Bağışıklığı düşük kişilerin korona virüsü daha ağır geçirebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, korona virüsten korunmak için hijyen, maske, mesafe ve aşı kadar bağışıklığın da oldukça önemli olduğunu kaydetti.
Bağışıklık sisteminin güçlü olması küresel salgınla birlikte daha da önemli hale geldi. Vücudun direncini arttırmak için ve mikroplara karşı korunmada bağışıklığın güçlü olmasının şart olduğunu ifade eden İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, beslenme ve egzersiz ile bağışıklığın desteklenmesine dikkat çekti.
“C vitamini vazgeçilmezimiz”
Bağışıklık için beslenme aşamasında vitaminler, mineraller ve antioksidanların önemine değinen Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, “Bu vitaminlerin başında vazgeçilmezimiz C vitaminidir. Bunu takiben D, A, B6, B12 de önemli vitaminlerdir. Minerallerdense selenyum elementi ön plana çıkıyor. Bunun dışında çinko, demir ve magnezyum da mineraller arasında sayılabilecek elementlerdir. Bunların dışında kullanabileceğimiz antioksidanlar da var. Öncelikle vitamin, mineral ve antioksidanların vücut için faydalarına bakmalıyız. Vitaminler hücredeki çeşitli mekanizmaları gerçekleştirdiği için enzimlere yardımcı oluyor. Bu işlevleri bir şeklide hızlandırarak, mikroplara karşı kalemizi oluşturmamızı sağlıyor. Mineraller vücudumuzdaki enzimlerin daha güçlü çalışmasını sağlıyor. Antioksidanlar ise bağışıklığı güçlendirerek, bağışıklıktan kaçabilecek zararlı kimyasal oluşumların yok edilmesini ve vücuttan atılmasını sağlıyor” diye konuştu.
“Evde metabolizmayı hızlandıran çaylar hazırlanabilir”
Metabolizmanın hızlandırılmasının çeşitli çay ve baharatlarla mümkün olduğunu belirten Ulutin, “Kışın metabolizma yavaşlıyor. Havaların ısınmasıyla ise daha aktif hale geliyor. Metabolizmanın hızlandırılması için önemli olan vitaminler C, D2, B5, B6, B12 ve özellikle de magnezyumdur. Bunların dışında baharatlar özellikle de karabiber, kırmızı biber tüketimi sindirimi hızlandırarak yağ emilimini azaltır ve metabolizmayı hızlandırarak vücuda enerji verir. Aynı zamanda zerdeçal da hem baharat olarak hem de çay olarak kullanımda oldukça değerlidir. Çay olarak ıhlamur da üst solunum yolu sisteminde rahatlatıcı bir etkiye sahip. Ancak tüketim miktarına dikkat edilmeli. Günde üç fincandan fazla tüketmek sakıncalı olabilir. Özellikle de hamile kadınlarda aşırı tüketim kanamayı tetikleyebilir. Bunun dışında ekinezya çiçeği çayı da antioksidan içermesinden dolayı bağışıklığı güçlendirir. Diğer doğal besinlerden ise kuşburnu çayı ve marmelatları yüksek C vitamini içerdiğinden dolayı oldukça faydalıdır” şeklinde konuştu.
“Güçlü bir bağışıklık için bağırsak sağlığı önemli”
"Bağışıklık sisteminde en büyük yükü çeken bağırsaklardır” diyen Ulutin, “Mide-bağırsak sistemini lenf çevrelemekte. Özellikle ayaklardan üşütme bu lenflerin şişmesine ve dolayısıyla da karın ağrılarına neden olur. Bağışıklığın bağırsaklarda da güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun için probiyotiklerin kullanımı çok önemli. Özellikle probiyotik alımında yoğurt bağışıklık için önemli. Bunun dışında bağırsak sağlığı için lifli besinlerin kullanımını tavsiye ediyorum” ifadelerinde bulundu.
“Hiçbir sıvı su yerine geçmez”
Toplumda sıvı tüketimiyle su tüketiminin aynı durum gibi algılanmasının ciddi bir sorun olduğunu belirten Ulutin, “Çay seven bir milletiz. Sıvı alırken kaliteli sıvı almalıyız. Çay ya da başka bir sıvı suyun yerine asla geçmez. Su çayla birlikte tüketildiğinde vücut bu suyu yararlanmadan dışarı atıyor. Sıvı ile su tüketimi arasındaki farkı iyi kavramak gerekiyor. Normal bir bireyin günlük tüketmesi gereken su miktarı 2 litredir. Kahve, meyve suyu ve diğer sıvılar bu su miktarının dışında tutularak ve dengeli bir şeklide tüketilmelidir” dedi.
“Egzersiz gıda kadar önemli”
Bağışıklığın egzersizle de desteklenmesi gerektiğini ifade eden Ulutin, “Güçlü bir bağışıklık için uyku düzeni oldukça önemli. İdeal 7-8 saat gece uykusu alınmalı. Vücudumuzda kortizon gibi bazı hormanlar özellikle uyurken salgılanıyor ve vücudun güç kazanmasını, oluşan kanser hücrelerine karşı vücudun direncinin artmasını sağlıyor. Diğer yandan egzersiz gıda kadar önemli. Egzersiz planlı ve kalbe yüklenmeyecek şeklide yapılmalı. Ayrıca her bireyin yaşına ve fizyolojisine uygun spor yapması önemli. Bu noktada hafif tempolu yürüyüşlerin yapılmasını öneriyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.