Minik Eylül’ün ölümüne ilişkin davanın görülmesine başlandı
Minik Eylül’ün ölümüne ilişkin davanın görülmesine başlandı
Avcılar’da 7 Kasım 2019’da servis aracının altında kalarak hayatını kaybeden Eylül Mirzaoğlu’nun (8) ölümüne ilişkin tek tutuklu sanığı servis şoförü Hüseyin Yıldırım’ın yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan sanık Yıldırım, olaydan dolayı vicdan azabı çektiğini aktardı. Öte yandan Eylül’ün acılı babası ise duruşmadaki beyanında“yanan benim hakim bey senin için benim kadar yanmaz" dedi.
Avcılar’da 7 Kasım 2019’da Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda bahçeye giren servis aracının altında kalarak hayatını kaybeden Eylül Mirzaoğlu’nun ölümüne ilişkin davanın görülmesine başlandı. Küçükçekmece 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Hüseyin Yıldırım ile minik Eylül’ün babası müşteki Cahit Mirzaoğlu hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları ile çok sayıda izleyici de katıldı.
"Vicdan azabı çekiyorum"
Sanık Hüseyin Yıldırım olayın gerçekleştiği yere çocukları getirerek servis şoförlüğü yaptığını söyleyerek "Öncelikle aileye başsağlığı diliyorum. Vicdan azabı çekiyorum. Okul bahçesinde aracı park etmek için manevra yaptığım esnada maktülü görmeyerek kendisine çarptım. Kendisi bir anda çıktığı için ve kör noktada olduğu için göremedim. Kaza anında aracın hızı son derece düşüktü. Dönerken bu olay başıma geldi. Çocuğu göremedim. Her gün yaptığım şeydi. Saniyelik oldu" dedi.
Sanık okul yönetiminden manevra konusunda uyarı gelmediğini söyledi
Sanık avukatı ise okul yönetiminden manevra yapıp yapmaması konusunda bir uyarı yapılıp yapılmadığı soruldu. Sanık, okul yönetiminden böyle bir uyarı gelmediğini ve okul bahçesinin dışında çocukları alıp bırakmanın da tehlike oluşturacağını söyledi. Sanık Yıldırım, okul içerisinde mantar olmadığını, bu önlemin genelde özel okullarda olduğunu da savunmasına ekledi.
Sanık, Eylül’ü kameralardan görmediğini söyledi
Müşteki avukatı ise araç içerisinde bulunan kameralardan sanığın kontrol yapıp yapmadığını sordu. Sanık Hüseyin Yıldırım çocuğun aracın önüne birden gelmesi ve eğilmesi nedeniyle kameralardan görmediğini söyledi.
"Veliler söylediği için arabayı geri bıraktım"
Müşteki avukatı sanığa ayrıca çarptıktan sonra neden geri bir menavra yaptığını sordu. Sanık veliler söylediği için arabayı hemen geri bıraktığını ve el frenini çekerek çocuğu hastaneye yetiştirmek istediğini beyan etti.
"Yanan benim hakim bey senin için benim kadar yanmaz"
Eylül’ün babası Cahit Mirzaoğlu olay yerine gittiğinde kızının kanlar içinde yerde yattığını söyleyerek hemen hastaneye götürdüklerini anlattı. Mirzaoğlu "Burada mağdur olan biziz, içi yanan biziz. Burada yanan benim hakim bey senin için benim kadar yanmaz. Dışarıda olsa bu olay şikayetçi olmazdım. Nasıl okul bahçesinden kızımın cenazesini alıyorum. Burada adalet varsa adaletin peşindeyim. Burada tek bir suçlu yok. Okul yönetimi, servis şirketi ve şoförü suçlu. 8 yaşında çocuğumu kanlar içerisinde aldım. Cinayetle yargılanmasını istiyorum sorumluların. Şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum" şeklinde beyanda bulundu.
"Saniyelik oldu her şey"
Tanık olarak dinlenen servis hostesi Serap Gümüşalan, olay günü öğle servisine çıktıklarını söyleyerek "Ben ayağa kalktım okula girince. Çocuğu bir anda gördüm. Eğilmiş bir vaziyetteydi. ’Hüseyin abi çocuğu ezme’ diye tamamlayamadan olay oldu. Saniyelik oldu her şey. Daha 1-2 metre bile ilerlememiştik. O anda tüm veliler ’geri git’ diye bağırmaya başlayınca Hüseyin abi geri gitti. Olayın yaşandığı servis aracınının okul bahçesine girmemesi konusunda okul yönetiminden bir uyarı gelmedi" dedi.
"Uyarmıştık"
Okul müdürü tanık Umur Boğa ise sanık Hüseyin Yıldırım’ın aslında girmemesi gereken bir yere girdiğini söyleyerek "Hepimizin başı sağ olsun öncelikle. Ben manevra yapmaması konusunda müdür yardımcısını, okul aile başkan yardımcısını uyardım ve servis şoförüne söylemelerini istedim. Onlar da bana sanık Hüseyin’i bu konuda uyardıklarını söylediler" şeklinde beyanda bulundu.
Söz alan müşteki Cahit Mirzaoğlu ise şoför kadar okul müdürünün de suçlu olduğunu söyleyerek servis şirketinden herhangi bir menfaat sağlanıp sağlanmadığını sordu. Okul müdürü böyle bir şey olmadığını söyledi. Sanık Yıldırım ise tanık okul müdürünün söylediği gibi kendisine herhangi bir uyarı yapılmadığını savundu.
Sanık avukatından tahliye talebi
Söz verilen sanık avukatı olaydan dolayı büyük bir üzüntü duyduklarını söyleyerek "Benim de bir kızım var. Okulların bahçesine her yerde servis aracı giriyor. Bununla ilgili nasıl bir önlem alınabilir bilmiyorum. Müvekkilim sabit ikametgah sahibidir, olay anında alkol ya da uyuşturucu madde etkisi altında değildir. Okul bahçesinde bilirkişi incelemesi yapılabilir. Tek sorumlu müvekkilimiz değildir. Ailenin acısını çok iyi anlıyoruz. Müvekkilimin tahliyesini istiyoruz" şeklinde savunmada bulundu.
"Tutukluluk halinin devamına karar verilsin"
Müşteki avukatı ise okul müdürünün, yardımcısının ve servis şirketinin sorumlu olduğunu ancak bu sorumluluktan kaçtıklarını söyledi. Müşteki avukatı "Benim müvekkilim sorumlunun ortaya çıkmasını istiyor sadece. Sanığın beyanları sorumluluktan kaçmaya yöneliktir. Servis şoförü okul bahçesinde yaptığı manevra nedeniyle bilinçli taksirle ölüme neden olmuştur. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar vermesini istiyoruz" dedi.
Tutukluluğunun devamına karar verildi
Sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetini, mevcut delil durumunu dikkate alan hakim sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Hakim ayrıca dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine hükmederek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 24 Şubat 2019’a erteledi.
“İhmaller zinciri benim canımı yaktı, başkasının canını yakmasın”
Küçük Eylül’ün babası Cahit Mirzaoğlu duruşma çıkışında yaptığı açıklamada okul yönetiminin, servis şoförünün ve servis şirketinin suçlu olduğunu söyleyerek “Benim kızımı okula göndermem mi suç ?Utanmadan bazıları şoförün tahliyesini istiyor. Bu nasıl bir adalet? Yani çocuğunu okula gönderenler mi suçlu ? Bugün benim başıma yarın başkasının başına. Orada yüzlerce çocuk var ve yaşları küçük. Bu nasıl bir ihmal ? İhmaller zinciri benim canımı yaktı. Başkasının canını yakmasın. Buradan az bir ceza çıkarsa bu bizi 2. defa öldürür” şeklinde konuştu. Müşteki avukatı ise sanık hakkında iddianamede ‘taksirle ölme neden olma’ suçundan ceza talep edildiğini, ancak olayın ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma’ kapsamında olduğunu söyledi. Müşteki avukatı dosyanın inceleme için Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini de aktardı.
İddianameden
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede servis şoförü Hüseyin Yıldırım’ın servis aracıyla okul bahçesine giriş yaparken bahçe içerisinde manevra yaptığı açıklanmıştı. Şoförün bahçe içerisindeki Eylül Mirzaoğlu’na çarptığının açıklandığı iddianamede, 8 yaşındaki çocuğun hastanede hayatını kaybettiği aktarılmıştı. Sanık Yıldırım hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.