Fenerbahçe’nin 114. kuruluş yılı Dereağzı Tesisleri’nde yapılan törenle kutlandı. Törende konuşan Başkan Ali Koç, “Her zaman söylerim, Atamızın hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın onun yolunda yürüdüğü önemli olandır" dedi.
Fenerbahçe’nin kuruluşunun 114. Yıl dönümü Fenerbahçe Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri’nde düzenlenen törenle kutlandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1918 yılının 3 Mayıs’ında kulübümüze yaptığı ziyarete atfen 3 Mayıs’ı kuruluş günü kabul eden sarı-lacivertliler düzenlediği törende Başkan Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Kongre Üyeleri, amatör şubelerin yöneticileri, sporcular ve kulüp çalışanları yer aldı. Tören; Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, şehitler ve ebediyete intikal eden üyeler için yapılan saygı duruşu ve hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Koç: “Kulübümüz, ilk günkü gibi etrafına aydınlık saçarak ışıldamaya devam ediyor"
Törende bir konuşma yapan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, “Fenerbahçemizi tarihi bir günde başta Atamız olmak üzere bu önemli günde 3 Mayıs’ı anıyoruz. Kelimelerle tarifi zor bir duygu, kelimelerle tarifi zor bir günü, olayları anlatmaya çalışıyoruz. Fenerbahçemiz, kurulduğu günden bu yana ait olduğu toplumla beraber büyümüş ve pek çok badireler atlatmıştır. Gerektiğinde bağımsızlık uğruna isyan etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile beraber, bu ülkenin kurucu değerlerini, kendine her daim ilke edinmiştir. Tarihi boyunca bayrağımızı dünyada gururla temsil eden sporcular yetiştirmiş, sarı lacivert sevdamızın 114. yaşını kutlamak, kutlarken de Fenerbahçe değerlerini nesilden nesile aktarılan bu büyük kültürü tekrar ve tekrar özümsemek için hep bir aradayız.
Fenerbahçe’nin kuruluşunun Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar geçen dönem içerisinde çok çok özel bir anlamı vardır. Bu anlam, Nurizade Ziya, Ayetullah Bey, Bahriyeli Necip Okaner adlı gençlerin yaşadıkları bu topraklarda yabancıların hakimiyetinde oynanan futbol oyununa adeta isyan ederek dahil olmalarında, bu anlam sonrasında Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından yakılan bağımsızlık ateşinin parlayan pervane olmasında, bu anlam pek çok maçta olduğu gibi demin de ifade edildiği gibi, 1923’te Harington Kupası’nda İngiliz muhtelit gardlar takımına yaşattığı yenilgilerde ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin spor alanında lokomotif olmasında vücut bulur. 1907 yılının bahar aylarında başlayan Fener, yaprakların yeşererek doğaya umut olması gibi önce Kadıköy’ün çocuklarına ve gençlerine daha sonrasında ise çok daha geniş kitlelere, Türk milletine ışık oldu. Ve bugün hala ilk günkü gibi etrafına aydınlık saçarak ışıldamaya devam ediyor. 3 gencin, Saint-Joseph Lisesi’nin Türkçe öğretmeni Enver beyle bir araya gelmesiyle başlayan hikaye, semtinden hiçbir zaman kopmadan, köklerine sıkı sıkı bağlı bir şekilde dallarını önce yurt geneline, sonrasında da dünyaya açarak sürdü. Ve bugün hala da sürmeye devam ediyor“ dedi.
"Gurur kaynağımız, Atamızın kulübümüzle olan sıcak bağıdır"
Fenerbahçe’nin Türk sporuna büyük hizmetler verdiğini belirten Başkan Koç, “Türkiye’nin en büyük spor kulübü olarak, bizim tartışmasız en eşsiz gurur kaynağımız Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübümüzle olan çok sıcak yakın bağıdır. Bu bağın başlangıcı da demin de ifade edildiği gibi 3 Mayıs 1918 tarihinde Kuşdili lokalimizi ve yine aynı gün sonrada stadyumumuzu ziyaret etmesidir. O dönem Anafartalar Kahramanı unvanını alan Atamızla bağımız o günden sonra hiçbir zaman kopmadı, her geçen gün kuvvetlenerek, bir ve bütün oldu. Atamız ziyaretinden bir sene sonra milli mücadelemizi başlatmak için Samsun’a gitmeden önce yine Kulübümüzü ziyaret etmiş, müzemizde bulunan hatıra defterimizi imzalamıştı. Cumhuriyetimizin ilanından sonra ilk kez 1927 yılında İstanbul’a gelen Atamızı karşılayanlar ve Moda açıklarında kayıklarıyla muhteşem, emsalsiz bir gösteri düzenleyenler arasında yine Fenerbahçe Spor Kulübü de vardı. 5-6 Haziran 1932 tarihinde Kuşdili lokalimizde çıkan korkunç yangın sonrası Kulübümüzün elinden tutan yine ilk kişi Ulu Önderimiz olmuş, yaptığı büyük bir bağışla kulübümüze can suyu vermiştir. Stadımızın o tarihte mülkünün Kulübümüze ait olmasında da yine Atamızın imzası vardır. Ülkemizi düşman işgalinden kurtararak, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, o dönem herkesin gıpta ile baktığı yepyeni modern bir ülke inşa eden, Türk sporuna büyük hizmetler veren Fenerbahçemize her daim destek olan, takdir eden, sosuz muvaffakiyetler dileyen Ulu Önderimize minnetimizin ve saygımızın bir göstergesi olarak kendisinin büstü demin de ifade edildiği gibi 1934 yılında büyük bir törenle stadımıza kondu" şeklinde konuştu.
“Önemli olan hangi takımın Atatürk’ün yolunda yürüdüğüdür"
Önemli olan Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın onun izinde yürüdüğüdür diyen Başkan Koç, “Her zaman söylerim, Atamızın hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın onun yolunda yürüdüğü önemli olandır. Buna mukabil Atamızın, Kulübümüze olsan sevgisi, yakınlığı, ilgisi ve sıcak bağı pek çok anıda, bilgide, belgede mevcuttur. Evet, 1934 yılında büstü stadımıza kondu. O dönemin sporcuları, Fenerbahçeli çocuklar, yüzlerini Gazimizin büstüne dönerek, demin içilen andı söylediler. Bir kez daha söylemek istiyorum, bir kez daha paylaşmak istiyorum: Büyük Atatürk, senin açtığın yolda, senin göstereceğin hedefe yürüyeceğimize, bizlere emanet ettiğin Cumhuriyeti koruyacağımıza, Türk ruhu, Türk asaleti, Türk sporculuğu ve mertliği ile senin peşinden geleceğimize, gözlerimizi senden ayırmayacağımıza ant içeriz. O andan sonra uzun seneler boyunca kuruluş yıl dönümlerimiz büstün önünde Fenerbahçelilerin bu andı ile kutlandı. Bu onurlu geleneğimizi bu sene itibariyle tekrar hayata geçirmekten dolayı son derece mutluyuz ve memnunuz. Camiamızın bu kıymetli geleneğini belgeleriyle ortaya koyarak, tarihimize ışık tutan Fenerbahçe tarihi çalışma grubuna camiamız adına da teşekkürleri borç bilirim. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak tarihimizin Cumhuriyet tarihinden, bağımsızlık mücadelemizden ve Ulu Önderimizin kıymetli şahsından ayrı olarak anlatılamayacak olmasının sonsuz gururunu, hayattaki en büyük nişanemiz olarak göğsümüzde taşıyoruz. Bizden önceki nesillerde de olduğu gibi, bizlerin de görevi; bu değerleri gelecek nesillere aktarmak, bu kültürü korumak, yaşatmak, büyütmek ve Atamızın yolundan giden Fenerbahçeli çocuklar yetiştirmektir. İnşallah en kısa zamanda normalleşiriz. Ve inşallah bu salgın süreci sonrası yani bir sonraki kuruluş yıl dönümümüzü hep beraber, coşkuyla bir arada kutlayabiliriz. Sonsuza dek Atasının izinde olacak Fenerbahçe sen çok yaşa diyerek sözlerimi sonlandırıyorum. Tüm camiamızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Önümüzdeki bayramınızı da kutluyorum" ifadelerini kullandı.