Büyükada’da dalyan dolandırıcılığı
Büyükada’da bir grup, adanın Sedef Adası’na bakan yüzünde arsası olan bazı kişilerden vekalet aldıklarını, kilometrelerce uzunluktaki bölgede bir dalyan alanı kurulu olduğunu ve buradaki ev sahiplerine giderek evlerinin dalyan alanı içerisinde olduğu gerekçesiyle kendilerine kira vermelerini istedi. Yapılan araştırmada ev sahiplerinin kira vermelerinin gerekmediği ve sahilde iddia edildiği gibi bir dalyan alanı olmadığı anlaşıldı.
Büyükada’da yaşanan olayda, iddiaya göre, bir grup, adada yaşayan ve sahil şeridinde küçük bir alanda arsa sahibi olan vatandaşların tapu ve benzeri belgelerine ulaştı. Bu belgeleri fırsata çevirmek isteyen grup, adanın Sedef Adası’na bakan yüzünde sahil kısmında bulunan evlerin sahiplerine giderek kapılarını çaldı. Sahil şeridinde bulunan arsa sahiplerinden velayet aldıklarını iddia eden grup, uzunluğu kilometreleri bulan sahil şeridinde yıllar öncesinden kurulmuş bir dalyan alanı olduğunu ve bu alanda bulunan ev sahiplerinin, evlerinin dalyan alanı içerisinde olması nedeniyle kendilerine kira vermeleri gerektiğini belirtti. Ev sahiplerinin duruma karşı çıkması ve AK Parti Adalar İlçe Başkanlığının olaya müdahil olmasıyla, duruma ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından inceleme başlatıldı. Yapılan araştırmalarda, sahilde evleri bulunan vatandaşların kira vermelerinin gerekmediği ve sahil şeridinde iddia edildiği gibi bir dalyan alanı kurulu olmadığı anlaşıldı.
“Uçsuz bucaksız bir alanda böyle bir dalyanın ne kurulma şansı var, ne de imkanı var”
Konuya ilişkin açıklamada bulunan AK Parti Adalar İlçe Başkanı Uğur Sina Şen, “İstanbul’da Osmanlı’dan sonra Cumhuriyet dönemiyle birlikte İstanbul’daki Balıkçı köylerinde balık yakalamak amacıyla zaman zaman dalyanlar kuruluyor. Beykoz’da Fenerbahçe’de var, Büyükada’da var. Büyükada’nın Sedef Adası’na bakan yüzünde, güneydoğu kısmından, buradaki Kurşun Burnu denilen bu burundan başlayarak, adanın kuzeydoğu kısmına kadar olan bölümüne bir ip çekmişçesine, burada bir tane çırpıntı alan gösterilerek kıyıda yaklaşık 20, 30 metrelik sahil şeridi olan bir alanda, içinde azınlıkların da bulunduğu, gayrimüslim vatandaşlarımızdan kaynaklanan tapu belgelerine ulaşan bazı kişiler, ‘bunlardan aldıklarımız vekaletlerle biz bu alanlarda dalyan alanı kuruyorduk. Fakat bu dalyan alanları kenarlarına çizgiyi çektikten sonra sahilde kalan evlerde sizler bizim kiracısı olduğumuz deniz yüzeyini kullanıyorsunuz’ diyerek ecrimisil talepleriyle karşı karşıya bıraktılar. Biz de bunun bir haksız kazanç olduğunu gördüğümüz için işe müdahale ettik. Öncelikle burada işin illegal olmasının tarafı, böyle bir kiracılık, böyle bir alanda bir dalyan kurulmasının söz konusu olmadığı aşikardır. Yani uçsuz bucaksız bir alanda böyle bir dalyanın ne kurulma şansı var, ne imkanı var, ne olanağı var. Hele ki bundan 100 sene evvelden bahsediyoruz. Diğer taraftan kiracının kiracısı gibi buralardan bir ecrimisil tahakkuk etmeleri söz konusu değil. Diğer taraftan da gerek Tarım Bakanlığı gerek Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün gerekli mercilerde yaptığımız toplantılara göre, eğer bir dalyan alanını siz Tarım Bakanlığı’ndan kiralamış iseniz ve bununla ilgili de 5 yıl burada herhangi bir faaliyet göstermeyip bu dalyanları kurmamışsanız otomatik olarak bu haklarınız kaybedilmiş oluyor. Dolayısıyla burada yarın öbür gün mağduriyet yaşayabilecek bütün bu vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamasının biz kendi adımıza önüne geçtik. Bu konu kapanmış oldu. Ben bu konuda devletimize, bu konuda hassasiyet gösteren tüm bakanlıklarımıza bunun önüne geçtikleri için teşekkürü bir borç biliyorum” dedi.
Öte yandan, kilometrelerce uzunluktaki sahil şeridinde dalyan alanı olduğu iddia edilen alan dron ile görüntülendi.