Ölümle sonuçlanan saç ekimi olayına ilişkin davanın görülmesine başlandı
Ölümle sonuçlanan saç ekimi olayına ilişkin davanın görülmesine başlandı
Bağcılar’da kuaför İbrahim Gül’ün saç ekimi için gittiği özel hastanede hayatını kaybettiği olayla ilişkin aralarında 1 başhekim ve 1 doktorun bulunduğu 4 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmada doktor gerekli müdahalelerin yapıldığını ancak ölüm olayı gerçekleştiğini söylerken, başhekim ise olayda kusurunun olmadığını savundu.
İtalya’da kuaför olan 27 yaşındaki İbrahim Gül, 11 Eylül’de saç ektirmek için geldiği İstanbul’da özel bir hastanede ameliyat esnasında hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin davanın görülmesine başlandı. Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Çağrı Serdar Elgörmüş, Evin Baykuşak, Mehmet Albayrak ve Şehnaz Çelebi hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları ile müştekiler de katıldı.
“Gereken dozda anestezi maddelerini söyledim”
Duruşmada savunma yapan doktor Mehmet Albayrak hastanın kendisine geldiğinde herhangi bir rahatsızlık geçirmediğini söylediğini ve kendisinden kan alındığını belirterek “Hasta, hastane ücretini ödemediği için test yapılmadı. Test operasyon amacıyla bir test değildir. Sağlık çalışanlarını korumak için yapılan bir testtir. Herhangi bir operasyon için sorun olmadığını tespit ettikten sonra ertesi gün kendisine operasyon için saat verdim. Hasta ile yine sabah görüştüm. Operasyonda diğer arkadaşlarım Şehnaz ve Evin görevliydi. Ben kendilerine gereken dozda anestezi maddelerini söyledim. Ben yan odadaydım. Evin ve Şehnaz gerekli işlemleri yaptı. Bu sırada hastada problem yoktu” dedi.
“Müdahaleler yapıldı ancak ölüm olayı gerçekleşti suçsuzum”
Saç ekimindeki kanallar açılmadan önce hastanın göğsünde rahatsızlık başladığını söyleyen sanık doktor Albayrak “İlk müdahaleyi ben yaptım. Daha sonra da mavi kod verdim. Hastanenin kardiyoloji uzmanları müdahaleyi yaptı. Daha sonra hasta geri döndürüldü. Grafi ve tıbbi işlemler yapıldı. Kalp krizi geçirildiğinin tespit edildiği üzerine kalp uzmanları stent takma işlemini gerçekleştirdi. Ancak daha sonraki müdahalede hasta kurtarılamadı. Bu kısımda benim bir dahilim yoktur. Ben sadece anestezi verilmesi kısmında görevliydim. Olay tarihinden sonra ben tutuklandığım için aileye başsağlığı dileyemedim. Gerekli müdahaleler yapılmıştır. Ancak ölüm olayı gerçekleşmiştir. Suçsuzum, beraatimi talep ederim” şeklinde savunma yaptı.
“Fazla doz uygulaması söz konusu değildir”
Anestezi teknikeri Evin Baykuşak ise mavi kod verildiğinde şoka girdiğini söyleyerek “Biz hastaya saç ekimi yapmadan henüz kanallar açılmadan sadece çizim aşamasında hasta rahatsızlandı. Hastanın 8 cm’lik 10 cm’lik alana ekim yapılacağı için verilen normal ve küçük bir dozdu. Büyük bir alan ekilmeyeceği için normal dozun altında anestezi uygulandı. Verilecek dozları alan küçük olduğu için doktor Mehmet belirleyip bize talimat verdi. Biz talimat üzerine belirtilen dozları uyguladık. Fazla doz uygulaması söz konusu değildir” dedi.
Diğer anestezi teknikeri Şehnaz Çelebi de verilen anestezinin normalin altında olduğunu söyleyerek beraatini talep etti.
Başhekim “Benim kusurum yoktur”
Hastane başhekimi Çağrı Serdar Elgörmüş ise duruşmadaki savunmasında olay günü mavi kod anonsu geldiğini söyleyerek “Mavi kod anonsu geldiğinde hastanede bulunan bütün doktorlar mavi kodun geldiği yere giderler. Oraya gittiğimde doktor Mehmet’in müdahale ettiğini gördüm. Bunun üzerine bende kendisine yardımcı oldum. 18-20 dakika kalp masajı yaparak gerekli ilk müdahaleyi yaptık. Kardiyoloji uzmanı Mustafa kendisine müdahale etti. İlk müdahaleden sonra koroner yoğun bakım ünitesine götürdük. Hastanın eko cihazıyla damarlarına bakıldığında kalpte bir anormallik olduğunu gördük. Anjiyo kararı alındı. Anjiyo da damarların tıkalı olduğu tespit edildi. Bende bunu gördüm. Daha sonra yoğun bakıma götürüldü. Yoğun bakımda vefat etti. Benim kusurum yoktur. Suçsuzum, beraatımı talep ederim. Aileye başsağlığı dilerim" şeklinde savunma yaptı.
“Hastane ve operasyonu yapan kusurludur”
Duruşmada konuşan müşteki Müslüm Gül maktulün kardeşi olduğunu söyleyerek “Olay tarihi öncesinde ben Fransa’da yaşamaktaydım. Kendisi de İtalya’da yaşamaktadır. Bizden habersiz saç ekim kararı almış, daha sonra biz bu olayı duyduk. Kardeşim bildiğim kadarıyla sağlık sorunu yoktu. Bize göre hastane ve operasyonu yapan kusurludur. Şikayetçiyim” dedi.
Diğer müştekiler de olay nedeniyle şikayetçi olduklarını beyan etti.
Sanık savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Albayrak hakkındaki adli kontrol kararının delillerin büyük ölçüde toplanmış olması nedeniyle kaldırılmasına ve mütalaasını açıklaması için dosyanın cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
“İbrahim böyle bir olaya kurban gitti başkaları böyle bir olaya kurban gitmesin”
Duruşmanın ardından açıklama yapan müşteki avukatı Burak Vural “Genel olarak saç ekim işlemlerinde hastaya sadece basit bir kan tahlili yapılıyor. Bu kan tahlili sağlık personellerini korumak için yapılıyor. Aslında bu büyük bir yanlış saç ekimi işleminde kafaya binlerce darbe vuruluyor. Ciddi şekilde işlemler yapılıyor bu işlemler yapılmadan önce bir tarama yapılmalı. Hastaların hangi rahatsızlıkları olduğu sadece beyanla olacak bir şey değil. İbrahim böyle bir olaya kurban gitti daha başka birisi bunu yaşamasın diye bu düzenle değiştirilebilmeli. Kan tahlili bir gün önce yapıldığı söyleniyor ancak hastanın kaydının açılmadığı söyleniyor. Kaydı olmayan bir hastaya kan tahlili nasıl yaptınız? Kan tahlili yapıldığı herhangi bir şey çıkmadığı söyleniyor ancak kayıt olmadığı için biz bunları göremiyoruz. Tabiri caizse bu işlemin kaçak yapıldığı ortaya çıkıyor. Çünkü hastanenin saç ekimi yaptığı yer ile işlemin yapıldığı yer farklı. Hastanın kaydı yok çalışanlar dışarıdan geliyor. Doktorun hastane ile yaptığı bir hizmet sözleşmesi var. Ancak bu basit yağ aldırma gibi işlemler için geçerli. Saç ekimi için işlem yapma ruhsatı yok. Biz bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız. Ortada bir kayıt yok, biz beyanlara göre inanamayız. Ne kadar dozda ilaç yapıldığı ne işlem yapıldı biz şu an bunları bilemiyoruz. Çünkü ortada bir kayıt yok. İbrahim böyle bir olaya kurban gitti başkaları böyle bir olaya kurban gitmesin” dedi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 11 Eylül’de Bağcılar’da meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamede, maktul İbrahim Gül’ün saç ekimi için özel bir hastaneye gittiği ve burada geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirtilmişti. İddianamede, hastane başhekimi Çağrı Serdar Elgörmüş, , doktor Mehmet Albayrak ve anestezi teknikerleri Evin Baykuşak ile Şehnaz Çelebi hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan ayrı ayrı 6 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.