THY Spor Kulübü’ne transfer olan başarılı voleybolcu Büşra Kılıçlı, hedeflerinin ilk 3 sıra olduğunu belirterek, "Rakibimiz olarak gördüğümüz takımları bu sene çok daha zorlayacağız. İyi bir yerli kadromuz var, yabancı sporcuların desteklediği. Bu sezon hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum. Avrupa’da zaten geçen sene oynadığımız kupada şampiyonluğa çok yakındık. Pandemi yüzünden iptal olduğundan kupayı kaldıramadık" dedi.
Eczacıbaşı ile yolları 13 yaşında kesişen, 4 lig şampiyonluğu kazanan Büşra Kılıçlı, takım kaptanlığı da yaptığı kulüpten geçen sezon müsaade isteyerek kariyerinde ilk kez bir başka takımda oynamaya karar verdi. Beşiktaş ile başarılı bir yarım sezon geçiren milli sporcu, ara dönemde THY Spor Kulübü’ne transfer oldu.
Büşra Kılıçlı, uzun yıllar sonra peş peşe gelen transferlerinin kendisini nasıl etkilediğini, pandemi sürecini nasıl geçirdiğini ve Sultanlar Ligi’nde THY Spor Kulübü ile yeni hedeflerini açıkladı.
Beşiktaş’a geçen sezon başında transfer olduğunu ifade eden Kılıçlı, "İkinci yarıda ise Türk Hava Yolları’na geldim. Buradan gayet memnunum. Eczacıbaşı’nda geçirdiğim yıllarla kıyaslama yapmıyorum. Benim için değişik bir tecrübe. 13 yaşından beri aynı kulüpte oynayıp büyüdükten seneler sonra farklı bir yere gitmek hiç tecrübe etmediğim bir durumdu. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum fakat merak da ediyordum. O yüzden yeni insanlar, yeni ortam, yeni hedefler, yeni takım, yeni sistem. Bana her şey iyi geldi diyebilirim. THY ise çok profesyonel kulüp. Gelene kadar duyuyordum ama içinde olup yaşayarak öğrenmek farklı bir şey. Büyük hedeflerimiz var. Kalite ve vizyon olarak çok iyi ve sayılı kulüplerden. Beşiktaş’ta benim gittiğim sezon talihsiz bir dönemdi. Camia olarak sıkıntı yaşanıyordu. Önceden de söylentiler oluyordu ama büyük bir değişiklik zamanına denk geldim diyebilirim. Birlikte oynadığım arkadaşlarım ve antrenörlerim vakit geçirmekten, birlikte oynamaktan keyif aldığım insanlardı. Yönetimin değişmesi, maddi sıkıntı nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım. Onun dışında sorun yoktu. Yabancı oyuncu transfer yasağı ben gittiğimde de vardı. Gayet güzel tamamen Türk oyunculardan kurulu bir takımdık. Rakiplerimizde 3-4 yabancı oynuyordu. Bu ligde ve bu seviyede oynandığında yabancı oyuncusuz maç kazanmak büyük ses getiren bir olaydı. Galibiyetler aldık. Hatta kendi aramızda ‘Türk gücünü gösteriyor’ derdik. Takımca ortam o kadar güzeldi ve birbirimize öyle bağlanmıştık ki “Alacaklarımızın birazını alsak sezonu devam ettiririz” diyorduk. Ama durumlar maalesef farklı gelişti, herkes ayrılmak zorunda kaldı" dedi.

"Milli takımı artık düşünmüyorum"
Milli takımı artık düşünmediğini söyleyen Kılıçlı, "Daha önce de demiştim; eşimin sakatlığından sonra bıraktım. Çok iyi genç oyuncularımız var ve çok iyi işler yapıyorlar. Milli takıma gitmek gibi bir düşüncem yok. Ailemle daha fazla vakit geçirmek istiyorum. Geride kalan sezon her şey iptal edildi. Olimpiyatlara gidecektik, önümüzdeki sezona alındı. Milli takım durmak zorunda kaldı, kamplar olmadı" diye konuştu.
Pandemi sürecini anlatan Büşra Kılıçlı, "Herkes gibi biz de evimizdeydik. Hastalık ve salgın tedirginliği, uzun süre evde kalmak zordu. Fakat iyi tarafından bakarsak; bence birçok sporcuya evde olmak iyi geldi. Çok yoğun tempomuz olduğu için, gün içinde sabah-akşam sürekli bir yerlerdeyiz. Normal iş hayatından çok daha farklı tempodayız. Birçoğumuz evde olmayı özlediğimizin ve bunun bize iyi geldiğinin farkına vardık. Özellikle milli takımda oynuyorsanız; lig bitiyor, milli takım başlıyor. O bitiyor nefes alamadan yeniden kulüp çalışmalarına başlıyorsunuz. Bu sporcuyu psikolojik olarak çok yoruyor. Mental olarak da sağlığını korumak adına dinlenmeye ihtiyaç duyduran bir şey. Pandemi süreci çok zordu. Hiçbir sporcu gibi bizde bir araya gelemedik. Uzun süre evde tıkılı kaldıktan sonra sahaya girince sakatlık riski çok artıyor. Sakatlığı önlemek için evde hep çok çalıştık. Evde bireysel olarak antrenman yaptık. Ama sahaya girip topa dokunmadığınız zaman olmuyor. Kendi kondisyon çalışmanızla saha çok farklı. Yine de kaybımızı minimumda tutmaya çalıştık. Antrenmanlar başladı. İlk defa zorunlu olarak bu kadar ara verdikten sonra sezon hazırlıklarını erken başlattık. Şimdi de çok şükür öyle bir problem yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı.

THY olarak yeni sezon hedefleri
THY olarak hedeflerini açıklayan başarılı sporcu, "İlk 3 sırada ve mümkün olduğunda daha yukarıda bitirmek. Rakibimiz olarak gördüğümüz takımları bu sene çok daha zorlayacağız. İyi bir yerli kadromuz var yabancı sporcuların desteklediği. Bu sezon hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum. Avrupa’da zaten geçen sene oynadığımız kupada şampiyonluğa çok yakındık. Pandemi yüzünden iptal olduğundan kupayı kaldıramadık. Amaç aslında önümüzdeki sene Şampiyonlar Ligi’ne gitmek. Bunun için de ilk üçe girmemiz gerek" şeklinde konuştu.

Maçlar seyircili mi, seyircisiz mi oynanmalı?
Antrenmanlar başladıktan sonra tüm oyunculara ve kulüplere anketler gönderildiğini söyleyen milli oyuncu, "Sporcu kaygısını, fiziksel olarak ne durumda olduğumuzu değerlendirdiler. Sonuç ne çıktı bilmiyoruz. Muhtemelen anket sonuçları ve salgınla ilgili sürece göre karar verilecektir. Bizler doğal olarak seyircili oynamayı isteriz. Fakat şu anki fikrim; kendimizi zaten korumaya çalışıyoruz ve günün sonunda eve sağlıklı dönmek istiyoruz. Kendimizi ve sevdiklerimizi de korumak istediğimiz için seyircili oynamalı mıyız konusunda emin olamıyoruz. Seyircili oynamak sporun doğasında var ama acaba sağlığımızı riske atacak bir durum olur mu? Benim kafamda net bir şey yok. Çok ekstrem bir dönem yaşıyoruz. Sıkı önlemler alınması ve iyi denetleniyor olması lazım. Bu süreçte gördük ve yaşamaya devam ediyoruz. Hiçbir şey sağlığımızdan önemli değil. Hepimizin işi bu elbette ama spordan önce sağlığımız geliyor. Takım arkadaşlarıma da, rakiplerimize de sağlıklı, sakatlıksız sezon diliyorum. Önümüzdeki sezon başarılı işler yapacağımıza inanıyorum" dedi.