Covid-19’a karşı sağlıklı beslenmede dikkat edilecek öneriler
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Fatmagül Yılmaz Öztürk Covid-19’e karşı sağlıklı beslenme hakkında önemli bilgiler verdi.
Medicana Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Fatmagül Yılmaz Öztürk "Sağlık Bakanlığı’nın girişimiyle Beslenme ve Diyetetik bölümlerinden uzman hocalarımızın hazırladığı Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nin önerileri bu konuda en güncel kaynaktır. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde önerilen Sağlıklı Yemek Tabağına göre her ana öğünde tabağın bir çeyreği sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan (kurubaklagiller, et, yumurta, balık, tavuk, yağlı tohumlar, vb.) ve süt ürünlerinden (süt, yoğurt, ayran, peynir vb.) gelmesi önerilmektedir. Yanı sıra yeterli su tüketiminin sağlanması ve günlük beslenmede zeytinyağı kullanılması önerilmektedir. Taze sebze ve meyvenin bir kısmının daha sonra tüketilmeye ve/veya pişirilmeye uygun miktarlarda dondurularak saklanması da evden uzun süre çıkılamayan durumlarda sağlıklı beslenmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi için gereklidir. Mevsim sebze ve meyvelerinden tüketiyor olmak vitamin mineral içeriğinin en yüksek olduğu dönemde olması adına daha çok fayda sağlar. Her gıdanın beslenmeye çok özel katkıları vardır. Tek başına her şeyi çözen bir gıda yoktur, bu nedenle beslenmenin mümkün olduğunca renkli ve çeşitli olması önemlidir" dedi.
Bol Su İçmeyi Unutmayın
Dyt. Fatmagül Öztürk, "Suyu az içtiğimizde mikropların vücuttan atımında desteği eksik bırakmış oluruz. Günde 2 litre en az su içmeye özen gösterin. Güne kahvaltı ile başlayın. Haftada en az2-3 kez kuru baklagillerden tüketiniz. Her gün bile tüketilebilir. Saklanması ve dayanıklılığı uzun soluklu olduğu için beslenmeye olumlu katkı sağlar. Hazırlama sürecini hızlı kılmak adına daha önceden haşlayıp, porsiyonluk dondurulabilir ya da konserve temin edilebilir. Her gün 5-6 porsiyon taze mevsim sebze ve meyvesinden tüketiniz. Balık haftada en az 2 kez tüketin, temin sıkıntısını gidermek adına konserve vb tercih ediniz, hala yiyemiyorsanız güvenilir bir omega-3 takviye kullanın. Kaliteli protein kaynağı olan yumurta, daha sonra peynir uygun koşullarda saklanmasına dikkat ederek, mutlaka tüketilmelidir. Hastalıklara neden olan virüs ve bakterilere karşı vücudun önemli savunma mekanizmalarından olan antikorların görevlerini yerine getirebilmeleri için her gün yeterli protein alınması gerekmektedir. Bunlara ek olarak probiyotik takviyeli yoğurt gibi ürünlerde bulunan faydalı mikroorganizmalar da bağışıklık sistemini destekleyici etkide bulunabildikleri için özellikle bu dönemde tüketilebilir ya da probiyotik takviyeler kullanılabilir" ifadelerini kullandı.
Bu dönemde Takıların Aşırı Kullanılmaması Gerekir
Şok diyetler, tek tip gıdaya dayalı belenmeden uzak durulması gerektiğini belirten Öztürk şunlara dikkat çekti: "Tüketimi sınırlandırılması gereken gıdalar; kan şekerini hızla yükselten şeker ve şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek de dâhil hamur işi ürünler, işlenmiş et ürünleri, aşırı tuz içeren besinlerdir (hazır soslar, cips gibi tuzlu ürünler, patlamış mısır, tuzlu kurabiyeler, vb.). Alkol tüketiminin koronovirüs enfeksiyonunu önlediğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığı gibi, içinde etil alkol yerine metil alkol bulunan sahte içkiler de çok ciddi zehirlenmelere ve daha ciddi sıkıntılara yol açar. Paketli gıdalardan uzak durun; paketli gıdalar katkı maddeleri, koruyucu vb ile bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyebilir. Yemek hazırlamaya başlamadan önce eller iyi yıkanmalı, mümkün olduğunca yemeklerinizi kendiniz pişirin, korona virüsün gıdalarla bulaştığına dair veriler yok. Pişen ürünün yüksek iç sıcaklığa ulaşmasına dikkat ediniz. Takı, alyans, saat vs el yıkama sırasında altları kuru kalacağı için kullanılmaması daha sağlıklıdır. Sağlıklı beslenme tabağına uygun şekilde beslenemiyorsanız, bu dönemde vitamin mineral takviyesi kullanılabilir. Ama şunu unutmamak gerekir; korona virüsten sadece belli gıdaları tüketerek tamamen korunacağımıza dair geçerli ve yeterli bilimsel bir kanıt yoktur.’’