Mart ayında korona virüs salgını sebebiyle 18 Mart Çanakkale Zaferi aktiviteleri yarım kalan Altınyıldız İlköğretim Okulu öğrencileri, öğretmenlerinin desteğiyle pandemi sürecinde evde yaptıkları çekimlerle bu etkinliği tamamladılar.
18 Mart etkinlikleri ile ilgili yaptıkları çalışmaları anlatan Altınyıldız İlköğretim Okulu 1 A Sınıfı Öğretmeni Fatma Çabuk, "Şiir okuma, şarkı söyleme, folklor veya tiyatro gösterisi gibi her türlü sahne çalışmasının çocukların özgüven gelişimine faydası olduğuna inanıyorum. O sebeple her sene bir şekilde çocukları sahneye çıkarmaya çalışırım. En güzel çalışmanın da tiyatro olduğunu düşünüyorum. Çünkü yeteneklerine göre çeşitli derecelerde görev alsalar da her çocuğu bir şekilde oyuna dâhil edebilirsiniz. 18 Mart anma programını çocukların hepsinin görev alacağı bir çalışmaya çevirebileceğimi düşünerek göreve talip oldum. Bu çalışma sırasında okuma, anlama, ezber yapma ve tabii ki tarihimizin en şanlı zaferlerinden biri hakkında çocuklarda merak duygusu uyandırma çabaları da vardı. Metni yazarken düşman askerlerinin bilhassa yabancı dille konuşturdum ki yabancı dil farkındalığı ve ilgisi hasıl olsun” dedi.
Mart ayı başında okul bahçesinde video çekim çalışmalarına başladıklarını belirten Fatma Çabuk, "10 tane kostüm kiraladık ve çekimleri tamamladık. Sahnenin çok fazla kalabalık olmaması için şiir okumak isteyenleri ayırdım ve her videodan sonra konuya uygun bir şiir belirledim. Şiir okuyanları ayırdıktan sonra yine çocukların ezber yeteneklerine ve okuma hızlarına göre kısa veya uzun metinlerini dağıttım. 18 Mart’ta sahnede olmalarını planlıyordum. Ama 13 Mart’ta okullarda 2 haftalık eğitime ara verilince 2 hafta beklemeye aldık. Ancak süreç uzayınca bunu nasıl tamamlayabileceğimi düşündüm. Biraz araştırma ve denemeyle yapabileceğimi fark edince velilerimden kısa videolar istedim. Bunlar, ’Evde Kal’ ve ’Çanakkale Geçilmez’ repliklerini söylediğimiz videoları oluşturdu. Daha sonra oturma planıyla kendi repliklerini söylemelerini istedim ve gelen videolarla plana uygun yerleştirme yaparak kurguyu tamamladım. Sahnede yapmayı düşündüğümüz her kareyi bu şekilde gerçekleştirebildik. Okulda çekim aşamalarında yaşadığımız zorluklar genelde bireysel oluyor; metnini unutan, yahut kelimelerin bazılarını pek duymadığı için söylemekte zorlanan çocuklar oldu. Ama onlar zaten gösteriyi daha tatlı yapıyor. Gürültü çok büyük sorun oldu, bir daha yaparsam çekimleri hafta sonu yapmam gerektiğini anladım. Ev çekimlerinde herkesin kendine göre gerekçelerle çekimleri zamanında yapamaması bütün planları aksattı. Bir de herkesin çekim yaptığı cihaz farklı olduğu için onları bütünleştirmek biraz zamanımı aldı. Çekim kaliteleri tabii hep aynı değildi ama bütünlük sağlandığı zaman çok göze batan bir aykırılık olmadığını düşünüyorum” dedi.
“Çocuklarımdan biri, bundan sonra kendisine Mehmet Çavuş denilmesini istedi"
Çabuk, "Çocukların ilk başta ne yaptıklarını çok fark ettiklerini sanmıyorum. Video çekimlerinde ilk videoyu tamamladığım zaman hemen montajını yapıp okula götürdüm ve onlara izlettim. Yaptıkları ürünü izleyince daha dikkatli oynadıklarını düşünüyorum. En büyük sorunlardan biri arka planda olan seslerdi. Montajlanmış eserdeki arka plan seslerine dikkat çekip daha dikkatli olmalarını istedim. Ondan sonra yaptıkları işe olan saygılarının ve dikkatlerinin arttığını düşünüyorum. Tabii ki hiç unutmadılar, birden 10 yaş olgunlaştılar demiyorum. Ayrıca çocuklar bu karakterlerden etkileniyorlar ve kendilerine model olarak alıyorlar. Çocuklarımdan biri Bigalı Mehmet Çavuş’u canlandırmıştı ve annesine demiş ki ’Bana bundan sonra Mehmet Çavuş diye hitap etmenizi istiyorum’. Bu, benim çok hoşuma gitti” dedi.
“Pandemi süreci uzayıp, evde eğitim başlayınca sesli çekimlerin birçoğunu velilerimin desteği ile evde tamamladık” dedi. Çocukların eğitimlerini özverili bir şekilde devam ettirdiğini söyleyen Fatma Çabuk, “EBA TV’yi izlemelerini istiyorum ve bazen EBA’dan ödev tanımlıyorum. Bazen evde yapabilecekleri zekâ oyunları ve aktiviteler gönderiyorum. Son üniteye geçtiğimiz zaman aklıma gelen bir fikirle çocuklardan sunum hazırlamalarını istedim. Sunumun ne olduğunu açıklayarak birkaç örnek gönderdim. Bunların çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Her gün bir çocuk seçtiği bir canlı hakkında araştırma yapıyor ve hazırladığı videoyu gruba gönderiyor. Grubu paylaşıma açıyoruz ve çocuklar soru soruyorlar. Onları cevaplıyor. Bol bol emoji, kalp ve beğeni yanında kendini ifade etmeyi öğreniyor. Birbirleri ile doğru iletişim kurmayı öğreniyorlar. Nezaket kelimelerini kullanma sıklıkları artıyor” dedi.
“Zoom uygulaması ile çocuklarla buluşuyoruz”
Öğretmen Fatma Çabuk, “Her cumartesi zoom uygulaması ile çocuklarla buluşuyoruz. Akademik olarak ihtiyaçları olmadığını düşündüğüm için sosyal bir aktivite olarak kullanıyorum. Okul, arkadaş ve öğretmen özlemlerini gidermeyi amaçlıyorum. O sebeple isim-şehir oynuyoruz. Bir dahaki aşamada tangram oynamayı planlıyorum. 18 Mart etkinliği için toplu olarak okuyacağımız bir şiir vardı, onu zoomda okuduk. Bayramdan önceki cuma günü ise çocuklara bir sürpriz yaparak evlerine ziyarete gittim. Çocukların şaşkınlıkları ve sevinçleri görmeye değerdi. Hem bayramın önemini vurgulamış olduğumu hem de kendilerine verdiğim değeri fark etmelerini amaçladım. İnşallah bu süreç bittiği zaman çalışmalara düzenli katılan öğrencilerimin hem akademik olarak hem de sosyal olarak hiç geriye düşmeyeceklerini hatta oldukça ilerleme kaydetmiş olacaklarını düşünüyorum” dedi.