Karın yağmasıyla mikropların kırılacağı söylemini bilimsel temele dayanarak açıklayan Doç. Dr. Reyhan Çalışkan, “Yağışların olmadığı dönemde yoğunluk artacağı için virüslerin havada asılı kaldığı parçacıklar kaynak oluşturmaya devam eder ”dedi.
Halk arasında sık sık kullanılan “Kar yağsa da mikroplar kırılsa” söyleminin ne derece bilimsel geçerlilik taşıdığı hep tartışılır. Konuyla ilgili bilimsel açıklama ise İstanbul Aydın Üniversitesi’nden geldi. Üniversitenin Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Reyhan Çalışkan, kış aylarında kar yağmadığı ve soğuğa karşı fazla korunaklı davranıldığında ortaya çıkan sonuçlarla ilgili “Kış aylarında hava soğuduğu için daha sıcak olan kapalı alanlarda vakit geçirmeye başlarız. Bunun sonucunda da enfekte bireylerin öksürmesi ya da hapşırmasıyla ortama saçılan damlacıkların içerisinde olan virüsler kolaylıkla diğer bireyleri enfekte edebilir. Yağışların olmadığı dönemde yoğunluk artacağı için virüslerin havada asılı kaldığı parçacıklar kaynak oluşturmaya devam eder” dedi.
“Uygun giyinildiğinde soğuk hava zarar vermiyor”
Doç. Dr. Reyhan Çalışkan, mevsime uygun giyinilmesi halinde soğuk havanın zarar vermediğini belirterek, “Soğuk havada dışarı çıkmayarak hastalıktan korunma yolunun tam tersi, eğer yaşam alanları yeterli havalandırılmıyorsa sürekli enfeksiyon etkenlerine maruz kalırız. Soğukta dışarı çıkmamak yerine yaşam alanlarımızı sürekli havalandırarak kendimizi koruyabiliriz. Ayrıca uygun şekilde giyinerek soğuğa çıkmanın herhangi bir zararı olmaz” ifadelerini kullandı.
En önemlisi el hijyeni
Kış aylarında mikroplardan korunmanın pratik yollarını açıklayan Doç. Dr. Reyhan Çalışkan, “Özellikle kış aylarında genellikle viral etkenler ile solunum yolu enfeksiyonları artar. Önlem olarak virüslere karşı alınacak önlemler ile kendimizi koruyabiliriz. Öncelikle bu enfeksiyonların bulaşmasında yakın temas ve eller oldukça önemli rol alır. Kapalı alanlarda eğer hasta bir birey var ise hapşırarak ya da öksürerek havaya saçacağı virüs patriküllerinden korunmak için ortamın düzenli olarak havalandırılması gerekir. Ayrıca eller virüslerin bulaşmasında büyük öneme sahip olduğundan su ve sabunla sık sık yıkamalı. Ayrıca enfekte bireylerin kullandığı eşyalar da virüsle kontamine olduğu için sadece eller değil eşyaların ve yüzeylerin de sık sık temizlenmesi gerekir” diye konuştu.
Hastalıkların birçok sebebi var
Hastalıkların birçok sebebi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Reyhan Çalışkan “Hasta olan kişilerden uzak durmak korunmada oldukça önemli. Ancak günümüzde yaşam şartları, beslenme durumu, yetersiz uyku, sigara kullanımı gibi çeşitli nedenlerle solunum yolu enfeksiyonlarına duyarlı hale gelebiliriz. Dengeli beslenerek, uyku düzenine dikkat ederek, sigara kullanmayarak, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklardan korunabiliriz. Bağışıklık sistemimizi ise sadece C vitamini ile değil diğer doğal ürünler ile de güçlendirebiliriz” dedi.
Antibiyotik kullanımına dikkat
Hasta olur olmaz antibiyotiğe sarılmanın yarardan çok zarar getirebileceğini belirten Doç. Dr. Çalışkan, “Maalesef uzun yıllar boyunca hastalanır hastalanmaz çoğu zaman antibiyotikler kullanıldı. Aslında solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan etkenler büyük oranda virüsler olduğu için kullanılan bu antibiyotikler hastalığı iyileştirmek yerine vücudumuzda mikrobiyotada yer alan ve faydalı olarak bilinen bakterilerin ölmesine neden oldu. Mikrobiyotada meydana gelen bu değişiklikler ise pek çok hastalık ile ilişkilendirildi. Sonuç olarak virüs kaynaklı bir enfeksiyonda bilinçsizce antibiyotik kullanmak hem hastalığımızda etkisiz kalacaktır hem de iyi bakterilerimizi öldürecektir” şeklinde konuştu.