Osmanlı Filistini coğrafyası 401 yıllık haritalarda gün yüzüne çıktı
Filistin bölgesinin Osmanlı dönemindeki yerleşim yerleri, isimleri ve sayıları İTO’nun üç dilde yayınladığı ’Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (1516-1917)’ ile toplu bir şekilde kitap haline getirildi.
Filistin’in ve onun simge şehri Kudüs’ün haklı mücadelesine İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yayınladığı ’Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (1516-1917)’ ile önemli bir literatür desteği geldi. Söz konusu kitap ile bölgenin Osmanlı hakimiyetindeki haritaları derlenerek, coğrafyanın eski haritalar üzerinden yeniden tanınmasına olanak sağlandı. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği (Filistin Platformu) ve İTO’nun girişimleriyle hazırlanan kitabın tanıtımı, İTO’nun Eminönü’deki yerleşkesinde gerçekleştirildi.
Yapılan konuşmalarda Filistin davası konusunda en fazla konuşması gerekenin bölgede en uzun süreli egemenlik kurmuş olan Osmanlı Devleti’nin varisleri olduğu vurgulandı.
"Filistin, 400 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde barışın ve esenliğin simgesi oldu"
Kitabın önsözünde görüşlerini dile getiren İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Kudüs’ü de içinde barındıran Filistin topraklarının tüm insanlığın ortak mirası olarak 400 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde barışın ve esenliğin simgesi olduğunu kaydetti.
Avdagiç, uzun yıllar farklı milletlerin bir arada yaşamasının en güzel örneklerinden birini sunan bu coğrafyanın 20’nci yüzyıla gelindiğinde çözüme ulaşmayan sorunların merkezi haline geldiğini belirtti. Avdagiç, 1948 yılında kurulan İsrail’in yüzlerce yıldır Filistin bölgesi üzerinde yaşayan insanların hak ve hukukunu gözetmeden, hukuk dışı bir yapılanma ile teşekkül ettiğini kaydetti.
Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası isimli çalışmayı iki açıdan oldukça kıymetli bulduklarını belirten Avdagiç, şunları söyledi: ’’İlk olarak, Filistin bölgesinin Osmanlı dönemindeki yerleşim yerleri, isimleri ve sayıları toplu bir şekilde gün yüzüne çıkarıldı. İkinci olarak ise mezkûr bölgenin Osmanlı hakimiyetindeki haritaları derlenerek coğrafyanın eski haritalar üzerinden yeniden tanınmasına olanak sağlandı. Bu eseri, Filistin’deki eski yerleşim yerlerinin bulunması ve mülkiyet sorunlarının çözülmesi için önemli bir adım olarak görüyoruz. İTO olarak literatürde önemli bir boşluğu dolduracağından kuşku duymadığımız bu kıymetli çalışmaya destek vermeyi tarihi bir görev olarak addediyor ve bundan büyük mutluluk duyuyoruz.’’
’’Filistin haritası, şu an bizim bildiğimiz harita dışında bir harita oldu’’
Toplantıya ev sahipliği yapan İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, ’’Bu kitabı İTO olarak yayınladık. Kitabı YTB ve Filistin Platformu ile birlikte hazırladık. Hazırlık çalışmasını Prof. Dr. Zekeriya Kurşun başlığında bir heyet yaptı. İTO olarak kültürümüze, medeniyetimize ve tarihimize dair eseler yayınlamayı sürdürüyoruz. Bu kitap bir arşiv çalışması oldu. 400 yıl Osmanlı toprağı olarak barış ve huzur içinde yaşanan Filistin’e dair köylerini kasabaların, kentlerin yer isimleri ve haritalarını barındırıyor. Bu kitap şu açıdan çok önemli; Filistin şu anda zor durumda ve sıkıntı içinde. Filistin haritası, şu an bizim bildiğimiz harita dışında bir harita oldu. Biz bunu hatırlatmak istiyoruz. Araştırmacılara, yazarlara ve tarihe bir not düşmek istiyoruz. Bu açıdan yaptığımız çalışmanın çok kıymetli olduğunu belirtmek istiyorum. İnşallah bağımsız ve özgür Filistin için vesile olur. Bu değerli arşiv çalışmanı ilgililerin dikkatine sunmak istiyoruz.’’ şeklinde konuştu.
Kitabın içeriğini detaylandıran Kuralay, ’’Osmanlı dönemi Filistin’ini anlatıyor. Filistin’deki yerlerin tek tek işaretleri, haritaları ve krokileri var. Bugün birçoğunun kaybolduğu köyler ve kasabaların isimleri var. Ayrıca Filistin’in, Osmanlı döneminde aşama aşama nereye geldiğini gösteren bir kitap’’ dedi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ise kitabın 2013’ten bu yana Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği ile birlikte yürütülen Osmanlı Arşivlerinde Filistin Belgeleri Projesi’nin bir parçası olduğunu belirtti. Eren, bu kitapla amaçlananın Filistin çekişmesinin hakça sona ermesine yardımcı olacak belgeleri gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyledi.
Eren, sözlerine şöyle devam etti: "Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası kitabı, Osmanlıların bölgeye hakim olduğu yıllardan başlayarak 1917’ye dek çizilmiş muhtelif haritalarla, gerek tarih araştırmacılarına gerekse konunun ilgililerine rehberlik ediyor. Çalışma ile günümüz Filistin sınırlarının ötesindeki Osmanlı Filistini coğrafyasında sancak, kaza, nahiye ve benzeri yer isimleri tespit edilerek, tahrir defterleri ve Suriye Salnamesi incelenerek listeler halinde sunuluyor."
İslam Dünyası STK’ları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Ali Kurt da Kudüs’ün Mekke ve Medine’den sonra tüm Müslümanlar için en önemli kutsal mekan olduğunu belirtti.
Kurt, ’’Daha geniş perspektifte sadece Müslümanlar için değil üç semavi din için de kutsal kabul edilen bu güzide şehirde yaşayan 300 bin Filistinli’nin kaderinin belirsizliğe mahkûm edilmek istenmesi, Batı Şeria’nın neredeyse yüzde 60’ını teşkil eden yasadışı Yahudi kolonilerini meşrulaştırma gayretleri, Filistin coğrafyasını dünyanın en büyük ’açık hapishanesi’ haline çeviriyor. Ne yazık ki; en kutsal değerlerimizden biri olan Mescid-i Aksa’nın sürekli saldırılara maruz kalması karşısında bile İslam dünyası yekvücut olamıyor. Halbuki Kudüs ve Filistin meselesi sadece ne Filistinlilerin, ne de Arapların bir sorunudur. Bu sorun hakikatte bir insanlık sorunu, mazlum bir milletin varoluş sorunu, bir insan hak ve hürriyetleri sorunudur’’ dedi.
Kitabın yazarları olan Zekeriya Kurşun, Abdülkadir Steih ve Ali İhsan Aydın’ı temsilen bir konuşma yapan Prof. Dr. Zekeriya Kurşun da Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası isimli eserin Osmanlı Devleti’nin Filistin’deki 400 yıllık hakimiyetine doğrudan ışık tuttuğunu belirtti.
Prof. Dr. Kurşun, “Filistin bölgesinin hakimiyet altına alınmasından, 1’nci Dünya Savaşı’na kadarki zaman zarfında tutulan resmi kayıtlar incelenerek bir yer isimleri kılavuzu oluşturuldu. Bu kılavuz ile üç farklı dönem ele alınarak sancak, kaza, köy ve diğer yerleşim alanları tespit edildi. Ayrıca Filistin bölgesinin sınırları ve coğrafi yerlerini gösteren listeler eklendi. Böylece Osmanlı dönemi Filistin coğrafyası arşiv kaynaklarına müracaat edilerek ortaya konmuş oldu. Listeler halinde verilen yer isimlerine ek olarak bir de 400 yıllık süreçte çizilmiş olan haritalar derlendi. Yerli ve yabancı arşivlerden elde edilen haritalar içinden Osmanlı dönemine vurgu yapan 100 harita kronolojik olarak sıralandı. Bu haritaların özellikleri açıklayıcı metinlerde belirtildi’’ açıklamasında bulundu.