İnsan yaşamını ciddi anlamda etkileyen ilk on hastalık arasında gösterilen migrenin kronikleşmeden önleminin mutlaka alınması gerektiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Vugar Cafer, son verilere göre dünyanın yüzde 12’sinin migren ağrısı çektiğini kaydetti.
Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol aldığı bir hastalık olan migrenin hayatı ciddi bir şeklide etkilediğini ifade eden Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Vugar Cafer, dünyanın yüzde 12’sinin migren ağrısı çektiğini kaydetti. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toplumun yaklaşık yüzde 12’sinde migren olduğunu belirten Uzm. Dr. Vugar Cafer, ayrıca hastalığın kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğünü vurgulayarak, “Kadınlar erkeklere göre migrene daha yatkındır. Türkiye’de de her 5 kadından birinde, erkeklerin ise 18’inden birinde migren görülüyor. Bunun yanı sıra hastalığın görülme yaş aralığı çocukluk çağına kadar düşmüş durumda. Her 11 çocuğun birinde migren baş ağrısı görüyoruz” dedi.
100 bin kişi işe gidemiyor
Migrenin dünyada hayatı en çok etkilen 10 hastalık arasında yer aldığını kaydeden Cafer, “İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre 100 bin kişi migren nedeniyle işe gidememekte. Migren yaşamı ve sosyal hayatı etkileyen bir ağrıdır ”dedi.
Kronikleşmenin önüne geçmek için doktora gidin uyarısı!
Özellikle şiddetli baş ağrısı çeken kişileri kesinlikle doktora başvurmaları konusunda uyaran Cafer, “Migrenli hastaların çoğu yıllardır migren ağrısı çekmekte. Hatta bu ağrıları çoğunlukla kronikleşmiş oluyor. Dolayısıyla migreni olan hastaların kesinlikle hastaneye gitmesi lazım. Çünkü kronikleştiği zaman bu ağrıyı engellemek çok daha zor oluyor. Toplumda genel olarak şöyle bir algı var: Başı ağrıyan birçok kişi ‘nasılsa geçer’ diyerek doktora gitmiyor. Migren ağrıları daha da çoğalmadan, kronikleşmeden kesinlikle doktora gidilmeli ki ağrılar daha da ilerlemesin” ifadelerinde bulundu.
Öncelik “tetikleyicilerden” uzak durmak
Her bireyin kendine özgü migren tetikleyicileri olduğunu söyleyen Cafer, ağrının henüz kronikleşmeden, doktora gidilerek tetikleyicisin neler olduğunun belirlenmesi ve ona göre de önlem alınması gerektiğini belirtti.
Tetikleyicilerden uzak kalmanın tedavide başarıyı artırdığını belirten Cafer, başlıca gözlemlenen tetikleyicileri şöyle sıraladı:
“Migren tetikleyicileri kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ancak bilinen başlıca tetikleyiciler vardır. Bunların başında da fermente ürünler, yapay gıdalar, çok fazla kahve ve çikolata tüketmek ve aşırı ışık ve sese maruz kalmak geliyor. Ayrıca fıstık, fındık ya da sarımsak dahi migren tetikleyicisi olarak karşımıza çıkabiliyor.”
Migren tedavisinde yüzde 80 başarı
Migrenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Medicana International İstanbul Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Cafer, “ Son dönemlerde özellikle migrene özgü ilaçlar geliştirildi. Bu ilaçlarla migren tedavisinde yüzde 80’lere kadar başarı elde edilmiştir. Migren atak tedavisi ile ağrının başında kullandığımız özel ilaçlarla ağrı ciddi oranda engelleniyor. Bunun dışında migren aşısıyla da tedavi sağlanmaktadır. Tedavide ayraca migren botoksunu da uyguluyoruz. Nöroloji birimi tarafından 3 aylık aralıklarla uygulanan bu tedavi yaklaşık yüzde 75’lere ulaşan bir başarı sağlamaktadır” dedi.