Meme kanseri teşhisi için önem arz eden mamografi işlemi ile ilgili, “çok ağrılı bir işlem” ya da “mamografi çektirmek meme kanseri yapıyor” gibi söylentilerin artık yeni cihazlarla birlikte son bulduğunu aktaran Radyoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Süheyl Poçan, “Gelişen teknoloji ile birlikte cihazlar artık tamamen hasta dostu. Ayrıca eskiye nazaran çok daha az dozda radyasyonla daha ayrıntılı görüntüleme yapabiliyoruz” dedi.
Diğer bütün kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis oldukça önemli bir yer tutuyor. Özellikle meme kanseri teşhisinde ve doğru tedavilerin uygulanması amacıyla yıllardır kullanılan mamografi cihazları teknoloji ile birlikte doğru orantılı olarak geliştirilmeye devam ediyor. Eski cihazlarda yaşanan bazı problemlerin artık yeni cihazlarda yaşanmadığına dikkat çeken BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Süheyl Poçan, yeni cihazların hasta dostu olduğunu söyledi. Süheyl Poçan ayrıca radyasyon oranlarının da minimuma indirilmesine rağmen görüntülemenin ise aksine daha detaylı ve ayrıntılı olduğunu söyledi.
“Cihazlar hasta kontrolünde oluyor olduğu için acı eşiklerine göre ilerleniyor”
X ışını ile çalışan mamografi cihazlarının artık son teknolojiye uyumlu olarak en küçük kitleleri bile erken dönemde fark edilmesini sağladığını ifade eden Süheyl Poçan ayrıca cihazların artık hasta kontrolünde olduğunu vurguladı. Eskisi gibi ağrılı bir işlem olarak adlandırılmayan mamografi ile ilgili Poçan, “Mamografi cihazı hem meme kanserinin tanısında hem de tarama amacıyla kullanılan bir cihaz. Oldukça küçük kitleleri erken dönemde fark etmemizi sağlayan bulgulardan yola çıkarak meme kanseri tanısı konuluyor. Bu cihaz hem American College Of Radyoloji hem de Türk Sağlık Bakanlığının meme taramasında kullanmasını önerdiği en önemli cihazlardan birisi. Hastanemizde kullanılan cihaz da dijital mamografi cihazıdır. Uluslararası kurumlar tarafından en düşük doz ile görüntüleme yapabileceği belgelenmiş, hastalara çok düşük dozlarda görüntüleme yapabilen bir cihaz. Aynı zamanda hasta ve kullanıcı dostu. Konvansiyonel mamografi dediğimiz önceki nesil mamografilerde memenin sıkıştırtma işlemini tekniker yapıyordu. Hastalar bu esnada ağrı duyduklarını söyleyerek sonraki mamografi çekimlerinden kaçındıklarını anladık. Ağrı duymamak için mamografi çekiminden imtina ediyorlardı. Fakat artık cihazın sahip olduğu kumanda hastanın kendi kontrolüne veriliyor. Böylece sıkıştırma işlemini hasta kendisi yapıyor. Hastalar bu sayede ağrı eşiğini biraz daha yükseltebiliyor. Yani daha fazla acıya katlanıyor. Böylelikle daha etkili görüntüleme yapıyoruz” dedi.
Saniyeler içinde veriler uzmanlara iletiliyor ve ömür boyu saklanıyor
Cihazların dijitalleşmesi ile birlikte verilerin dakikalar içinde uzmanlara iletildiğini ve kaybolmadığını da söyleyen Poçan, “Teknolojinin gelişmesi ile birlikte cihazların üretim anlayışı ve görüntülemenin teknolojisi da gelişti. Eskiden konvansiyonel filmler üzerine basılıyordu. Şimdi dijital teknoloji ile görüntüyü konu hakkında uzman kişiye saniyeler içinde göndermek mümkün oluyor ve sonsuza dek saklama imkanı sağlıyor. Böylelikle daha sonraki mamografi çekimlerinde kıyaslama imkanı sunuyor. Tespit ettiğimiz anormalliğin öncesine ve sonrasına bakarak hastalığın süreci hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Ayrıca modern teknoloji ile üretilmiş mamografi cihazlarının görüntü değerlendirme iş istasyonları var. Bu iş istasyonlarında yapay zeka yazılımlarından faydalanıyoruz. Gözümüzün ayırt edemeyeceği derecede küçüklükteki kireçlenme parçacıklarını cihaza tespit ettirmek mümkün. Cihaz bize o bölgeye özellikle bakmamızı yönlendirerek tanısal doğruluğumuzu arttırıyor” şeklinde konuştu.
“Önümüzdeki yıllarda radyasyon oranı en aza indirilecek”
İki poz çekim ile 1 yılda alınan radyasyonun çok daha altında bir radyasyona maruz kalındığını ve ilerleyen yıllarda bu oranın daha da indirileceğini dile getiren Poçan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu cihaz sadece meme kanseri teşhisinde değil çok düşük dozda çalışmasından dolayı bebeklerde ve çocuklarda da kullanımına imkan sağlıyor. Çok hassas çalışabilen, gözden kaçabilecek küçük kırıkları, çıkıkları yine mamografide değerlendirebiliyoruz. Cihaz üreticileri de öncelikle hasta güvenliğini korumak adına çok daha düşük doz radyasyon ile çekim işini başarabilecek cihaz üretimine ağırlık veriyorlar. İki poz mamografi ile 3,5 miligrey seviyesinde radyasyon alıyorsunuz ki Dünya Sağlık Örgütünün bir kişinin yılda alabileceği radyasyonun çok çok altında bir oran. Teknoloji ile birlikte çok daha düşük dozda radyasyon yayan cihazlar üretilecektir.”
Mamografi ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
Son olarak mamografi işlemi için toplum arasında doğru bilinen yanlışlara da değinen Poçan, “Özellikle iki yanlışa değinmek istiyorum, ilki Mamografi çektirmenin meme kanseri yapacağı söylemi var, bu kesinlikle yanlış. Diğer husus da mamografi işleminin çok ağrılı bir işlem olduğu. Bu şehir efsanesi şeklinde kadınlar arasında yaygın bir söylem. Bunun da çok aslı yoktur. Modern cihazlar hasta kontrolündedir ve meme sıkıştırma işlemini de kendisi yapar. Hasta ağrı duyduğu noktada sıkıştırma işlemini sonlandırabiliyor. Yani mamografi işleminden bu söylentilerden dolayı kaçınmasınlar” diyerek sözlerini sonlandırdı.