İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Duruşmada cumhuriyet savcısı sanık Ekrem İmamoğlu hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasını talep ederken, mahkeme ise sanığın son kez mazeretli sayılarak bu talebin reddedilmesine hükmetti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla iddianame düzenlenmişti. İmamoğlu ve 6 belediye çalışanının yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada cumhuriyet savcısı sanığa davetiye tebliğ edilmesine rağmen sanığın duruşmaya gelmekten imtina ettiğinin anlaşıldığını söyleyerek Ekrem İmamoğlu hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasını talep etti. Sanık Ekrem İmamoğlu’nun avukatları ise bu talebin yersiz olduğunu söyleyerek ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın son kez mazeretli sayılmasına karar vererek zorla getirme talebinin reddine hükmetti. Öte yandan iddianamede yer alan iddiaların incelenmesi için 3 Sayıştay denetçisinin görevlendirilmesine karar verildi. Duruşma 25 Nisan 2024 tarihine ertelendi.
Duruşma çıkışında gazetecilerinin sorularını yanıtlayan Ekrem İmaoğlu’nun Avukatı Kemal Polat, "Konunun uzmanlarına sevk edilmesi de olumlu çünkü belediyelerin mali açıdan denetlen inceleyen kurumdur konun uzmanıdır bekleyeceğiz. Dosya bilir kişiye gittiği zaman zaten en az bir 90 gün sürenin geçmiş olması gerekecek. Mahkemede bunu göz önünde bulundurdu. Nisan sonunda doğru kalmasının nedeni de 31 Martta yerel seçimlerden sonra itiraz süreçleri ve adliyelerin durumu göz önüne alındığında makul" dedi.
İddianameden
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde şartları karşılamayan bir firmaya ihale vermek suretiyle ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, İçişleri Bakanlığı ’ihbar eden’ olarak, Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam ise ’şüpheli’ sıfatıyla yer almıştı. İddianamede 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı tarafından ‘Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesinde, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri aktarılmıştı.
Düzenlenen iddianamede, "Şüphelilerin ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsüne haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 TL fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 TL tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı ’ihaleye fesat karıştırma’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır" ifadeleri kullanılmıştı.
Bilirkişi raporunda ise idare tarafından kanuna aykırı şekilde yüklenici ile ek sözleşme yapıldığı, yükleniciye KDV dahil 250 bin 86 TL tutarında haksız fazla ödeme yapılarak kamu zararına sebep olunduğu belirtilmişti. Öte yandan şüpheliler tarafından teknik şartnamede açıkça belirtilen niteliklere sahip olmayan firma lehine ihalenin sonuçlandırılması eyleminin suç teşkil ettiği, sanıkların katılım koşulu ile teknik şartnamede aranan kriterleri sağlamadığı, sabit olan ilgili firmanın bu durumunu fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle diğer ihale isteklilerinden gizleyerek ve ihale isteklilerini hataya düşürmek suretiyle suçun maddi unsurunun gerçekleştiği aktarılmıştı.
İddianamede, "Soruşturmaya konu yapılan ihale sürecinde işin sürdürebilirliği noktasında ihaleye katılım koşulu ile teknik şartnameye yeterlilik koşulunu ilk aşamada dahi sağlayamayan firmanın lehine ihalenin sonuçlanmasının bir sonucu olarak, firmanın idare ile yaptığı 19 Şubat 2016 tarihli sözleşmenin 14/3. maddesine açıkça aykırı şekilde firma lehine olacak şekilde fakat kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak ek sözleşme yapılması ile doğan zarar, kamu zararı olarak kabul edilmelidir" denilmişti.
Hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 7 kişinin ’ihaleye fesat karıştırma’ suçundan 3’er yıldan 7’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Ayrıca 7 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince siyasi yasak uygulanması da istenmişti.