Bu görüntüler Türkiye’nin içini ısıtacak
Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde özel bireylerin hayatlarına dokunan Zeynep Bulut, sadece ders vermiyor; onların sosyal hayata tutunmasını sağlayarak bir dost, bir rehber oluyor. Sınıfın kapısında bırakılan engeller, yerini özgüvene ve yeni başlangıçlara bırakıyor. Özel bireylerin sevgi diliyle buluştuğu anları yakalayan Zeynep Bulut’un videoları ise binlerce kişi tarafından beğeniyle izleniyor.
Karamürsel Belediyesi Meslek Edindirme Kurslarında özel bireylere birçok konuda eğitim veren Zeynep Bulut, 18 ila 55 yaş arasındaki 20’ye yakın öğrencisine hem öğretmen hem arkadaş oluyor. Bulut’un uyguladığı sevgi dili, özel bireylerin eğitimde büyük ilerleme kaydetmesine yardımcı oluyor. Öğrenciler ise öğretmenlerine olan sevgilerini adeta yarışa girerek gösteriyor. Bulut, sadece sınıfta değil, ders bitiminde öğrencileri parka, çay bahçesinde veya sahil kenarına götürerek iletişimini kuvvetlendiriyor. "Benimle oynar mısın?" pankartıyla öğretmenleri ile dışarı çıkan öğrenciler, çay bahçesinde yaşlılarla, parkta ise çocuklarla oyuna dahil olarak sosyal hayata tutunuyorlar. Öğrencilerinin birbirinden eğlenceli videolarını çekip sosyal medyaya yükleyen Bulut, binlerce olumlu yorum alıyor.
"Ortak bir dil bulduk ve sevgi dilini keşfettik"
10 yıldır drama eğitmenliğini yaptığını söyleyen Zeynep Bulut, Karamürsel’deki öğrencileriyle ise 5 yıl önce tanıştığını söyledi. 20’nin üzerinde özel bireye eğitim verdiğini ifade eden Bulut, "Özel öğrencilere ders vermem gerektiği söylendiğinde çok tedirgin olmuştum. Nasıl bir şey ortaya çıkacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Çünkü 20’nin üstünde çok farklı engele sahip bireyler vardı. Kiminin gözleri görmüyordu, kiminin kulakları duymuyordu, kimi bedensel, kimi de zihinsel engelliydi. Hepsini aynı ortak bir dilde nasıl buluşturacağımı düşündüm. İlk tanışmada öğrencilerim bu korkumu çok çabuk yenmemi sağladı. Ortak bir dil bulduk ve sevgi dilini keşfettik. Bu sevgi diliyle öğrencilerime yaklaştım" dedi.
"Öğrenciler sınıfa girerken ayakkabılarını çıkartır gibi engellerini kapının önünde bırakıyor"
Yaz döneminde 10’a yakın öğrenciye ders verdiğini söyleyen Bulut, "Öğrencilerimin yaşları 18 ile 55 arasında. Fakat akıl yaşları 5-6. Zihinsel engelin yanı sıra fiziksel engeli olan öğrencilerim de var. Serebral palsi hastalığı olan öğrencilerim de var. Öğrenciler sınıfa girerken ayakkabılarını çıkartır gibi engellerini kapının önünde bırakıyor ve sınıfa o şekilde giriyor. Yani sınıfımızda hiçbir öğrencimiz engelli değil" diye konuştu.
"Birlikte gezmek onlara daha büyük güç, kuvvet veriyor"
Zeynep Bulut, öğrencilerin ders sonrasında birlikte vakit geçirmeye başlamalarının önemine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğrencilerim yıllardır Karamürsel’de büyüyen ve birbirlerini tanıyan kişilerdi. Sınıf içerisinde küçük de olsa etkileşimleri oluyordu fakat ders bitiminden sonra hepsi teker teker sınıftan dağılıyordu. Kimse kimseyi görmüyordu. Tek başlarına gidiyorlardı. Bir gün öğrencilere dersten sonra birlikte çay içebileceğimizi söyledim ve birlikte çay içmeye gittik. Bunu birkaç gün sonra tekrar ettim. Üçüncüsünde kendileri bana ’Hocam bugün çay içmeye gidecek miyiz?’ dediler. Ben de gelemeyeceğimi, işimin olduğunu söyledim ve bir baktım ki onlar kendi başlarına birlikte çay içmeye gitmişler. Bu ertesi gün ve sonraki günlerde devam etti. Şimdi artık hep birlikte geziyorlar. Önceden tek tek gördüğü öğrencilerimi şimdi 6-7 kişilik gruplar halinde gezerken görebiliyoruz. Bu onlara daha büyük güç, kuvvet veriyor ve özgüvenlerini daha üst düzeye çıkartıyor. Bu sebeple dışarı etkinliklerine çok önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Onlara eksikmiş gibi ve acıyarak bakmayalım"
Öğrencilerinin 5 yıl önceki hallerinden büyük değişim gösterdiğini vurgulayan Zeynep Bulut, "Gelişimlerinde çok büyük fark var. Onları tanıdığım ilk zamana göre daha sakinler, daha özgü güvenliler, daha iletişimleri kuvvetli. Çok özel bireyler. Onlar eksik değiller. Onların bizden fazlalıkları var. Onlara eksikmiş gibi ve acıyarak bakmayalım. Onların tek istedikleri kabul görülmek, sevilmek, sayılmak. Onlara sevgiyle yaklaştığımız zaman zaten size dünyaları veriyorlar. Onlara bir verdiğiniz sevgiye onlar size katlayarak fazlasıyla geri döndürüyorlar. O yüzden sadece tek istediğim onları çokça sevelim" şeklinde konuştu.
"Parayla yapılacak iş değil"
Sevginin her şeyin üstünde olduğuna dikkat çeken Bulut, "Parayla yapılacak iş değil. Tamamen sevgiye dayalı, maneviyatı çok kuvvetli bir iş. Onlarla tanıştığım için çok şükrediyorum. İyi ki de bu işi yapıyorum ve onlarla tanışmışım. Onların eksikliklerin bir öğretmene değil bir arkadaş olduğunun fakına vardım. Öğretmenliği daha geride bırakarak onlarla arkadaş oldum. Tek eksiklikleri onları sosyal ortamlara sokacak, iletişim becerilerini kuvvetlendirecek bir dosta ihtiyaçları vardı" dedi.
Hepsi Zeynep Öğretmen’i çok seviyor
Öğrencilerden Yusuf Tan (46), "Hocam beni ünlü yaptı. Öğretmenimi çok seviyorum" ifadelerini kullanırken, Ahmet Bülbül (29) ise "Koşuda birinciliğim var" dedi. Ertuğrul Öztürk (25) ise "Kursa geldikten sonra birçok arkadaş edindim. Arkadaşlarımı çok seviyorum. Resim yapıyorum, tablo yapıyoruz, oyun oynuyoruz. Ünlü olmak değişik bir şey, mutluyum. Kendimle gurur duyuyorum. Öğretmenimi çok seviyorum" diye konuştu.
Ali Biter (19), arkadaşlarıyla birlikte mutlu olduğunu ve onları çok sevdiğini söylerken, Bekir İşeri (43) ise "Yarın doğum günüm. Arkadaşlarımla kutlayacağım" dedi. Kamil Kılıç (39), "Çok uzun zamandır kursa geliyorum. Arkadaşlarımı ve Zeynep Öğretmeni çok seviyorum" dedi.
"Yalnız kalan çocuk asosyal olmaya başlıyor, hatta ev için saldırgan olabiliyor"
Kursa gelerek öğrencilerle oyunlar oynayan Karamürsel Belediye Başkanı Ahmet Çalık ise yaptığı açıklamada, özel bireylerin toplumdan kopmaması gerektiğine dikkat çekerek, "Toplumun içinde olabildiğince yardımcı olacak şekilde onları hayata adapte etmek gerekiyor çünkü yalnız kalan çocuk asosyal olmaya başlıyor, hatta ev için saldırgan olabiliyor. Aslında aileler çocukları bu tip kurslara getirerek sosyalleşmelerine ve zihinsel olarak da gelişmelerine katkı sağlamış olurlar. Bütün ailelere tavsiyem çocuklarını evde yalnız bırakmasınlar, eğitimle iç içe olmalarına katkı sağlasınlar. Sevgi her şeyin üstünde. Kurs öğretmenlerimiz bu sevgiyi öğrencilere hissettiriyor" ifadelerini kullandı.
Çocuklarla çay bahçesinde oyun oynayan yaşlı bir vatandaş ise "Kardeşlerimizi mutlu edebildiysek ne mutlu bize. Elimin becerisiyle onlarla oynamaya çalıştım ama yenildim. Onlara başarılar dilerim. Öğrencilerle oynamak beni mutlu etti" dedi.