Esenyurt’ta polis merkezindeki ölüme ilişkin davanın görülmesine devam edildi
Esenyurt’ta polis merkezinde bir şirketin güvenlik müdürü Birol Yıldırım’ın ölümüne ilişkin davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada beyanda bulunan maktul Birol Yıldırım’ın annesi Meliha Yıldırım "Çocuğumun ölüsüne tekme atılmış” dedi.
Esenyurt’ta 6 Haziran 2021’de bir şirketin güvenlik müdürü Birol Yıldırım (42) gözaltına alınan çalışanlarının arkasından gittiği polis merkezinde hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, aralarında komiser yardımcısının da olduğu 12 polis hakkında 12 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası talep edilmişti. Olaya ilişkin davanın duruşmasının görülmesine devam edildi.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık polis İ.A.S. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmaya, 9 tutuksuz sanık ile müştekiler ve tarafların avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Atilla Volkan, 112 teknisyeni olarak çalıştığını belirterek, olay günü ihbar düştükten 5 dakika sonra olay yerine gittiklerini, şahsın yerde yüzüstü yattığını, yerlerin ıslak olduğunu anlatarak "Şahsın göğüs kısmı da ıslaktı. Herhalde bayıldı, ayıltmaya çalıştılar diye düşündüm. Sonra şahsı yüzüstü çevirdik. EKG çektik. Çizgi düzdü. Ölmüştü. Vücudunda darp izi görmedim. Morarmalar başlamıştı. Morarma karnından başlamıştı. Vaka bize baygınlık olarak geldi. Maktulün yüzünde kan yoktu. Kulak memesinin orasında kan lekesi gibi bir şey gördüm. Vücudunda başka bir şey görmedim" dedi.
Polis memuru olan tanık A.K ise olayın yaşandığı gün polis memuru darp edildiğine dair anons geldiğini, yardımcı ekip olarak görev yaptığını ve öncesinde karakola sonrasında olay yerine geçtiklerini söyledi. Söz alan maktulün oğlu müşteki Alihan Uysal da tanık beyanına ilişkin "Ben bu adamı babamı döverken gördüm. Gayrettepe’de teşhis edemediğimiz şahıs buydu. 3-4 şahsı teşhis edemedik. O kişilerden birisi kendisidir" dedi.
Tanık B.E.Y, olay tarihinde karakolda göreve yeni başladığını, dışarıdan sesler duyduğunu ve olayın müştekilerinin de orada bulunduğunu aktararak "Komiser İsmail A.S, Birol Yıldırım’ı mutfağa götürdü. Birol Yıldırım, Alihan Uysal ve Barış Uysal’ın duvara dönük şekilde kelepçeli üst aramaları yapılıyordu. Birkaç kez girip çıktım. Başka da bir şey görmedim. Birol Yıldırım öldüğünün bilgisi verildiğinde, telsiz odasındaydım. 112 geldi, Birol Yıldırımın öldüğünü söyledi" şeklinde konuştu.
Söz verilen maktul Birol Yıldırım’ın annesi müşteki Meliha Yıldırım ise, "Çocuğumun ölüsüne tekme atılmış. O kişiden davacıyım. Çocuğumun eşyalarını istiyorum" dedi.
Tutuklu sanık İsmail A.S, doğal yollarla vefat etmiş birinin ölümünün üstüne yıkılmaya çalışıldığını ifade ederek, "Toplamda 4 dakika kaldığım odada, vazife ifa ettiğim için ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyorum. Bende oluşturan baskı ve stresle kalp krizi geçirsem hesabı kime sorulacak? Biz işkenceyle yargılanıyoruz. Fiske vurmadığımız, dokunmadığımız bir şahıstı. Allah rahmet eylesin. İşkenceyi kesinlikle kabul etmiyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail A.S’nin oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İddianameden
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 5 Haziran’da Birol Yıldırım’ın güvenlik amiri olarak görev yaptığı Esenyurt’taki bir sitede, site esnafı ile güvenlik görevlileri arasında tartışma çıktığı, güvenlik görevlileri Barış Uysal ve Alihan Uysal’ın polisler tarafından ifadeleri alınmak üzere Esenyurt Polis Merkez Amirliği’ne getirildikleri anlatılmıştı. İddianamede Birol Yıldırım’ın güvenlik görevlileri hakkında bilgi almak için polis merkezine gittiği açıklanmıştı. Karakol önünde site esnafı ile tartışan Yıldırım’ın binaya alınmak istenirken direndiği ve bir süre sonra karakolun mutfak kısmına alındığı da iddianamede belirtilmişti. Hazırlanan iddianamede beyanlarına yer verilen güvenlik görevlileri Barış Uysal ve Alihan Uysal, mutfakta olduklarını, polis memurlarının Birol Yıldırım’ı darp ettiğini ve Yıldırım’ın bu esnada "Ben kalp hastasıyım kalbimde stent var" dediği halde polislerin darp etmeye devam ettiğini anlatmıştı. Öte yandan güvenlik görevlileri, kendilerinin ve Birol Yıldırım’ın su ile ıslatıldığını da iddia etmişti. Birol Yıldırım 6 Haziran günü tutulduğu mutfakta fenalaşarak hayatını kaybetmişti. Adli Tıp Kurumu hazırladığı raporda Yıldırım’da ölüm meydana getirir travmatik bulgu tespit edilemediğini, ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunu belirtmişti. Polisler ise ifadesinde ölüme sebebiyet verecek herhangi bir müdahalede bulunmadıklarını savunmuşlardı. İddianamede, komiser yardımcısı İsmail S.’nin vücuduna acı verecek nitelikte darp eyleminde bulunarak, Yıldırım’ın ölmesinde kusurlu bulunduğu yönünde şüphe oluştuğu aktarılmıştı. Komiser yardımcısı İsmail S. ve diğer polisler İsmail G., Muhammet Ş., Muhammed K., Bilal K. ve Erdoğan K.’nin ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ ve ‘kasten yaralama’ suçlarından 12’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti. Diğer 6 kişinin ise ‘kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfusu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama’ suçundan 4 yıl 6’şar aya kadar hapsi istenmişti. Dava Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanırken, görevsizlik ile Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.