On yıllık bir Parkinson hastasının beyin pili tedavisi ile hastalığının ilk yıllarına geri döndürebildiklerini söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh, “Bunu ‘hastalığın saatini geri almak’ diye tanımlayabiliriz. Tıbbi tedaviye yeterli yanıt vermeyen titreme olgularında beyin pili ameliyatları önemli yararlar sağlayabiliyor” dedi.
Medipol Üniversitesi Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER), Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh, başta Parkinson olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılan beyin piline ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Zırh, bütün hareket bozukluklarının başlangıç tedavisinin medikal tedavi ile yapılmaya çalışıldığını belirterek, “Ancak artık ilaç tedavisine yeterli cevap vermeyen veya istem dışı hareketler gibi şiddetli ilaç yan tesirlerinin gözlendiği ileri evrelerdeki Parkinson hastalarında, distoni hastalıklarında, tıbbi tedaviye yeterli yanıt vermeyen titreme olgularında beyin pili ameliyatları önemli yararlar sağlayabiliyor” dedi.
“Hastalığın saati geri alınıyor”
Hareket bozukluğu olan her hastaya cerrahi girişim uygulamanın mümkün olmayabileceğine değinen Dr. Zırh, “Hastaların ameliyattan yarar görüp göremeyeceklerine veya böyle bir girişime aday olup olmadıklarına ancak ayrıntılı klinik değerlendirme ve testler sonrasında karar verilir. Bu ameliyatlarda yaş tek kriter değildir. 80 yaşındaki bir hastaya beyin pili ameliyatı uygulanabileceği gibi 65 yaşındaki bir hastaya önerilmemesi de mümkündür. Beyin pili takılması operasyonu tümü ile lokal anestezi altında ve hastalar uyanık olarak gerçekleştirilir. Hastalar sadece operasyonun son aşamasında son bir saatlik bölümde pilin gövdesi göğüste cilt altına yerleştirilirken acı duymamaları için uyutulur. Piller takıldıktan sonra hastadan hastaya değişmekle birlikte ortalama birkaç haftalık aralıklı ve sık kontrollerle pillerin ince ayarları bilgisayar aracılığı ile yapılır ve hastaların en fazla randıman alabilecekleri parametreler ayarlanır. On yıllık bir Parkinson hastasını ameliyat ettiğimizde onu hastalığının ilk yıllarına geri döndürebiliyoruz. Bunu ‘hastalığın saatini geri almak’ diye tanımlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
"Günlük yaşamları değişmiyor"
Dr. Zırh, yakın zamana kadar dışarıdan şarj edilemeyen pilleri uyguladıklarını belirterek, “Parkinson hastalarında beyin pillerinin ömrü 4-6 yıl arasında idi. Daha yüksek elektrik akımına ihtiyaç duyulan distoni hastalarında bu süre daha da kısa olabiliyordu. Son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde hem dışarıdan şarj edilebilen ve 20-25 yıla kadar ömrü olan pilleri uygulamaya başladık; hem de beyin içerisine verdiğimiz elektrik akımının yönünü ve şiddetini istediğimiz gibi ayarlayabilecek teknolojiye sahip cihazları kullanmaya başladık. Bu gelişmeler sayesinde hem tedavideki başarı oranlarımız artmakta, hem de uzunca bir süre pil değişimine ihtiyaç kalmamaktadır. Pil takılan hastaların normal günlük yaşantılarında hiçbir değişiklik olmuyor. Hastalar kafa travmasına neden olmayacak her türlü sportif faaliyeti sürdürebilir ve yüzebilirler. Hastalara üzerlerinde elektronik cihaz taşıdıklarına dair bir belge verilir ve gerektiğinde güvenlik kontrollerinde bu belgeyi gösterebilirler. Bunun dışında eski zamanlarda hastalara MR çekilmesini istemiyorduk; ancak günümüz teknolojisi uygun ayarlarla, bilgi ve donanımı olan merkezlerde, bu hastalara her türlü MR görüntülemesinin yapılabilmesini sağlamaktadır” diye konuştu.