3 Aralık Dünya Engelliler Günü farkındalık etkinliğinde konuşan bedensel engelli bilek güreşi sporcusu Elif Çelik, “3 yaşından sonra engelli oldum, yürüdüğümü hiç hatırlamıyorum. Ne yazık ki okul müdürüm beni engelli olduğum için kabul etmedi, çünkü yanımda birisi olması gerekiyordu, onlara göre biz ihtiyaç sahibiyiz. Ailem benimle gelemedi ve okuyamadım. Ağabeyim kardeşime öğretirken beni de okutmaya başladı, şimdi Türkiye birinciliğim var, istedikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok” dedi.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde farkındalık programı gerçekleştirildi. Etkinliğe Hastanenin Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Evrim Coşkun, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Semra Çetinkaya, engelli sporcular Paralimpik Milli Okçu Öznur Cüre, Basketbol oyuncusu Fatma Karataş, basketbol da oynayan bilek güreşi sporcusu Elif Çelik ile engelli vatandaşlar ve aileleri katıldı. Etkinlikte tüm bireylerin bir engelli adayı olduğuna dikkat çekilerek toplumsal farkındalığın önemine vurgu yapıldı. Engelli sporcular yaşamlarını anlatırken azim ve mücadelenin sağladığı kazanımlara dikkat çekti. Bilek güreşinde Türkiye şampiyonluğu elde eden bedensel engelli sporcu Elif Çelik de hikayesini anlattı. Sporcu, iddiaya göre okula başlama zamanı geldiğinde kayıt için gittikleri okulun müdürünün engelli olduğu için kendini kabul etmemesi nedeniyle zorlukla okuma yazma öğrendiğini anlattı. Tüm olumsuzluklara rağmen başarının mümkün olduğunu söyleyen bilek güreşinde Türkiye dereceleri elde eden Çelik, engelli vatandaşlara karşı her alanda daha bilinçli olunması çağrısında bulundu.
“Sadece sağlık anlamında değil, sosyal kültürel birçok eğitimi veriyoruz”
Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak çalışmaların toplumun her alanında yaygınlaşması gerektiğine vurgu yapan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “Hayatımızda yeri olan engelli diye tanımladığımız ama birçoğu engelini aşmış insanlara katkı sunabilmek adına önemli bir merkeziz. Fizik tedavi hastanemizde çok sayıda engelli hastamıza hizmet veriyoruz. Onlara sadece sağlık anlamında değil, sosyal kültürel birçok eğitimi de bu merkezde veriyoruz. Engellerini aşabilmiş bu koca yürekli insanlar; ayakta, dimdik durabilmek için aslında her zaman ayaklarımıza ihtiyacımız yok. İnanmış bir bünye, kalp bazen olmazı oldurabilir. Bu 3 Aralık da vesile olur inşallah engellerin aşıldığı sadece fiziki değil kalbi ve ruhi engellerin de aşıldığı engelsiz bir hayata merhaba demek adına güzel bir başlangıç olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
“İmkansız olmadığını sadece biraz daha çaba sarf etmemiz gerektiğini görmekteyiz”
Engelli bireyler için birçok alanda önemli çalışmalar yapıldığını belirten Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Evrim Coşkun, “Aslında 3 Aralık ile kısıtlı kalmamak lazım, 365 gün bu açıdan farkındalık olması lazım. Bu sadece bir kurumun, sağlık kurumlarının değil yerel yönetimlerin bakanlıkların ve tüm bu sivil toplum kuruluşlarının inisiyatif alması gereken bir konudur. Örneğin; engellilerin geçebileceği alanlara park edilmemesi gerekiyor, mutlaka kamu kuruluşları olmakla birlikte diğer kurumlara da engellilerin geçişlerine izin verecek şekilde rampaların yapılması gerekiyor. Bugünkü sempozyumumuzda da pek çok arkadaşımızın anlattığı hayat hikayelerinde çok zorları, imkansızları başarmışlar. Günün sonunda gördüğümüzde aslında imkansız olmadığını sadece biraz daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğini görmekteyiz” dedi.
“Okul müdürüm beni engelli olduğum için kabul etmedi”
Çocuk felci nedeniyle 3 yaşından sonra engelli bir birey olarak hayatına devam ettiğini kimi zaman yaşadığı birçok olumsuzluğa rağmen pes etmediğini anlatan bedensel engelli sporcu Elif Çelik, “3 yaşından sonra engelli oldum, yürüdüğümü, yürüyebildiğimi hiç hatırlamıyorum. Okuma sürecim oldu ne yazık ki okul müdürüm beni engelli olduğum için kabul etmedi, çünkü yanımda birisi olması gerekiyordu. Onlara göre biz ihtiyaç sahibiyiz, birisinin bizim başımızda durması gerekiyor. Ne yazık ki benim ailem, 8 tane kardeşim olduğu için benden küçükler ve büyükler olduğu için benimle gelemediler ve okuyamadım. Bu şekilde ağabeyim kız kardeşime okuma yazma öğretirken beni de yanına çağırdı, bana harfleri okutmaya başladı, öyle harfleri birleştirdim. Sonrasında İstanbul’a geldim. İstanbul’un mimari yapıları engelliye uygun olmadığı için uzun süre dışarı çıkamadım. Sonra Esenler’de bir dernekle tanıştım, kurslar, eğitimler gördüm ve okuryazar belgesini dışarıdan aldım. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ile karşılaştım ve Semra Hanım ile internet üzerinden tanıştım. Artık evde kalmaktan çok sıkıldım ve kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum dedim. Semra Hanım da sağ olsun beni derneğe çağırdı, o şekilde görüştük. Bir süre dernekte gönüllü olarak çalışmaya başladım. Sporda Türkiye birinciliğim var, istedikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok. Engelsiz yarınlar için, daha güzel başarılara gitmek dileğiyle” ifadelerini kullandı.
“Azimli olup bu hayatı kendime kazandırdığım için çok mutluyum”
Programda konuşan ve engelin insanın içinde olduğunu dile getiren Paralimpik Milli Okçu Öznur Cüre, “Bu kadar azimli olup bu hayatı kendime kazandırdığım için çok mutluyum. Ben herkes bana gurur duyarak bakacak demiştim şu anda bana böyle baktığınız için çok teşekkür ederim. Bu süreçte aslında en eksik yanım; birçok tıbbi tanımı bilmemek, bunun için de araştırma yapmamak oldu. Çünkü ben engelli olduğumda paralimpiki bilmiyordum. Hastanede yatarken bir antrenör geldi ‘voleybol oynamak ister misin’ tabi ki oynarım dedim, yeter ki spor olsun” şeklinde konuştu.
Program müzik dinletisi ve pasta kesimiyle sona erdi.