Resmi Gazete’de yayınlanan 19 Şubat tarihli yönetmeliğe göre üreticiler artık bal ve pekmez izlenimi veren şurup ve aroma gibi yanıltıcı gıda maddelerinin üretimini gerçekleştiremeyecek. Tüketiciler tarafından memnuniyetle karşılanan yönetmeliğin getirileri hakkında konuşan bal üreticisi Ahmet Bağran Aksoy, “Toplum sağlığını doğrudan ilgilendiren bu kararın alınması sektörümüz açısından çok değerli. Önemli olan bu kararın uygulanabilmesi ve üreticilerin denetlenebilmesi. Eğer güçlü bir denetim süreci oluşturulmaz ise alınan kararın önemi kalmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Resmi Gazete’nin 19 Şubat 2020 tarihli sayısında, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde yer alan ‘Aroma vericiler veya bal eklenerek bal aromalı şurup, çam aromalı şurup, ballı şurup ve benzer isimlerle bal izlenimi veren ürünler üretilemez’ maddesine göre artık toplumu yanıltan bal üretimi yapılamayacak. Toplum sağlığını tehdit eden ve halkı yanlış yönlendiren içeriklere getirilen bu kısıtlama sayesinde tüketici, raflarda yanıltıcı ürünlere maruz kalmayacak. Yönetmeliğe göre aroma vericiler veya bal eklenerek bal aromalı şurup, çam aromalı şurup, ballı şurup ve benzer isimlerle bal izlenimi veren ürünler 31 Aralık 2020 tarihi itibari ile yasaklanacak.
“Yönetmelik kadar denetimler de önemli”
“Bal konusunda toplum sağlığını doğrudan ilgilendiren bu kararın alınması sektörümüz açısından çok değerli.” diyen Etabal Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, “Önemli olan bu kararın uygulanabilmesi ve üreticilerin denetlenebilmesi. Eğer güçlü bir denetim süreci oluşturulmaz ise alınan kararın önemi kalmaz. Hatta bu kötü niyetli kimseler bu karışım ürünleri kanunu gerekçe gösterip doğal diye satarak halkımızı kandırmaya devam edebilir” değerlendirmesinde bulundu. Bal ve arı ürünlerinin Türkiye coğrafyasının en değerli nimetlerinden biri olduğuna dikkat çeken Aksoy, balın imajı ve itibarı için bu adımın değerli olduğunu da sözlerine ekledi.
Denetimler önce halkın sağlığını sonra da balın itibarını düzeltecek
Bal ve arı ürünlerinin Türkiye ekonomisine geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında 10,4 milyon dolarlık gelir sağladığını belirten Aksoy, 2019 senesinde 41 ülkeye ihracat yapıldığına dikkat çekti ve şu bilgileri paylaştı: “Kolay yoldan para kazanma hırsı, Türk balının itibarını sarstı. Türkiye gibi zengin bir coğrafyada, en zengin içerikli bal üretilebiliyor. Geleneksel yöntemlerle üretmek yerine merdiven altı laboratuvarlarda bal ve arı ürünleri üretenler önce insanlarımızın sağlığına sonra da bala olan güveni bozdu. Sahteciliğe karşı alınan diğer önlemler gibi bunu da olumlu buluyor ve destekliyoruz. Önemli olan denetimlerin sık ve doğru şekilde yapılması. Denetimler doğru yapılırsa Türk balına olan güven tekrar inşa edilebilir.”