Meserretçioğlu: “Abdulhamid de biziz, Atatürk de biziz”
Tüm dünya basınında en önemli seçim olarak gösterilen Türkiye Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçiminin tamamlanması sonrasında hem Osmanlı döneminin hem Genç Cumhuriyet döneminin önemli ailelerinden Meserretçizade’lerin torunu olan İş Adamı Murathan Meserretçioğlu, Türkiye’nin Yeni Yüzyılı’nda tarih ve siyaset denklemine dair, ayrışmaların da sonlanmasına katkı sunacak önemli bir tespit ve çözüm önerisinde bulundu.
İşadamı Murathan Meserretçioğlu, Türkiye 1. Dünya Savaşı yenilgisi ile başlayan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde elde edilen Kurtuluş Savaşı Zaferi ile devam eden 100 yıllık zorlu dönemin tamamlandığını belirterek, “Bu yüzyıl içerisinde Türkiye’ye biçilmeye çalışılan roller, devlet yapılanmasının emperyal güçler tarafından tamamen ele geçirilme çabaları ve bunlar için oluşturulan darbeler, ekonomik krizler, siyasi müdahaleler dönemi bitmiştir” dedi.
Türkiye’nin son yıllarda ortaya koyduğu politikalar, dirençler ve devlet yönetimi yapılanmasındaki dönüşüm ile yeni yuzyılda bedel ödememek icin çoğu zorlu engelleri aştığını da ifade eden Meserretçioğlu, “Aşılması gereken çok önemli bir engel kalmıştır ki Türkiye Siyasi yapısını baştan aşağı değiştirecek olan, hepimizin üzerinde mutabakat sağlayacağı gerçek tarihimizin resmi tarihimiz olarak ortaya konmasıdır. Arşivler tümüyle açılmalı günümüz Türkçesine çevrilmeli, ‘Her kesimden tarihçilerimiz’ tek masa etrafında biraraya gelmeli ve üzerinde kesin mutabakat sağlanmış resmi tarihimiz yazılmalı ve tüm toplum bunun etrafında buluşmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“Yeni Yüzyıl Siyaseti”
İşadamı Meserretçioğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin Yeni Yüzyılında tüm tarihi süreçte yaşananların üzerindeki belirsizlikler, tartışmalar üzerinden siyasi ideoloji oluşturma ve bunların üzerinden siyaset üretme devri kapanmalı, geçmişini iyi bilen, yere sağlam basan, gelecek projeksiyonu, vizyonu ve hedefleri üzerinden belirlenen ve yarışılan Yeni Yüzyıl Siyaseti şekillenmelidir. Özetle, ayrışmaların sona ermesi ve hep birlikte büyük ideallere yürümemiz, ama eğrisiyle ama doğrusuyla gerçek ve tek tarihimizi ortaya koymamız ve bunun üzerinde tam mutabakat sağlamamız ile ancak mümkündür. Bugün gelinen noktada hangi taraftan bakarsanız bakın, ister 1071’den ister 1923’ten bakın, binlerce yıllık medeniyet ve kültürümüz bize bu yolu göstermektedir. 1071 de, 1299 da, 1453 de, 1923 de bizimdir. Oğuz Bey de, Selçuk Bey de, Alparslan da, Fatih de Kanuni de bizimdir. Abdulhamid de biziz Atatürk de biziz. “