osmanlı döneminde de kuka tespihler, lokman hekimlerin vazgeçilmezi olarak rivayet ediliyor.
“Cerrah doktorların ellerindeki hijyeni sağladığı, mikrop ve bakterileri aldığı için tercih ettikleri kabul edilir”
Tespih ustası Mustafa Muzaffer Salih, ”Kuka çok değerli bir tespih materyalidir. Maddi ve manevi değeri olan, koleksiyon değeri olan bir tespih. Hindistan ve Afrika’da yetişen Hindistan cevizi familyasından yumurta büyüklüğünde, 1 santimle 2 santim arası et kalınlığı olan meyvedir. Kabukları tornalanarak, çubuklar haline getirildikten sonra tespihe dönüştürülmektedirler.
Önceden Osmanlı döneminde, kuka tespihin cerrahları kullanımının mecburi tutulduğu veya cerrah doktorların ellerindeki hijyeni sağladığı için, mikrop ve bakterileri aldığı için tercih ettikleri kabul edilir” dedi.
“Terbiye edilen maymunlara toplattıkları rivayetleri var”
Tespihin yapımında kullanılan meyvenin toplatılma şekli hakkında konuşan Salih, "Kuka tespihler çok hızlı parlayan, çok hızlı renk alan ve kendi ahşap dokusunu koruyan bir özelliğe sahiptirler. Üzerinde çok değişik sanat zenginliği olur. Osmanlı döneminde bunların beş yıl tuzlu suda, deniz suyunda tutulduktan sonra işlendiği kabul edilmektedir. Ayrıca maymunlara toplattırırlarmış. Mesela bataklık bölgelerde kuka ağaçlarının meyvesini okla vurup bataklığa düşen meyveyi de terbiye edilen maymunlara toplattıkları rivayetleri vardır” dedi.