Çatalca’da "şehitlik" tartışması
Çatalca’da bulunan Asımpaşa Şehitliği, tartışmalara konu oldu. Şehitliğin içerisinde bulunduğu arsanın sahibi, açtığı davayı kazanınca duvarları yıktırdı. Duruma tepki gösteren mahalle sakinleri ise "Bizim kalbimiz yıkıldı. Parasını ödeyerek arsayı almak istiyoruz" diyerek mal sahibine seslendi.
Çatalca Kestanelik Mahallesi’nde 2008 yılında kazı yapan defineciler bir mezar olduğunu fark etti. Mezarın şehit mezarı olduğunu düşünen Kestanelik Mahalle Muhtarlığı, durumu yetkililere bildirdi. Alana gelerek inceleme yapan ekipler, mezar taşları tespit etti. Muhtar Mehmet Çakır mezar taşları üzerindeki yazıları bir uzman yardımıyla günümüz Türkçesine çevirdi. Mezarın Lermioğulları sülalesinden Hasan oğlu Derviş’e ait olduğunu ortaya çıktı. Araştırmalar sonucunda aile üyelerinin Trabzon Maçka ve İstanbul’da yaşadığı öğrenildi. Lermioğlu ailesinin iddiasına göre dedeleri Hasan oğlu Derviş, Birinci Balkan Savaşı’nda şehit olmuştu ve aile yıllardır kayıp olan mezarı arıyordu. Aile bireyleri Çatalca’daki büyük dedelerinin kayıp mezarına giderek sahip çıktı.
Belediye tarafından temizlenen alan, "Kestanelik Asımpaşa Şehitliği" adıyla anılmaya başlandı. Mezarlık alanı 2014 tarihinde Çatalca Kaymakamlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle duvarla çevrildi. Çevre düzenlemesi yapılarak kapıya "1912 Balkan Savaşları Kestanelik Asımpaşa Şehitliği" yazılı mermer tabela yerleştirildi.
Ancak şehitliğin bulunduğu arsa sahibi N.K., 2016 yılında "Taşınmaza müdahalenin men’i, haksız işgal tazminatı ve haksız inşaatın yıkımı" talebiyle dava açtı. Davayı kazanan N.K.’nın talebiyle şehitliği çevreleyen duvarlar yıkıldı.
Ancak Kestanelik Mahallesi’nde yaşayanlar, duruma tepki gösterdi.
"Bizim de kalbimiz yıkıldı"
Mahalle sakini Olcay Güvenci “2008 yılında definecilerin yaptığı kazılarla beraber bulunan ve 34 tane mezarı olan ‘Kestanelik Asımpaşa Tabyası’ burası, geçtiğimiz günlerde şehitliğin bulunduğu tarlanın mal sahibi olduğunu iddia eden bir kişi tarafından şehitliğin duvarları yıktırıldı ve bizimde kalbimiz yıkıldı. Burası 34 tane mezarın olduğu bir şehitlik biz yıkılan duvarların tekrardan yapılmasını istiyoruz. Kestanelik mahalle sakinleri olarak mal sahibine sesleniyoruz, bedelini ödeyerek şehitliğimize sahip çıkmak istiyoruz” dedi.
"Biz köylü olarak aramızda para toplayıp burayı satın almak istiyoruz”
Kestanelik Mahalle sakinlerinden Faruk Çakır; “Gördüğünüz yer Asım Paşa Şehitliği, 8 yıl önce tespit edildi, burası Çatalca Kaymakamlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından anıt mezar olarak yapıldı ve her sene burada törenler düzenlenirdi. Eyer burası şehitlik değilse neden tören düzenlendi. Yapılan törenlere askerlerde katıldı. Şehitlik değilse asker neden törene katıldı, Şehitlik ise neden burası şehitlik statüsünde görünmüyor ve yıkılmasına göz yumuluyor. Biz köylü olarak bu durumdan rahatsızlık duyuyoruz, zaten buranın yıkıldığından da sonradan haberimiz oldu. Bu arazinin sahibine sesleniyoruz, bizi görüyorsa duyuyorsa burayı bize satsın. Biz köylü olarak aramızda para toplayıp burayı satın almak istiyoruz, biz burayı harabe şekilde bırakmak istemiyoruz. Türklüğümüzle, askerlerimizle, şehitlerimizle övünüyoruz ama buraya baktığımızda övünecek bir şeyimiz yok. Biz bu durumun düzeltilmesini istiyoruz. Biz mahalle sakinleri olarak elimizden geleni yapmak istiyoruz, yetkililerde bizi desteklesin, arazinin sahibi de bir şekilde bize ulaşsın biz burayı almak istiyoruz bu halde bırakmak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Çatalca Kaymakamlığı tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada dava süreci özetlenerek, "Mahkemece; bahse konu taşınmazda bulunan eski mezar taşında ismi geçen Hasan oğlu Derviş için Akçaabat İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, Akçaabat İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 08/06/2016 tarihli cevabi yazısında, “Hasan oğlu Derviş” için bir adet nüfus kaydı olduğunu, doğum tarihinin 01/07/1878 olduğunu, buna ilişkin 1 adet nüfus kaydı gönderdiğini bildirmiştir. Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü’ne yazılan Mahkeme müzekkeresine verilen cevapta ise Hasan oğlu Derviş’in 18/08/1331 tarihinde Tifus hastalığından öldüğünün tespit edildiği bildirilmiştir. Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığına Mahkemece yazılan müzekkere cevaplarında; söz konusu şehitliğin mevcut 182 şehitlik arasında yer almadığı, söz konusu şehitlik ve ismi geçen şehit hakkında ellerinde belge olmadığı bildirilmiştir.
Yine Mahkemece yapılan araştırmalar doğrultusunda Kültür Turizm Bakanlığı 1 numaralı Koruma Kurumuna yazılan müzekkere cevabında ise; dava konusu 4224 numaralı parsel üzerinde yapılan şehitlik alanına ilişkin iletilen belgelerde “alanın şehitlik olduğuna ilişkin yeteri kadar bilgi ve belgeye rastlanılmadığından 2863 Sayılı Yasa çerçevesinde korunması gereken kültür varlığı olarak tescil talebinin uygun olmadığı mahkemeye bildirilmiştir" denildi.
Açıklamada mahkemenin Nihat Kaya’yı haklı bulduğu ve davacını talebi doğrultusunda duvarların yıkıldığı vurgulandı.