Çocuklarda dikkat eksikliğine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, “Çocukluk çağında, özellikle 4 yaşından önce hiperaktivite ile yaşın verdiği hareketliliğin karıştırılabileceğini fakat okul çağı başladıktan sonra olası sorunların bariz bir şekilde dışarıdan fark edilir” dedi.
Medicana Çamlıca Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı Dr. Kübra Bozkurt, çocuklarda dikkat eksikliği hakkında açıklamalarda bulundu. Çocukluk çağında, özellikle 4 yaşından önce hiperaktivite ile yaşın verdiği hareketliliğin karıştırılabileceğini fakat okul çağı başladıktan sonra olası sorunların bariz bir şekilde dışarıdan fark edilir olacağını vurgulayan Dr. Kübra Bozkurt, “Belirtilerin bir kısmı zaman içerisinde azalma gösterebilir; örneğin hiperaktivite şiddeti zaman içinde azalır ama dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunları devam eder” dedi.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun üç belirtinin baskın olduğu bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu aktaran Dr. Bozkurt, “Bu belirtiler dikkat eksikliği, hiperaktivite (aşırı hareketlilik) ve dürtüselliktir. Dikkat eksikliği dediğimizde kişinin verilen göreve dikkatini verememesi, odaklanamaması ve gereken zamanı ayıramaması olarak tanımlayabiliriz. Hiperaktivite ise kişinin gelişimsel düzeyiyle uyumsuz bir biçimde fazla motor aktivitesidir. Dürtüsellik kişinin kurallara uyamaması, hayır dendiği zaman duramamasıdır. Bu belirtilerin şiddeti gelişimsel düzeyle uyumlu olamayacak ağırlıktadır. Müdahale edilmediğinde kişinin akademik, mesleki, aile ve sosyal yaşamını etkiler, olumsuz yönde bir gidişata neden olur” ifadelerini kullandı.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
Dr. Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti: “Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) birkaç alt tipi vardır, tanı konurken kişinin yoğun olarak sıkıntı yaşadığı alanları bilmek ve alt tipi tanıya eklemek müdahale noktasında yardımcı olacaktır. Sadece dikkat eksikliğinin olduğu alt tip, hiperaktivite ve dürtüselliğin olduğu alt tip ve dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin olduğu bileşik form olmak üzere üç alt tip vardır. Tanı konurken klinik gözlemin yanı sıra kişinin gözlemleri, ebeveyn ve öğretmen gözlemleri ve nöropsikolojik testler önemlidir.”
Öğrencilerde dikkat eksikliği
Günlük hayatta DEHB tanısının çeşitli yansımalarını görmenin kolay olduğunu ifade eden Dr. Bozkurt, “Dikkat eksikliği yaşayan bir öğrenci verilen ödevlere dikkatini veremez, yoğunlaşamaz, gereken zamanı ayırıp ödevini zamanında bitiremez. Sınıfta öğretmeni dersi anlatırken dikkati kolayca dağılır, dersi kaçırır. Sınav esnasında dikkatini veremediği için çok hata yapar, bu nedenle notları düşük gelir. Ders çalışırken dış uyaranlardan çabuk etkilenir. Yetişkinlik dönemine bakıldığında bu kişilerin meslek hayatında da çok zorlandığı görülür. Verilen görevi kavrama ve gereken dikkati ve zamanı ayırmakta zorlanırlar, bu nedenle iş performansları düşüktür. Sıklıkla iş değiştirme veya işvereni tarafından olumsuz geribildirim alma görülür. Dikkat sorunu yaşayan bu kişiler dışarıdan gözlemlendiğinde sanki karşısındakini dinlemiyormuş gibi ya da hayal kuruyormuş gibi gözükebilirler. Okuma yaparken sıklıkla satır atlarlar. Eşyalarını kolayca kaybederler. Çevresel uyaranlardan; seslerden, görüntülerden, diğerlerine göre daha çok etkilenirler” şeklinde konuştu.
Hiperaktivite ve dürtüsellik
Hiperaktivite boyutuna baktığımızda bariz bir şekilde gözlemlenen aşırı hareketliliğin varolduğunu belirten Dr. Bozkurt, “Ama bu, kişinin yaş ve gelişimsel düzeyiyle uyumsuz, görevden bağımsız, amaçsız bir hareketliliktir. Kişi yerinde duramaz, kıpır kıpır hareket eder. Bu nedenle çocuklarda kaza ve yaralanmalar daha sık görülebilir. Kişilerin düşünmeden hareket etmesi, kurallara uymaması, hayır dendiği zaman durmaması da dürtüselliğe örnek verilebilir. Bu kişiler sıra beklerken zorlanırlar, öne geçmek isterler. Başkalarının işlerine müdahale etmek isterler” diye konuştu.
Neler yapılabilir?
Bu sorunların görülme durumunda neler yapılabileceğine dair bilgiler veren Dr. Bozkurt, şunları söyledi: “Bu sorunlara zamanında müdahale etmemek uzun vadede akademik ve mesleki başarısızlıklara, aile ve arkadaş ilişkilerinde sorun yaşamaya neden olur. Bu kişiler arkadaşları tarafından reddedilebilir, okul başarısızlıkları özgüven sorunlarına yol açabilir. Dolaylı yoldan depresyon veya kaygı bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların gelişmesine neden olabilir. Bu tanıya sahip kişiler, şikâyetlerini en az iki ortamda (ev, okul, iş vs.) tecrübe ederler. Çocukluk çağında, özellikle 4 yaşından önce hiperaktivite ile yaşın verdiği hareketlilik karıştırılabilir ama okul çağı başladıktan sonra sorunlar bariz bir şekilde dışarıdan fark edilir olur. Belirtilerin bir kısmı zaman içerisinde azalma gösterebilir; örneğin hiperaktivite şiddeti zaman içinde azalır ama dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunları devam eder.
DEHB ilaçla tedavi edilen bir hastalıktır. Bunun yanı sıra ebeveynlerin ve öğretmenlerin de psikoeğitime ihtiyacı vardır. DEHB tanısı konurken nöropsikolojik testlere de başvurulur. Testlerden bazıları dikkatin dört temel komponentini ölçer. Bunlar dikkat, zamanlama, hiperaktivite ve dürtüselliktir. Kişide DEHB tanısı olmasa bile, psikolojik problemlere dayalı dikkat sorunları yaşayabilir. Testlerden bazıları bu konuda da bize değerlendirmeler sunuyor. Bunun yanı sıra kişinin dikkat özelliklerini belirlemek, daha etkin bir çalışma ortamı sunmak ve daha yüksek bir performans sunması için tavsiyelerde bulunmak için de bu testi kullanıyoruz.’’