Türkiye Gazetesi yazarı Ahmet Demirbaş, Gönül Sultanları köşesinde, orucu hurma ile açmanın faziletini ve faydalarını anlattı.
Demirbaş’ın yazıı şöyle: "Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki: "Müminin sahurunun hurma ile olması, ne güzeldir."
Ramazan-ı şerîfin vazgeçilmez yiyeceği hurma, dînimizde önemli bir yere sâhiptir... Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem hurma ile iftar ederdi. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurdu:
"Oruçlu olan kimse, hurma ile iftar etsin! Çünkü hurma bereketlidir."
Hurmanın bereketli olması, şöyledir ki, onun ağacına "Nahle" denir. Bu ağacın yaratılışında, topluluk ve adâlet vardır. İnsanın yaratılışı da böyledir. Peygamber efendimiz "Nahle ağacına, Âdemoğullarının halasıdır" dedi. "Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır" buyurdu. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yiyince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece, hurmada bulunan her şey insana da aktarılmış olur...
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem başka bir hadîs-i şerîfinde de;
"Müminin sahurunun hurma ile olması, ne güzeldir" buyurmuştur...
Hurmanın faydaları saymakla bitmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Acve hurması zehire karşı, küm’e mantarının suyu göze şifadır.)
(Lohusa hurma yerse, çocuklar sakin olur. Hazret-i İsa’nın doğumunda Hazret-i Meryem hurma yedi. Daha iyisi olsa idi, Allahü teâlâ onu verirdi.)
Meryem suresinin (Hurma kütüğünü kendine doğru çek! Sana ondan taze hurma düşer) mealindeki 24. âyet-i kerimesinde, Allahü teâlâ, hurma kütüğünden, Hazret-i Meryem için meyve çıkardığını bildiriyor...
Hazreti Ebû Hüreyre buyuruyor ki:
“Bir gazâda aç kalmıştık. Resûlullah efendimiz bana buyurdu ki:
- Bir şeyler var mı?
- Evet yâ Resûlallah! Torbamda bir miktar hurma var.
- Onu bana getir!
Getirdim. Mübârek elini torbama soktu ve bir avuç hurma alarak, yere serdiği mendil üzerine koydu ve bereket için duâ buyurdu. Orada bulunan Eshâb-ı kirâm gelip, ondan yediler ve doydular. Sonunda bana buyurdu ki:
- Yâ Ebâ Hüreyre! Sen de bu mendildeki hurmadan bir avuç al ve azık torbana koy!
Bir avuç aldım ve torbama koydum. Torbamda bu hurmalar hiç tükenmedi. Resûlullahın hayâtında ve daha sonra, Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman’ın hilâfetleri zamanlarında hem yedim, hem de ikrâm ettim. Yine bitmedi. Ne zaman ki, Osman-ı Zinnûreyn halîfe iken, şehit edildi, azık torbam çalındı”.