Sakarya’nın Hendek ilçesinde yaşayan ve geçen yıl 23 yaşındaki oğlunu cinayete kurban veren Nagehan Denkler’in oğlundan geriye kalan tüm hatıralarıyla birlikte yaşadığı evi yanarak kül oldu. Bir eşyası bile kurtarılamayan Denkler, evinin yanışını ve boğaz düğümleyen haykırışları saniye saniye cep telefonuna yansıdı. Denkler, "Oğlumun eşyalarını, kıyafetlerini yangından bir gün önce koklayıp ağlamıştım” dedi. Acılı kadın kendisine uzatılacak yardım elini bekliyor.
Hendek ilçesi Çobanyatak Mahallesi’nde ikamet eden Nagehan Denkler, 28 Şubat 2023 tarihinde çıkan tartışma neticesinde kasıklarından vurulan 23 yaşındaki oğlunu cinayete kurban verdi. Kızıyla tek başına oğlunun hatıralarıyla biriktirdiği evde yaşayan Denkler, geçtiğimiz haftalarda tarlada çalıştığı esnada evinin alev alev yandığını öğrendi. Denkler, alevler içinde kalan evini çaresizce izlerken oğlundan geriye kalan tüm hatıralarıyla yaşadığı yuvası yanarak kül oldu. Bir eşyası bile kurtarılamayan Denkler, evinin yanışını boğaz düğümleyen haykırışlarıyla saniye saniye cep telefonuyla kaydetti.
“Oğlumun eşyalarını, kıyafetlerini yangından bir gün önce koklayıp ağlamıştım”
Oğlundan geriye kalan tüm hatıralarıyla birlikte yaşadığı evi yanarak kül olan Nagehan Denkler, o anları göz yaşlarıyla anlattı. Denkler, “Bahçeye giderken telefonumun şarjı bitmişti. Akşam takmamışım şarja takayım dedim. Güncelleme gelince telefon ısınıyormuş, ısınmış masanın üzerine koymuştum oğlumun çalışma masası vardı buzdolabın yanında buzdolabın fişinin takılı olduğu üçlü prizde. Onu da takınca ateş mi çıktı, patladı mı? Nasıl oldu? Bilmiyorum. Kapıyı kilitledim çıktım. Tarlaya indik ablamla ve abimi aradılar, “Nagehan’ın evi yanıyor” diye. Geldim ki baktım, ev alev ateş. Kurtaracak bir şey yok eve giremiyorum her yer tutuşmuştu. Her şeyim gitti, bütün bir çöp, bir ayakkabı, bir çantamı kurtaramadım. Cüzdanımda oğlumun resmi vardı onu bile kurtaramadım, hiçbir şey kurtaramadım. Oğlumu vurdular, bir buçuk yıl oldu. Oğlumun hatıraları, aldığı koltuk takımları, TV ünitesi vardı, çalışma masası vardı. Oğlumun eşyalarını, kıyafetlerini yangından bir gün önce koklayıp ağlamıştım. Bütün montlarını, botlarını çıkarttım, evi temizledim. Babamın yattığı battaniyeyle yatıyordum ben. Annem ben küçükken öldü. Babama bağlanmıştım, babamdan sonra oğluma bağlanmıştım oğlum da gitti. Aynısını isterim ama aynısını mümkün değil. Kimse bana yapmaz” dedi.