Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine ilişkin davada kararını açıklayan mahkeme, yargılamanın durdurularak dosyanın Suudi Arabistan adli birimlerine devredilmesine hükmetti.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de evlilik belgesi almak üzere gittiği Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine ilişkin 26 firari sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada müşteki Hatice Cengiz ve tarafların avukatları hazır bulundu.
Duruşmada kovuşturmanın Suudi Arabistan Adli Makamlarına devri hususunda görüş bildirilmesi için Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere yazılan yazıya olumlu cevap geldiği belirtildi.
"Davanın devredilmemesini talep ediyoruz’’
Duruşmada müşteki avukatı, sanıklar hakkında Türk mahkemelerinin yargılamaya devam etme konusunun zaten açık olduğunu ve dosya devredilirse kanuna aykırı bir işlem yapılmış olacağını söyleyerek, "Mahkemenizden sanıkların en azından dinlenilmesi için en azından Suudi makamlardan istinabe yoluyla ifadelerinin alınmasını istemiştik, bunu yeniden talep ediyoruz" dedi.
Beyanda bulunulması istenen müşteki Hatice Cengiz, bir şey söylemek istemediğini ifade etti.
Duruşmada sanık avukatları ise yargılamanın devri konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu söylediler.
Dava durduruldu, dosya Suudi Arabistan’a devredildi
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, 6706 sayılı Uluslararası Adli İş Birliği kanunu uyarınca dosyanın yabancı devlete devrinin mümkün kılındığını belirtti. Heyet, yargılamanın Suudi Arabistan Adli Makamlarınca talep edildiği ve Adalet Bakanlığı’ndan davanın devri için olumlu görüş alındığı da dikkate alınarak davanın durmasına ve dosyanın Suudi Arabistan Adli makamlarına devredilmesine hükmetti.
Mahkeme ayrıca, sanıklar hakkında çıkarılan yakalama kararlarının ve kırmızı bülten kararlarının infazının beklenilmemesine karar vererek, dosyanın devir işlemlerinin yapılabilmesi için bir suretinin de Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine hükmetti.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede Cemal Kaşıkçı ‘maktul’, nişanlısı Hatice Cengiz ise ‘müşteki’ sıfatıyla yer aldı. Maktul Kaşıkçı ile tespit edilen şüphelilerin cep telefonu görüşmelerine ilişkin HTS kayıtlarının incelendiğinin belirtildiği iddianamede, Kaşıkçı’nın konsolosluk binasına girişi, şüphelilerin Türkiye’ye gelişi, konsolosluk binası ve konutuna gidişleri ile ilgili kamera kayıtlarının incelendiği aktarıldı. İddianamede soruşturma çerçevesinde Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu, başkonsolosluk konutu, araçları, maktulün evi, şüphelilerin konakladığı otel odaları ve şüphelilerden birinin telefon görüşmesi dikkate alınarak Yalova Samanlı köyündeki çiftlik evinde arama ile olay yeri inceleme işlemlerinin yapıldığı, maktulün bilgisayarının incelendiği ve 54 kişinin tanık olarak beyanının alındığı anlatıldı.
Şüpheli Mansur Osman Abu Hüseyin’in Suudi Arabistan’da tuğgeneral ile istihbaratçı olarak çalıştığı ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ofisinde görevlendirildiğinin belirtildiği iddianamede, şüpheliler Suudi Arabistan İstihbarat eski Başkan Yardımcısı Ahmed Bin Muhammed El Asırı ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın eski danışmanı Suud Al Kahtani’den Kaşıkçı’yı Suudi Arabistan’a getirmesi, gelmek istememesi halinde ise öldürmesi yönünde talimat almasının ardından kendisinin de aralarında bulunduğu 15 kişilik bir ekip oluşturduğu ifade edildi. İddianamede, talimat alan şüpheli Hüseyin’in ‘lojistik’, ‘müzakere’ ve ‘istihbarat’ olmak üzere üç grup oluşturduğu, maktul Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a gitmek istememesi ve öldürülmesi ihtimaline karşı adli tıp uzmanı olan şüpheli Salah Muhammed A. Tubaigy’i de ekibe dahil ettiği, ‘müzakere’ grubunun başına ise şüpheli Maher Abdulaziz M. Mutreb’i getirdiği kaydedildi.
Şüpheli Hüseyin’in hazırlıkları tamamlamasının ardından Kaşıkçı ile görüşmek için Suudi Arabistan Başkonsolosu’nun çalışma odasını belirlediğinin anlatıldığı iddianamede, şüpheli Hüseyin’in diğer şüpheliler Muhammed Saad H. Alzahrani ve Naif Hasan S. Alarifi ile birlikte 1 Ekim 2018’de başkonsolosluk konutuna gittikleri ve buradan ayrılarak kaldıkları otele döndükleri ifade edildi. İddianamede, 2 Ekim 2018’de maktul Kaşıkçı’nın saat 13.08’de konsolosluğa girmesinin ardından şüpheliler Maher Abdulaziz M. Mutreb, Thaar Ghaleb T. Alharbi, Badr Lafi M. Alotaibi, Waleed Abdullah M. Alshehri, Faad Shabib A. Albalawi, Turki Musharraf M. Alshehri, Salah Muhammed A. Tubaigy, Saif Saad el Kahtani, Mustafa Muhammed M. Almadani ve Muhammed Saad H. Alzahrani tarafından boğularak öldürüldüğü aktarıldı.
Şüphelilerin 2 Ekim 2018 günü saat 22.00’de ‘Sky Prime Aviation’ adlı şirkete ait özel jetle Türkiye’den ayrıldığının anlatıldığı iddianamede, şüpheli Hüseyin’in maktul Kaşıkçı’yı öldürmek için plan yaptığı belirtildi. İddianamede, Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri ile Suudi Arabistan Krallığı Başsavcılığının maktul Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin gerçeği yansıtmayan ve çelişkili açıklamalarda bulunduğu kaydedildi. İddianamede, maktul Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı olan müşteki Hatice Cengiz ve tanık beyanları, olay yerinde yapılan incelemeler ve aramalar, olay yeri inceleme tutanakları, kamera görüntüleri, havaalanı giriş-çıkış kayıtları, HTS döküm ve inceleme raporları, kriminal uzman raporları, adli tıp raporları, bilirkişi raporları Suudi Arabistan Mahkemesinde yapılan yargılamaya ilişkin duruşma notları ve elde edilen tüm deliller doğrultusunda 20 şüpheli hakkında sulh ceza hakimliklerinden tutuklanmalarına yönelik yakalama emri alındığı belirtildi. İnterpol Daire Başkanlığı üzerinden tüm şüpheliler hakkında kırmızı bülten çıkarıldığının belirtildiği iddianamede, Suudi Arabistan Krallığı adli makamlarına iletilmek üzere iade talepnameleri düzenlenerek Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne ulaştırıldığı anlatıldı.
Maktul Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin diğer şüphelilere talimat verdiği iddia edilen şüphelilerden Ahmet bin Muhammed el-Asiri ile Suud el-Kahtani’nin ‘tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapsinin istendiği iddianamede, diğer sanıklar Mansur Osman Abu Hüseyin, Maher Abdulaziz M. Mutreb, Salah Muhammed A. Tubaigy, Mustafa Muhammed M. Al-Madani, Saif Saad Q. el-Kahtani, Thaar Ghaleb T. Alharbi, Badr Lafi M. Alotaibi, Turki Musharraf M. Alshehri, Fahad Shabib A. Albalawi, Waleed Abdullah M. Alshehri, Muhammed Saad H. Alzahrani, Naif Hasan S. Alarifi, Abdulaziz Muhammed M. Alhawsawi, Halid Aedh G. Alotaibi, Meshal Saad M. Albostani, Muflih Shaya M. Almuslih, Ahmed Abdullah A. Almuzaini ve Saad Muid Alqarni’nin ‘tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.