Haçlı Seferlerindeki yamyamlık ve vahşeti anlatan kitap nihayet ortaya çıktı
Haçlı Seferlerindeki yamyamlık ve vahşeti anlatan kitap nihayet ortaya çıktı
Fransız tarihçi Frantz Funck Brentano’nun kaleme aldığı ve Haçlıların öldürdükleri Müslüman çocukları pişirip yiyecek kadar vahşileşmelerini anlatan “Haçlı Seferleri” adlı kayıp kitabı, Türkiye’de bulundu.
Fransız Akademisi üyelerinden tarihçi Frantz Funck Brentano’nun gizlenen eseri “Les Croisades” (Haçlı Seferleri), K. Abdullah Bediroğlu tarafından Türkiye’de bulundu ve gündeme taşındı. Haçlı Seferleri sırasında Müslümanlara yönelik vahşeti ve yamyamlığı anlatan kitaba, ne yazılı ne de dijital olarak yıllardır ulaşılamıyordu. Bediroğlu, Brentano’nun eserinde o mezalimi şöyle anlattığını açıklıyor:
“Haçlı güruhu başlarındaki komutanlarından ayrıldıktan sonra hiçbir engel tanımıyorlar, (Müslüman) çocuklarını pişirmek için parçalara ayırıp şişlere geçirip kızarttıktan sonra dindarlara yediriyorlardı. Yetişkinlere ise korkunç işkenceler yapıyorlardı. İznik halkını şehirden atıyorlar, büyük bir ganimet ve hayvan sürüsüyle kamplarına dönüyorlardı."
Brentano, Fransızların millî destan olarak kabul ettikleri “Chanson d’Antioche”den de şu tüyler ürpertici satırları naklediyor:
“Haçlılar Müslüman cesetlerinin derilerini yüzüp, bağırsaklarını çıkardıktan sonra, etlerini pişirip yiyorlardı. Birgün Haşmetmeap Pierre L’Ermite çadırın önünde duruyordu. Tafur Kralı adamlarıyla birlikte oraya geldi. Tebasından çoğu açlıktan ölüyordu. Kral şöyle hitap etti: ’Kutsal merhametiniz üzere, bana tavsiyelerde bulununuz. Zira açlıktan ölüyoruz. Pierre L’Ermite şöyle cevap verdi: Bu korkaklığınızdandır. Şu etrafa atılmış ölü Türk cesetlerini alınız; Pişirilir ve tuzlanırsa yemesi çok hoş olacaktır. Tafur kralı: ’Doğru söylüyorsunuz Ya Hasmetmeap’ der. ’Bunun üzerine haçlı askerleri çadırlarından dışarı çıktılar.
Türklerin derilerini yüzdüler, iç organlarını dışarı çıkardılar. Etlerini suda haşlayarak pişirdiler ve sonra yediler. Bunları gören Türklerden, gözlerinden yaş akmayan tek kimse yoktu....
Askerler birbirine şöyle diyorlardı: ’İşte geldi yağlı Salı Karnavalın son günü. Bu Türk eti, yağlı jambon ve füme domuz etinden daha iyi...’ Etrafta derisi yüzülecek Müslüman bulunmadığı zaman, mezarlıklar kazılır, cesetler çıkarılır. Hepsi bir yere yığılır, kemikler ayrılır ve rüzgarda kurutularak yemeye hazırlanır...’.”