İnşaat firmalarının tıpkı araç alım satımındaki gibi takas işlemlerine başladığına dikkat çeken emlak uzmanları, kredilerdeki daralma sebebiyle inşaat firmalarının kendi finansman kaynaklarıyla vadeli satışlara başladığını söyledi.
Seçim sonrasında gayrimenkul sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendiren Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Broker’ı Özkan Aydemir, "Gayrimenkul sektöründe vatandaş krediye ulaşımda zorluk yaşamaya başladı. Günümüz şartlarında bir daire için istenen rakamların peşin olarak karşılanması neredeyse imkansız. Çoğu vatandaşımız başını sokacak bir daire alabilmek için krediyi bir çıkış yolu olarak görüyor. Fakat bu süreçte de sistem tamamen tıkanmış durumda. Hem sektör temsilcilerinden hem de alıcıların geri ddönüşlerinden bu durumun had safhada olduğunu söyleyebiliriz. Döviz kurundaki artış sebebiyle yaşanan veya yaşanacak artıştan önce krediye ulaşmada yaşanan bu problemin konuşulması ve çözüme kavuşması daha elzem" dedi.
Gayrimenkul ve inşaat firmalarının satış işlemlerinde ’takas’ seçeneğini iyiden iyiye devreye aldığına dikkat çeken Özkan Aydemir, inşaat firmalarının da tıpkı araç alım satımındaki gibi takas işlemlerine başladığını söyledi. Aydemir, “Yaşanan gelişmeler ışığında artık firmalar kendi çözümlerini oluşturmaya başladı. ’Takas’da bunlardan bir tanesi. Takas konusu sektörde alışık olmadığımız bir ödeme yöntemi olarak iyiden iyiye karşımızda durmaya başlamış durumda. Firmalar yapılan satışlarda gerek ev veya tarla, gerekse de araç gibi takasa konu olabilecek gayrimenkulleri değerlendirmeye başladı. Bu durumla artık iyice yüzleşeceğiz" şeklinde konuştu.
Aydemir, krediye erişimin olmadığı bir ortamda, vatandaşların konut alabilmesi için firmaların alternatif arayışlarını hızla sürdürdüğünü ve pek çok inşaat şirketinin müşterilerine şirket içi vadelendirme seçeneği sunmaya başladığını hatırlattı. Dövizde yaşanan artışın konut fiyatlarına yansımaya başlayacağına dikkat çeken Aydemir, “Yaşanan en ufak artışın yiyecekten yakıt fiyatlarına, araç fiyatlarından konut fiyatlarına varıncaya kadar yansıması oluyor. İnşaat sektöründeki girdilerin çoğu ithal ürünler ya da hammaddesi ithal olan ürünler. Bu sebeple ithalatın bu denli yüksek olduğu bir sektörde dolar kurunda yaşanan en ufak bir yukarı yönlü hareketlenme, iç piyasaya fiyat artışı olarak ne yazık ki yansıyor. Sıfır daire için konuşmak gerekirse gayrimenkul sektörü de bu dalgalanmadan veya artıştan payına düşeni alıyor. Gayrimenkul danışmanları, aracılık hizmeti vermektedir. Bazen piyasada gayrimenkul danışmanlarının fahiş fiyatların belirlenmesinde rol aldığı yönünde söylentiler oluyor. Fakat bu gerçek dışı bir söylem ve tamamen uydurmacadır. Meslek ilkelerine göre hareket eden hiçbir gayrimenkul danışmanı, bu denli acımasız, bu denli düşüncesiz olamaz ve olmamalıdır” dedi.
Arsa maliyetlerinde 2016 yılından itibaren önemli artışların yaşandığının altını çizen Aydemir, “Bursa’dan örnekle bu konuya bir açıklık getirmekte fayda var. Maliyet artışlarında ilk olarak hep dövize endeksli işlerde yaşanan artışları konuşuyoruz ama arsa maliyetleri aldı başını gitti. Bunun bariz örneğini Kayapa’da yaşıyoruz. 2016 yılında dönümü 400 bin TL olan bir imarlı arsa için bugün istenen rakam 13 Milyon TL’ye dayandı. Gayrimenkul sektörünün önündeki en büyük etkenin arsa maliyetlerinin olduğunu atlamamamız gerekiyor. Hal böyle iken konut fiyatlarında artış olması açıkçası kaçınılmaz bir hal alıyor” diye konuştu.
Yeni imar bölgelerinin oluşturulması gerektiğinin önemine dikkat çeken Özkan Aydemir, bu yapılmadığı takdirde fiyat artışlarının devam edebileceğini sözlerine ekledi.