"İlerleyen yaş, uzun süren kortizon tedavileri, migren, glokom riskini artırıyor"
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adnan Gül, ilerleyen yaşın ve uzun süren kortizon tedavilerinin migren, glokom riskini artırdığını söyledi.
Halk arasında göz tansiyonu ya da karasu hastalığı olarak adlandırılan glokom hastalığı, göz içi sıvısının iyi boşalmaması yüzünden göz tansiyonunun artarak görme sinirine baskısı sonucu görme bozuklukları oluşturan bir durumdur. Medicana Bahçelievler Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adnan Gül, hastalık hakkında önemli bilgiler verdi.
Glokomun milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Adnan Gül, ’’Glokom, halk arasında karasu ve göz tansiyonu adlarıyla bilinir. Göz içi sıvısının iyi boşalmaması yüzünden göz tansiyonunun artmasıdır. Tedavi edilmezse görme kaybına neden olabilir. Glokomda göz içi sıvı basıncı görme yeteneği için gerekli olan göz sinirine zarar verebilecek düzeyde yüksektir. 40 yaşın üzerinde her 40 kişiden birinde görülür. Görüldüğü her 20 kişiden birinde kalıcı görme yani total körlüğe neden olur” dedi.
’’Yükselen göz içi basıncı, göz siniri hücrelerinin beslenmesini engeller’’
Dr. Öğr. Üyesi Gül, glokomun dünyada en sık görülen kalıcı görme kaybı nedenlerinden olduğunu dile getirdi ve hastalığın belirtilerini şöyle anlattı: ’’Normalde göz içi oluşumların beslenmesi için göz içinde bir sıvı mevcuttur. Bu göz içi sıvı bazı kanallar ile göz dışına atılır. Bu kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması veya sonradan bazı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkar. Göz içi sıvısının yeterince dışarıya çıkamamasına bağlı olarak göz içi basıncı yükselir. Yükselen göz içi basıncı, göz siniri hücrelerinin beslenmesini engeller. Göz sinir hücreleri hasar görerek yavaş yavaş atrofiye (küçülmeye) uğradıkça çevreden merkeze doğru görme kaybı ortaya çıkar’’.
’’İlerleyen yaş ve uzun süreli kortizon tedavileri hastalığı tetikliyor’’
Ailesinde glokom hastalığı olanların bu hastalığa yakalanma riskinin 8 kat daha fazla olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Gül, ’’40 yaş üzeri kişilerde yüzde 2, 60 yaş üzeri kişilerde yüzde 10 daha fazla görülür. 40 yaşın üzerinde ailede glokom, şeker hastalığı, hipertansiyon, yüksek miyop ve damar hastalıkları olanlar riskli grupta sayılır. Özellikle ailede glokom olanlar 8 kat daha fazla risk altındadır. İlerleyen yaş, uzun süren kortizon tedavileri, migren, sigara kullanmak ve göz yaralanmaları riski artıran faktörlerdir’’ diye konuştu.
Detaylı muayene çok önemli
Erken teşhisin glokomda çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Gül, ’’Hastalık herhangi bir belirti vermemektedir. Oluşan görme kaybı da geri döndürülmemektedir. Bu sebepten ötürü; glokomda erken teşhis çok önemlidir. Ne kadar erken tanı konulursa görme kaybı o kadar az olacaktır. Glokom tanısında göz hekiminin detaylı muayenesi çok önemlidir. Rutin göz muayenesi yanı sıra, göz tansiyonunun ölçülmesi, ön kamara açısının kontrolü, göz içi sinirinin durumu değerlendirilir. Gerektiğinde bilgisayarlı görme alanı testi, göz siniri testi ve göz siniri analizi yöntemleri tanıda önemli rol oynar. 21 mmHg’a kadar göz tansiyonu normal kabul edilir” ifadelerini kullandı.
Glokom tanısı konulan kişilerin tedavi sürecini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Gül, ’’Tedavide amaç göz içi tansiyonunu düşürerek, göz siniri hasarını durdurmak ve görme kaybının ilerlemesini engellemektir. Bu amaçla tedavi; ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavidir’’ şeklinde konuştu.