Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Rusya-Ukrayna krizinin anlaşma yoluyla çözümü için samimi gayret gösteren neredeyse tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan, ”Herkesin tahrik peşinde koştuğu günlerde biz taraflara her fırsatta barışın tesisini telkin ettik. Bugün de her iki tarafın hakkaniyetine, samimiyetine, dostluğuna güvendiği yegane ülke olarak barış yolunda en fazla çabayı gösteren ülke durumundayız. İnşallah ateşkes ve barış müzakerelerini yürüten Rusya ve Ukrayna heyetleri yarın İstanbul'da tekrar bir araya gelecek. Toplantı öncesi biz de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Putin ve Zelenskiy ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin olumlu istikamette seyrettiğini söyleyebilirim” dedi.
"Küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik"
NATO Liderler Zirvesi'nde Türkiye'nin bu yaklaşımının üye ülkelere tüm açıklığıyla anlatıldığını ifade eden Erdoğan, ”Dünya beşten büyüktür diyerek küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik. Davos'ta zorbalığa, işgale karşı tavrımızı ortaya koyarken de derdimiz barıştı, huzurdu, insan hayatına saygıydı. Türkiye 40 yıla yaklaşan terörle mücadele tarihinde yaşadığı onca acıya, maruz kaldığı onca haksızlığa, ödediği onca bedele rağmen aynı çizgiden sapmamıştır. Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Suriye'den Libya'ya kadar bütün bu bölgede sınır ötesi siyasi, diplomatik güvenlik mücadelemizi de bu anlayışla yürüttük. AFAD'ımızla, TİKA'mızla, Yurtdışı Türkler Başkanlığımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz kalkınma ve insani yardım faaliyetlerine de bu zaviyeden baktık" açıklamasında bulundu.
"Yıllarca birileri küçümseyerek itibarsızlaşmaya, iftira ile sabote etmeye kalkmıştır"
Erdoğan, "Ülkemizdeki siyaset yelpazesinde kendimizi tarif ederken en büyük hasletimizin milletimizle aramızda kurduğumuz gönül köprüleri olduğunu söylüyoruz. Yıllarca birileri bizim bu medeniyet ve tarih misyonumuzu, insan merkezli siyasetimizi kimi zaman küçümseyerek itibarsızlaşmaya, kimi zaman iftira ile sabote etmeye kalkmıştır. Türkiye'nin bu medeniyet ve tarih yürüyüşünü sömürge ve vahşet üzerine inşa ettikleri kendi refah ve güvenlik alanlarına tehdit olarak görenler de boş durmamıştır. Ülkemizin en haklı olduğu konularda bile yalnız bırakılmasının, aleyhinde kampanyalar yürütülmesinin gerisinde bu gerçekler vardır. Biz tüm bu süreçte medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların gösterdiği istikamette önümüze çıkan engelleri birer birer aşarak mücadelemizi sürdürdük" değerlendirmesinde bulundu.
"Ekonomimize saldıranlar, ülkemizdeki herkesi bunun için yıkıcı sonuçları altında bırakmayı planlıyordu"
Türkiye'nin yaşanan küresel problemler karşısında pozitif olarak diğer ülkelerden ayrıştığını ifade eden Erdoğan, "Ülkemizi nice badirelerden kurtarmakla kalmadık, kurduğumuz güçlü demokrasi ve güçlü altyapısıyla çok daha büyük hamleler için ihtiyacımız hazırlıkları tamamladık. Salgının tetiklediği sağlık ve ekonomik krizler Rusya-Ukrayna savaşı ile derinleşirken Türkiye yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisinden taviz vermeden yolunda ilerlemektedir. Ülke ve millet olarak bu mücadeleyi verip pek çok badireyi atlatırken elbette bedeller ödedik. Terör örgütleriyle huzurumuza, 15 Temmuz'da istiklalimize, sosyal medya tehditleri üzerinden ekonomimize saldıranlar, ülkemizdeki herkesi bunun için yıkıcı sonuçları altında bırakmayı planlıyordu" dedi.
"Takdir etmeniz sizi küçültmez tam aksine büyütür"
"Doğu Akdeniz'deki güç kavgasında gerilimi sürekli yükseltenlerin niyeti bu günümüzle birlikte geleceğimizi de ipotek altına almaktı" diyen Erdoğan şunları kaydetti:
"Salgında gelişmiş ülkeler bile çaresizce sağa sola savrulurken, Türkiye'nin sağlık hizmetlerini ve kanallarını ayakta tutması karşısında birilerinin midelerine unutmayın kramplar giriyordu. Son olarak Rusya-Ukrayna krizinde ülkemizi savaşın tarafı yapmak için var güçleri ile çalışanların bizim kurduğumuz barış köprüsünü yürekleri daralarak izlediğini biliyoruz. Tabii aynı çevrelerin ülkemizin son 20 yılda ortaya koyduğu büyük kalkınma hamlesinin sembollerinden biri olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün o görkemli görüntüsü altında ezildiklerinin de farkındayız. Buradan bizim nezdimizde ülkemizi ve milletimizi hedef alanlara mesajımızı altını çizerek bir kez daha tekrarlıyorum. Unutmayın orta açıklıkta daha önce Japonya bir numara iken, şu an da bu köprümüz dünyanın bir numarası olmuştur. Bundan dolayı herhangi bir takdirinizi beklemiyoruz ama takdir etmeniz sizi küçültmez tam aksine büyütür. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engellemeyi unutmayın başaramayacaksınız."
Erdoğan, Türkiye'nin adil ve samimi duruşuyla bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun, güvenin köprüsü haline dönüşmesinin engellenemeyeceğini belirterek, "Ülkemizin en büyük 10 ekonomi arasında girerek kendisi ve tüm dostları için yeni bir dünya inşası gayretlerini baltalamayacaksınız. Nice zorlu mücadeleleri beraberce yürüttüğümüz, nice hayati imtihanları birlikte geçtiğimiz, nice mümkün değil denilenleri birlikte başardığımız milletimizin 2023'te bu kutlu yürüyüşe güç vermesine engel olamayacaksınız. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler elbette önemli ama asıl bundan sonra yapacaklarımızla Türkiye'yi dünyanın üst ligine çıkartacağız. Geçmişte ülkemizin benzer fırsatları değerlendirmesinin önüne darbelerle, cuntalarla, vesayet oyunlarıyla defalarca geçmişlerdi. Bu defa onlara aynı keyfi yaşatmayacağız. Zorluklarımız yok mu? Sıkıntılarımız, eksiklerimiz yok mu? Önümüze döşenen mayınlar, ayağımıza dolanan ipler, işimizi zorlaştıran tuzaklar yok mu? Hepsi de var. Bunların tamamının üzerinde bizim ülkemizi güçlü, milletimizi müreffeh yapma inancımız, irademiz, hazırlığımız, birikimimiz, imkânımız, kararlığımız var. Herkesin bir hesabı, herkesin bir planı olabilir. Fakat en büyük hesap ve en büyük plan sahibi Allah'tır. Herkesin içinden geçen niyetler, kalbinde yatan aslanlar olabilir fakat son söz milletimizindir. Bugüne kadar Rabbimiz'den gelen takdiri de milletimizin verdiği bir karara, her karara ram olduk, teslim olduk. İnşallah 2023'e kadar gece gündüz çalışarak güçlü taraflarımızı tahkim, zayıf taraflarımızı takviye ederek milletimizle aramızdaki gönül köprülerini daha da sağlamlaştıracağız" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak bir program uyguluyoruz."
“Yeme-içme sektöründe KDV oranını yüzde 8 olarak belirliyoruz. İşletmelerde de bu durum geçerli olacak.”
“ Temel ihtiyaç maddelerinden olan deterjan, sabun, tuvalet kağıdı, peçete, bebek bezi gibi ürünlerin KDV'sini yüzde 18'den yüzde 8'e indirme kararı aldık.”