Av. Dr. Ahmet T. Keşli, finansal borçların yeniden yapılandırılmasına ve koronavirüs kapsamında alınan önlemlerine ilişkin bir rapor hazırladı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ülkelerin ekonomileri üzerinde kara bulutlar uçuyor. Ekonomik aksiyonların durma noktasına gelmesi üretimde kısım kısım şalterlerin indirilmesi makroekonomik göstergelerdeki olumsuz tablolar ülkeleri bir dizi tedbir almaya zorluyor.
Ekonomik alanda alınan tedbirler finansal piyasalar üzerinde yoğunlaşıyor. Dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de finansal piyasalar üzerinde alınan tedbirler açıklandı. Covid-19 salgını kapsamında alınan finansal tedbirler de bir dizi hukuki metinle düzenlendi.
Bu tedbirler arasında icra ve iflas takiplerinin 30 Nisan 2020 tarihine kadar durdurulması, kira ödememe, kredi kartı faiz oranlarının düşürülmesi, çek ödeme destek kredisi, ekonomik istikrar kalkanı kredi desteği, vergi ödevlerinin ertelenmesi, Merkez Bankası tarafından alınan tedbirler gibi maddeler yer alıyor.
Finansal borçların yeniden yapılandırılması
Bu zor dönemde finansal borçların yeniden yapılandırılması şirketlerin ayakta kalabilmeleri açısından iki kat daha önem kazandı. Av. Dr. Ahmet T. Keşli’nin Finansal Borçların Yeniden Yapılandırılması ve COVID-19 Salgını Kapsamında Alınan Finansal Tedbirler raporuna göre, borçlu tarafından alacaklı kuruluşa usulüne uygun bir şekilde hukuki başvuruda bulunulması ve başvurunun ilgili alacaklı kuruluşlarla paylaşılması ile birlikte, herhangi bir prosedüre tabi olmaksızın ‘Durumun Korunması Süreci’ başlar. Bu süreçte alacaklı kuruluşlar tarafından borçlu hakkında FYY konusu alacaklara ilişkin olarak icra takibi yapılamaz, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler nedeniyle hak kaybına yol açacak durumlar hariç olmak üzere, mevcut takiplere devam edilemez, yeni takipler açılamaz, diğer yasal yollara başvurulamaz.
Finansal yeniden yapılandırma, borçları toplamı 25 milyon TL altında ve üzerinde olan küçük ve büyük ölçekli şirketler olarak iki kategoride ele alınıyor. Küçük veya büyük ölçekli uygulamanın FYY’ye başvurusu sırasında hakkında iflas kararı bulunmaması gerekiyor.
Rapora göre, başvurudan sonra ise belli bir hukuki süreç işliyor. Başvurunun hukuki sonuçları ve borçlunun hukuki koruma kalkanına alınmasıyla bu süreçte alacaklı Kuruluşlar tarafından borçlu hakkında FYY konusu alacaklara ilişkin olarak icra takibi yapılamaz, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler nedeniyle hak kaybına yol açacak durumlar hariç olmak üzere, mevcut takiplere devam edilemez, yeni takipler açılamaz, diğer yasal yollara başvurulamaz.
Küçük ölçekli uygulama için
Küçük Ölçekli Uygulama kapsamında değerlendirilen 25 milyon TL’den az borcu bulunan firmaların iflas etmemiş olmak ile toplam borcun 25 milyon TL’den az olması gibi hukuki açıdan, başvuru şartlarını taşıması gerekiyor. Küçük ölçekli uygulamalar için başvuru süreci hukuki açıdan büyük ölçekli uygulamadan farklılık gösteriyor. İlk başvuru hukuki esaslara uygun şekilde hazırlanmış bulunan başvuru dosyası ile birlikte Çerçeve Anlaşması’nı imzalamış en yüksek 3 alacaklı Kuruluştan birine yapılır. İlk başvuru yapılan alacaklı kuruluş kabul etmezse, 2’nci ve 3’üncü sıradaki alacaklı kuruluşa, başvurulabilir, üçüncü alacaklı kuruluş da başvuruyu kabul etmezse yeniden yapılandırma süreci başlamaz. Hukuki açıdan, süreci başvuruyu kabul eden alacaklı kuruluş yürütür ve borçlu hakkında fizibilite raporunu hazırlar.
Dosyada fizibilite raporuna esas olacak konuyu iyi açıklayan hukuki bir rapor sunulması başarı açısından önemli. Diğer alacaklı kuruluşlardan başvuru konusundaki görüşleri toplar. Alacak tutarı bakımından üçte bir çoğunluğun ve en az 2 alacaklı kuruluşun uygun görüşünün sağlanmasıyla FYYS imzalanır. Alacaklı kuruluşlar kendi aralarında anlaşamazsa süreç sona erer. Mevcut dava ve icra takipleri için Büyük Ölçekli uygulamada geçerli hukuki esaslar burada da geçerli olur.
Covid-19 önlemlerinin ülke ekonomileri üzerindeki oluşturuğu durumlar ve alınan tedbirler izlenmeye devam ediyor.