Depreme dayanıklı yapılar için şart olan kentsel dönüşüm süreçlerinde 3 milyon 100 bin yapı kayıt belgesi olan yapı özellikle bina güçlendirmesi için muhatap bulamıyor. Binalarını 2018 deprem yönetmeliğine uygun güçlendirmek isteyen yapı sahiplerinin hukuki anlamda önünün açılmasını söyleyen Yüksek İnşaat Mühendisi Dr. Öğretim Üyesi İhsan Karagöz, “Kentsel dönüşüm süreci için bu yapı kayıt belgesi olan yapıların durumu maalesef belirsizliğini koruyor” diyerek bu yapıların Kentsel Dönüşüm Başkanlığına bağlanması gerektiğini söyledi.
Başta İstanbul ve İzmir gibi illerde deprem riski taşıyan birçok ilçedeki imarsız yapılaşmanın, imar barışıyla elde ettiği yapı kayıt belgesi var. İmar barışından faydalanan mal sahipleri, deprem riski taşıyan yapıları için kentsel dönüşüme başvurduklarında ise, emsal problemi ile karşı karşıya kalıyor. Yapılarının sağlamlığını belgeleyenler ve yapı güçlendirmesi için başvuranlara ise yollar kapalı.
“Örneğin, Bakırköy ve Florya’daki yapıların yüzde 95’i yapı kayıt belgeli ama belirsizlik sürüyor”
Konunun muhatabı 7 milyon kişinin 3 milyon 100 bin yapısının bu sebeple kentsel dönüşüm ve güçlendirme proje sürecine giremediğini aktaran Beykent Üniversitesi’nden Yüksek İnşaat Mühendisi Dr. Öğr. Üyesi İhsan Karagöz önemli açıklamalarda bulundu. Mağduriyetin biran önce giderilerek güvenli yapılar için acele edilmesini söyleyen Karagöz, “Türkiye’deki mevcut yapı stokunu incelediğimiz zaman yapıları iskanlı, yapı kayıt belgesi olan ve kaçak yapılar olarak 3’e ayırabiliriz. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile birlikte iskanlı yapılar ve yapı kayıt belgesi olan yapılar için müracaat edilerek bu yapıların kentsel dönüşümü yapılabiliyor. Bu süreç Kentsel Dönüşüm Başkanlığına bağlanarak hızlandırıldı. Hem süreç hem de mahkeme süreçleri olarak bu durum vatandaşımızın önünü açtı. Ama yine de iskanlı yapıların dışında olan, yapı kayıt belgesi almış 7 milyon insanımız var. Bu toplamda 3 milyon 100 bin yapıya denk geliyor. Bu 3 milyon 100 bin yapının içerisinde binalar dışında aynı zamanda ofisler, sanayi yapıları, fabrikalar var. Şehir olarak baktığımızda yapı kayıt belgesi almış yapı sayısının en fazla olduğu şehir İzmir sonrasında İstanbul geliyor. Muğla, Antalya ve Ankara da bir sonraki en fazla olan şehirler. Kentsel dönüşüm süreci için bu yapı kayıt belgesi olan yapıların durumu maalesef belirsizliğini koruyor. İstanbul’u düşünecek olursak, belli bölgelerin yaklaşık yüzde 90’ı bu durumda. Örneğin birinci derece deprem bölgesi olarak adlandırılan Bakırköy ve Florya’daki yapıların yüzde 95’i yapı kayıt belgeli. Bu yapılara sahip insanlarımız da diyorlar ki, ‘biz bu semtimizi terk etmek istemiyoruz ama sağlam binada oturmak istiyoruz. 2018 deprem yönetmenliğine göre binalarımızı güçlendirmek istiyoruz lütfen bizim de sesimizi duyun, bizim önümüzü açın.’ Yerel belediyelerde karşılaştıkları birçok problem var. Yani insanlarımız zemin etüt çalışmalarını yaptırmışlar, karat numunelerini aldırmışlar, performans analizlerini yapmışlar ve bunun sonucunda deprem güçlendirmek için de projelerini hazırlamışlar. Bu projelere ve yapılan çalışmalarla birlikte izin almak istiyorlar. Bu izin süreçleri yerel belediyelerden alınmıyor. Birçok problemle karşılaşıyorlar ve süreç çok uzuyor” dedi.
“200 metrekareye 40 metre veriliyor, bunun yerine güçlendirme için yaptıkları projelere muhatap bulunmalı”
Konuyla ilgili olarak sürecin ilerleyebilmesi için çözüm önerisinde de bulunan Dr. İhsan Karagöz, “Bizim önerimiz, bu tür yapı kayıt belgesi olan yapıların da Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından koordine edilerek daha hızlı bir şekilde Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı uhdesinde yapılması. Evler kentsel dönüşümle yıkıp yeniden yaptığı zaman da 200 metre kare evler 40 metre kareye iniyor. Bunu da haliyle istemiyorlar. Yapı kayıt belgesi var, nasıl güçlendirileceği ya da metot bilgisi verilmeli. Ya da bilenler için de projeyi hazırladıktan sonra Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ya da Çevre ve Şehircilik İklim Bakanlığının o ildeki temsilcisine müracaat edilmeli. Projeler incelensin. Proje incelendikten sonra o proje uygulanması için ruhsat verilmeli. Bu ruhsata göre denetlemeler yapılsın. Türkiye’deki her riskli yapı da bu şekilde güçlendirilsin ve geçici iskân verilsin. Tamam, insanlarımız ilk baştan kentsel dönüşüme müracaat etsinler, yapabiliyorlarsa binalarını yıkıp yeniden yapsınlar, burada bir engel yok ama yapı kayıt belgesi olan ve bu kategoriye de girmek istemeyen insanlarımızın da esasında yasal olarak önünü açmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Son olarak bu çözümün devlete de maddi olarak bir kaynak oluşturacağını söyleyen İhsan Karagöz, “Bu durum hem depremlere dayanıklı binalar ortaya çıkaracak hem de devletin gelirini arttıracak. Sonuçta ruhsat verecek, denetleyecek, bir inşaat yaptığınız zaman yaklaşık 300 inşaat kaleminden dolayı ekonomi canlanacak. 3 milyon 100 bin yapı kayıt belgesi olan yapının büyük bir kısmı elden geçecek bu da önemli bir gelir demek” diyerek sözlerini sonlandırdı.