Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii Külliyesi’nde yer alan Milli Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Geçmişin eksiklerini telafi etmenin ötesinde, maziden atiye kurduğumuz köprü ile milletimize yepyeni bir gelecek inşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Edebiyatından mimarisine, insani dini ve fikri değerlerinden coğrafi varlıklarına kadar bütün unsurları ile bizim olan muhteşem bir medeniyeti yeniden ayağa kaldırıyoruz. Milletimizi dalından kopan bir hazan yaprağı gibi küresel rüzgarların önünde savurmak isteyenlere inşallah meydanı bırakmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar’da bulunan Büyük Çamlıca Camii Külliyesi’nde yer alan Milli Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesinin açılış törenine katıldı.
“Müzenin tematik bölümlerinde İstanbul’daki seçkin müzelerden getirilen 650 eser sergileniyor"
Programda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, camimizin ve müzemizin inşasında büyük katkıları olan Gürsoy ailesinden Abdurrahman kardeşimizi rahmetle yad ediyorum. Yaklaşık 3 yıl önce ibadete açtığımız camimiz ve külliyemiz, İstanbul’un silüetine değer katan bir eser oldu. Bugün açılışını yapacağımız İslam Medeniyetleri Müzesi de külliyemizin en önemli bölümlerinden biridir. Müzemizde sergilenecek eserler, bu topraklara yepyeni bir çehre kazandıran İslam medeniyetinin bin yıllık birikimini temsil ediyor. Milli Saraylar İdaremiz tarafından hazırlanan bu müzenin tematik bölümlerinde İstanbul’daki seçkin müzelerden getirilen 650 eser sergileniyor. Bunlar arasında peygamber efendimizin eşyalarından, Kur’an-ı Kerim’in ilk nüshalarına, Türk dokuma sanatının örneklerinden mimari ve dekoratif eşyalara, hat sanatından çini örneklerine kadar, her biri diğerinden kıymetli eserler de bulunuyor” dedi.
“İslam medeniyetini yok sayarak dünya tarihi yazmanın ve bilimde bugünkü seviyeye nasıl gelindiğini kavramanın imkansızlığı müzemizde sergilenen eserler sayesinde bir kez daha anlaşılacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’un tarihi, coğrafi ve kültürel yapısını yansıtan, şehrimize çok yakışan bu müzenin ziyaretçileri, medeniyetleri inşa eden asli gücün ilim ve hikmet olduğunu fark edeceklerdir. Diğer bütün kültür sanat eserleri işte bu ilim ve hikmet çatısının altında kendini üretmekte, inşa etmekte, yükseltmekte, geliştirmektedir. Asırlar boyunca tıptan edebiyata, mimariden giyime, astronomiden, şehirciliğe her alanda dünyanın öncülüğünü yapan bir medeniyetin mensupları olarak önce kendimizi tanımaya ihtiyacımız var. İslam medeniyetini yok sayarak dünya tarihi yazmanın ve bilimde bugünkü seviyeye nasıl gelindiğini kavramanın imkansızlığı müzemizde sergilenen eserler sayesinde bir kez daha anlaşılacaktır. Asırlar boyunca farklı inanışların, farklı kültürlerin, farklı yaşama biçimlerinin beşiği olmuş İstanbul’umuz bu eseri de gururla taşıyacaktır Ülkemiz bir dönem maalesef tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle bağını koparmak için özel gayret sarfeden bir zihniyetin tasallutu altında kaldı. Ecdadın bin bir emekle kurduğu şehirlerimiz binlerce yıllık medeniyet değerlerimiz bilinçli şekilde tahrip edildi. Yakın tarihimiz bu acı hakikatin hatıralarıyla doludur” diye konuştu.
“Geçmişin eksiklerini telafi etmenin ötesinde, maziden atiye kurduğumuz köprü ile milletimize yepyeni bir gelecek inşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “Geçmişin eksiklerini telafi etmenin ötesinde, maziden atiye kurduğumuz köprü ile milletimize yepyeni bir gelecek inşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Edebiyatından mimarisine, insani dini ve fikri değerlerinden coğrafi varlıklarına kadar bütün unsurları ile bizim olan muhteşem bir medeniyeti yeniden ayağa kaldırıyoruz. İçinde bulunduğumuz Büyük Çamlıca Camii’ni de, açılışını yaptığımız İslam Medeniyetleri Müzesini de bu inkişafın sembolleri olarak görüyoruz. Milletimizi dalından kopan bir hazan yaprağı gibi küresel rüzgarların önünde savurmak isteyenlere inşallah meydanı bırakmayacağız. Medeniyetimizin izlerini silinmez kılmak gayesiyle ülkemizin dört bir yanında yeni eserler inşa etmeyi sürdüreceğiz. Ülkemize kazandırdığımız eserleri ve hizmetleri eleştirenleri, Mimar Sinan’ın yaptığı minareyi eğri bulan çocukların durumuna benzetiyorum. Halbuki Mimar Sinan’ın eserleri üzerine söz söylemeye cüret edenin önce kendinin bir Sinan seviyesine gelmesi gerekir. Karşı çıkamadıkları eser ve hizmetlerin bile üzerine ‘ama’ diye başlayan cümlelerle gölge düşürmeyi adet haline getirenleri kendi müktesebatlarını ortaya koymaya davet ediyorum. İşte o zaman herkesin kalibresi ortaya çıkacaktır” dedi.