Sarıyer Belediyesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde ‘Cesaretiyle İlham Veren Kadınlar’ semineri düzenledi. Moderatörlüğünü Doğan Sigorta Brokerliği A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO olarak çalışan aynı zamanda Tara Kitap adlı yayınevinin sahibi Selcen Gür’ün yaptığı etkinliğe Stand-up’çı yazar Ayşe Balıbey, Psikolog Hilal Bebek, danışman-yazar Leyla Bilen ve avukat Tuba Torun konuşmacı olarak katıldı.
KENDİMİZİ DİNLEMEYİ BİLMELİYİZ
Çocukluğunda erkek gibi yetiştirildiğini söyleyerek konuşmasına başlayan danışman – yazar Leyla Bilen, “Ben bir aşiret kızıyım ve hep erkek gibi büyütüldüm. O ortamda okula gittim ve basketbol oynadım. Bizim sülalede 3. sınıftan sonra okuyan kız çocuğu yok hele eli topa değmiş kız çocuğu hiç yok. Ama ben okul yıllarımda kendi potansiyelimi fark ettim. Her turnuva dönüşü dayak yedim ama pes etmedim. İçimdeki güç bana yön verdi. Ben yaşadıklarımı kendi kardeşlerim yaşamasın diye çaba sarf ettim. En büyük tavsiyem gerçekten kendimizi dinlemeyi bilmeliyiz. Kendimize değer verirsek dış dünyada bu noktada bizi destekliyor. Kendi içimizdeki güce sahip çıkalım” dedi.
OTUZ YAŞINDA YAZMAYA BAŞLADIM
Stand-up’çı yazar Ayşe Balıbey ise, “Ben memur bir ailenin çocuğu olduğum için ailem hep bana bir mesleğin olsun hobini sonra yaparsın şeklinde baktı. Ben otuz yaşımda yazmaya başladım. Her şeyle baş edebilmek için bulduğum tek yöntem mizahtı. 2011 yılında açtım bloğumu ve çok okundu. Daha sonra Zaytung da çıkınca orada editörlük yapmaya başladım. Hayatta başımıza ne geldiği değil onu nasıl karşıladığımız önemli. Hayatın içinde dram da var mizah da” diye konuştu.
BU CESARET DEĞİL OLMASI GEREKEN
Eski Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu için şikâyette bulunmasıyla ülke gündemine oturan Avukat Tuba Torun, “Bence her kadın cesurdur. Eski Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu bir sözü vardı ‘ Kadın gibi yaşayacağıma erkek gibi ölürüm.’ Bunun üzerine şikâyette bulundum. Bir hafta boyunca beni halk kahramanı ilan ettiler. İnsanlar benim vermiş olduğum hukuki tepkiden çok bu cesarete şaşırdılar. Ama bu bir cesaret değil o zaman da söyledim. Cesur olmak ekstrem bir şey değil. Bu şikayetten sonra hakkında dava açıldı ve özür dilemek zorunda kaldı. Bunlar önemli gelişmeler. O dönemde bu tür sözler sarf eden kişilere karşı bir şikâyet sinsilesi oluştu. Bu mücadelenin kolektif bir şekilde yapılması gerektiği ortadaydı. Bu şekilde mücadeleye başladım. Şimdi birçok kadın örgütünün, sivil toplum kuruluşunun avukatlığını yapıyorum” ifadelerini kullandı.
İÇİNİZDEKİ SESİ DİNLEYİN
Son olarak söz alan psikolog Hilal Bebek ise “Cesaret korkuya rağmen yürüyebilmek demektir. Bedeli göze alarak ilerlemek demek. Korkuya rağmen yürümenin bedeli var ama durmanın da bir bedeli var. İçimizdeki sesi dinlemek çok önemli. Özgürleşmek demek sorumluluk almak demek, çatışmak demek, bireysellik demek. Şiddetin belki en sinsi huyu kendi kendimize uyguladığımız. Kendimize uyguladığımız şiddetin de farkına varmamız gerekiyor. Kadın kadının yurdu da olabilir. En çok kadın olarak bizim yapmamız gereken şeyler var. Bu nedenle öteki kadınlarla olan ilişkilerimiz çok önemli. Başka bir kadınla olan ilişkimiz kendimizle olan ilişkimiz arasında önemli bir kanal” diyerek kadın dayanışmasının önemine değindi.
8863,88%-1,58
34,24% -0,04
37,29% 0,19
3019,58% -1,66
5000,33% -0,28